Mevcut sistem ucube! – Kocatepe Gazetesi

Afyonkarahisar Baro Başkanı Turgay Şahin, Kocatepe Gazetesi'ne verdiği röportajda anayasa değişikliği sürecini hukukçu kimliği ile yorumladıParlamenter Sistem ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tartışmalarını nasıl bakıyorsunuz?Turgay Şahin: Ben Baro Başkanı olarak beyanatta bulunuyorum. Kişisel görüşümü aktarmıyorum. Ben yaklaşık 3 yıldır bu konuda yazılmış bütün eserleri okumaya çalışıyorum. Yayını bitenleri eski kitapçılardan buldum. Büromda masamın üzeri Başkanlık ve [&hellip]

Afyonkarahisar Baro Başkanı Turgay Şahin, Kocatepe Gazetesi’ne verdiği röportajda anayasa değişikliği sürecini hukukçu kimliği ile yorumladı
Parlamenter Sistem ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tartışmalarını nasıl bakıyorsunuz?
Turgay Şahin: Ben Baro Başkanı olarak beyanatta bulunuyorum. Kişisel görüşümü aktarmıyorum. Ben yaklaşık 3 yıldır bu konuda yazılmış bütün eserleri okumaya çalışıyorum. Yayını bitenleri eski kitapçılardan buldum. Büromda masamın üzeri Başkanlık ve Parlamenter Sisteme ilişkin kitaplarla dolu durumdadır. Şunu fark ediyorum, bu çok kapsamlı bir konu. Sadece parlamenter sistem mi olsun, başkanlık mı ya da Yarı Başkanlık mı? İş bu kadar basit değil. Bu konuda daha önce bir basın açıklaması yapmıştım. İdari sistemler bellidir. Şu anda İsviçre meclis hükümet sistemini uyguluyor. Parlamenter sistemi birçok Avrupa ülkesi ve Türkiye şu anda bunu uyguluyor. Yarı Başkanlık Sistemi Fransa’da uygulanıyor. Başkanlık Sistemi Afrika’da, Güney Amerika’da ve ABD’de uygulanıyor. Bunların hepsi demokratik modeldir. Bunların hiçbirisi birbirine ahlaki olarak, değer olarak daha üstün ve aşağıda değil.
Sistem değişikliği milli refleksi kapsamak zorunda değil mi?
Turgay Şahin: Elbette sistem milli refleksi kapsamalı. Değişikliğin milletin özellikleri ile örtüşmesi gerekir. Yoksa meclis hükümeti ya da parlamenter sistem, başkanlık ya da yarı başkanlık olmak üzere bu dördünün birbirine bir değer farkı yok. Birisi daha kıymetli, birisi daha demokrasi değil. Önemli olan bünyeye hangisinin uyacağıdır. Bu anlamda şu anda Türkiye’de uygulanan model aslında parlamenter sistem değil. Çünkü bunun iki tane ayrıştığı nokta var. Parlamenter sistemlerin temel özellikleri arasında olmazsa olmazlarından bir tanesi hükümetin parlamentoyu fesh etme yetkisidir. Çünkü parlamenter sistemlerde hükümet parlamentoya karşı sorumludur. Gen soru vs diye bildiğimiz bir takım şeyler var. Bunlar meclisin hükümet denetleme aygıtları, kurumlarıdır. Anayasalarda çek-balans denilen fren ve denge mekanizmaları vardır.
Bizde ki parlamenter sistem nasıl işliyor?
Turgay Şahin: Hükümet sisteminin dengesi hükümeti fesh etme özelliğidir. Bizim parlamenter sistemimizde bu hiç olmadı. Dolayısıyla biz şu anda klasik parlamenter sistemden farklı bir noktadayız. İkincisi ise parlamenter sistemlerde Cumhurbaşkanı semboliktir. Bizde Cumhurbaşkanı hem geniş yetkilerle donatılmıştır hem de seçimle gelmektedir. 2007 yılında yapılan değişiklikle birlikte bizde Cumhurbaşkanı seçimle göreve gelmektedir. Dolayısıyla artık sadece parlamentoya karşı değil doğrudan halka karşı sorumludur. Zaten bugün Türkiye’de uygulanan sistem parlamenter sistem değildir. Bir kere bunun adını koymamız lazım. Biz Parlamenter Sistem mi, Başkanlık mı Yarı Başkanlık mı diye tartışırken çıkış noktamız Türkiye’nin sistemi parlamenter sistem olmamalıdır. Şu anda Türkiye’nin sistemi adı konulmamış ara bir sistemdir. Parlamenter ve Yarı Başkanlık Sistemlerinden izler taşıyan ancak hiçbirisi olmamış adeta ucube bir sistemdir.
Neden ucube bir sistem?
Turgay Şahin: Adeta ucube bir sistemdir. Çünkü bu sistem 1982 darbeci anayasasının ihtiyaçlara göre revize edilmesiyle, adeta kaçak kat çıkılmasıyla meydana gelmiş bir gecekondu yapısındadır. Biz ihtiyaca göre bir kat ilave etmişiz, balkon çıkmışız, yanına bir birim yapmışız. Sonuçta böyle garip guruba bir yapı ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla şu anda ki çıkış noktamızı mevcut sistemi parlamenter sistem gibi kabul ederek bir arayışta olmamız doğru olmaz. Türkiye’nin şu anda ki sistemi bir kere parlamenter sistem değil. Bambaşka bir şeydir. Ucube, garip ya da a tipik bir idare biçimimiz vardır.
Bir ülkenin idare biçimi nasıl tanımlanır?
Turgay Şahin: Bir ülke için idare biçimi tanımlarken bunu sadece adını koyarak yapamazsınız. Bunun için üç tane temel kriter vardır. Bir tanesi anayasada ki idare yani hükümet biçimidir. Bunları sıraladık; Meclis Hükümeti, Parlamenter Sistem, Yarı Başkanlık ve Başkanlık Sistemi olmak üzere dört sistemden söz ettik. Bunlardan birinin adı konulur sonra kurumlar paylaştırılır. Aynı zamanda seçim sistemini ve yasalarını da bunun içinde değerlendirmeniz gerekir. Nasıl bir sonuç elde edeceğinizi seçim sistemleriniz belirleyecektir. Bir de Siyasi Partiler Yasası. Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunlarını birlikte düşünmemiz gerekiyor. Çoğunlukçu bir seçim sisteminin oluşturduğu modeller vardır. Eğer seçimde en çok oy alacak partiyi iktidar yapacak bir kurgu getirirseniz seçim sisteminde bu ilerleyen yıllarda iki partili sistemi ve koalisyonsuz bir hükümet sistemini getirir. Adı parlamenter rejim de olsa genel olarak bu işler. Tek başına bunlarda yetmez. Ülke de demokratik yapının homojen olup olmaması, mezhepsel ve etnik olarak ülkenin parçalanmış olup olmaması gibi siyasi partilerin tarihsel arka planları, kurumsallaşmış olması bunları belirler. Yani çok bilinmeyenli bir denklem söz konusudur. Mevcut anayasanın hükümet biçimi hiç kimsenin içine sinmiyor. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı

Bakmadan Geçme