'Meşru olmayan eylemler desteklenemez' – Kocatepe Gazetesi

12 Eylül askeri darbesinin 32’nci yıldönümünde açıklama yapan Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı İl Başkanı Emre Burak Tağ, ne olursa olsun meşru olmayan bir eylemi desteklemenin mümkün olmayacağını, demokrasi ve milli iradenin olduğu bir yerde, sorunların çözümünün yine demokratik yollarla olması gerektiği mesajını verdi

12 Eylül 1980 darbesi ile ilgili basın açıklaması yapan Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı İl Başkanı Emre Burak Tağ, 27 Mayıs 1960 Darbesi ve 12 Mart 1971 Muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, gerçekleştirilen 12 Eylül 1980 günü emir-komuta zinciri içinde vuku bulan üçüncü askeri müdahalenin 32’nci yıldönümü olduğunu kaydetti.
SORUNLAR
DEMOKRASİYLE ÇÖZÜLMELİ
Vakıf İl Başkanı Emre Burak Tağ, 12 Eylül askeri darbesi ile ilgili Türkiye’nin gelişim sürecinin sekteye uğradığını, ülkenin gelişmişlik açısından yıllarca geriye gittiğini belirtti. Bu duruma en çok, ülkenin birlik ve beraberliğini bozmayı kendine görev edinmiş, iç ve dış mihrakların sevindiğini vurgulayan Tağ; “Ne olursa olsun meşru olmayan bir eylemi desteklemek mümkün değildir. Demokrasi ve milli iradenin olduğu bir yerde, sorunların çözümü de yine demokratik yollarla olmalıdır. 1944’de Tırnakları sökülen, tabutluklara atılan da bizlerdik, arada yaşanan darbelerde de en ağır bedeli ödeyenler de yine biz olduk. Bir de bunlar yetmezmiş gibi 12 Eylül’de de işkenceler gördük, asıldık, yok edilmeye çalışıldık. Tüm bunların üzerine, bugün biz ülkücü camiayı, 12 Eylül ihtilal inin şartlarının hazırlayıcısı ve olayların bir numaralı faili gibi sunmaya çalışan mesnetsiz düşünce sahiplerindeki gözle görülür artışı da ilginçlikle izlemekteyiz.” dedi.
ÜLKÜCÜ GENÇLER KARARLI
Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı İl Başkanı Emre Burak Tağ, ihtilale giden yolda yaşanan vahim komplo ve tezgahlardan dolayı haksız ve yersiz yere hedef haline getirilen, olayların zanlısı olarak gösterilmeye çalışılan, sonuçta da mahkûmiyetlere ve ölüm cezalarına maruz bırakılan ülkücüleri, aradan geçen yılların ardından bir kez daha suçlamaya kalkışmanın aşağılık bir tertip olduğunu savundu. Tağ; “Bu aşağılık tertibi yapan, 12 Eylül’ün muhbirleri ve mamulleri, bugün utanmadan mağdur rolünü de oynamaktadırlar. Bizler her dönem ezilmeye, yıldırılmaya ve öldürülmeye çalışılan bir hareketin mensupları olarak, acılarımızın bizlerin rütbeleri olduğuna inanıyoruz. Bize karşı gerçekleştirilen bu aşağılık eylemler karşısında sessiz kalmamız, bu rütbelerin bizim için şeref olduğunun bir göstergesidir. Bahsettiğim, 12 Eylül’ün muhbirleri, mamulleri ve sözde mağdurlarına verilebilecek en güzel cevabın, 12 Eylül ihtilalinin kurbanlarından olan Ülkücü Ağabeyimiz, Mustafa Pehlivanoğlu’nun eksik okunan mektubunda yer alan, şu kısım nede güzel açıklamaktadır: ‘Şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah’a inananlarındır.’ Bizler Ülkücü Türk Gençliği olarak milletimizin önündeki bu zor ve sıkıntılı dönemde de Türkiye’nin ve Büyük Türk Milleti’nin huzuru, güvenliği, birliği ve bin yıllık kardeşliğini korumak için üzerine düşen görevi yapmaya azimli ve kararlıyız.” ifadelerini kullandı.
“YAPILANI UNUTMADIK YAŞADIKÇADA UNUTMAYACAĞIZ”
“Taşıdığımız bayrak; temsil ettiğimiz mukaddes Türk Milliyetçiliği davası uğrunda, komünist ve bölücü hainlerin kurşunlarıyla toprağa şehitler ordusuna katılmış olan Ruhi Kılıçkıran´dan Hasan Şimşek’e kadar şehit olan abi ve kardeşlerimin ruhaniyetlerinin de bizimle beraber olduklarını biliyorum.” diyen Emre Burak Tağ sözlerine şöyle devam etti: “Onlar da bizi dinliyorlar. Bizler, bize yapılanı düz unutmadık, bugün hala hatırlıyoruz ve yaşadığımız sürece de unutmayacağız. Bugün bir kez daha, tarih boyunca bizleri ezmeye çalışan hainleri kınıyor ve lanetliyorum. Sapasağlam ayakta ve mücadele içinde olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyor, başta 80 döneminde şehit olmuş akabinde ise bu kutlu yolda şehit olmuş tüm Ülkücü şehitlerimize Allah’dan rahmet diliyorum.” (Kocatepe)