'Meslek kertmesi', uzmanların desteğiyle aşılıyor
Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Seviye Belirleme Sınavı’ndaki tercih döneminde olduğu gibi Lisans Yerleştirme Sınavı’nda da öğrencilerin tercih süreçlerine katkıda bulunuyor. Anne ve babaların, çocuklarının mesleklerini belirlemede hevesli olduğuna dikkat çeken RAM Müdürü Nihat İnan, beşik kertmesini mesleğe uyarlayarak bu durumu 'meslek kertmesi' olarak yorumluyor. İnan, RAM olarak meslek kertmesini değil, öğrencilerin kendilerini özelliklerini tanımalarının [&hellip]
Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Seviye Belirleme Sınavı’ndaki tercih döneminde olduğu gibi Lisans Yerleştirme Sınavı’nda da öğrencilerin tercih süreçlerine katkıda bulunuyor.
Anne ve babaların, çocuklarının mesleklerini belirlemede hevesli olduğuna dikkat çeken RAM Müdürü Nihat İnan, beşik kertmesini mesleğe uyarlayarak bu durumu “meslek kertmesi” olarak yorumluyor. İnan, RAM olarak meslek kertmesini değil, öğrencilerin kendilerini özelliklerini tanımalarının ardından yaptıkları tercihleri desteklediklerini söylüyor.
Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü, ilköğretim öğrencilerine ortaöğretim kurumlarına yerleşme sürecinde verdiği desteği, üniversite tercih edecek öğrencilere de sunuyor. Atatürk Anadolu Lisesi’nde kurulan Kariyer Danışma Merkezi’nde 5 Ağustos’a kadar sabah 9.00 ile 17.00 arasında öğrencilere hizmet verecek olan RAM uzmanları, öğrencilerin özellikle meslek seçimlerinde gidecekleri en uygun yolu belirlemeye çalışıyor.
Büyük sorumluluklar yükleniyor
Kanunen çocuk sayılan ve çoğunluğu 17-18 yaşlarında olan öğrencilere, bu yaşların gerektirdiğinden çok daha büyük bir sorumluluk yüklendiğini belirten Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Nihat İnan, Kariyer Danışma Merkezi’yle bu sorumluluğu biraz olsun hafifletmeyi amaçladıklarını söylüyor. İnan, “Eskiden insanların evlilikleriyle ilgili kararlar önceden verilirdi. Biz buna beşik kertmesi derdik. Aile büyükleri, anne, baba çocuklarının kimle evleneceğine dair kararı baştan verirlerdi. Günümüzde belki evlilik için tanımlanan beşik kertmesine eskisi kadar rastlanmıyor ama meslek kertmesine sıkça rastlanıyor. Anneler, babalar, aile büyükleri, ‘Benim oğlum, şu mesleği seçecek’, ‘Benim kızım şu üniversite-ye gidecek’ gibi önceden karar verilen tercihleri öğrencilere uygulatmak istiyor. Bu da öğrenci de ister istemez bir baskı oluşturuyor” diyor.
Öğrenciler, kendi özelliklerini tanımalı
Meslek kertmesi tanımının Prof. Dr. Üstün Dökmen’e ait olduğunun altını çizen İnan, “Bizim amacımız, öğrencinin kendisini, kendi özelliklerini tanıması ve mesleğini, üniversitesini ona göre seçmesi. Çünkü meslek seçtiğinizde işinizi seçmiş oluyorsunuz. Bununla birlikte aşınızı seçiyorsunuz. Hatta genel itibariyle eşinizi de seçmiş oluyorsunuz. Çünkü aynı meslek grubundan olan kişilerin evlenmesinde artış gözlemleniyor” ifadelerini kullanıyor.
Gözlük camının tozu alınıyor
Öğrencinin çeşitli baskıları dikkate alarak yaptığı üniversite seçimini “tozu alınmamış gözlük camı”na benzeten İnan, şöyle konuşuyor:
“Öğrencinin üzerinde anne, babanın belirlediği kararın baskısı bulunuyor. Okulun, dershanenin, gittiyse özel kursun baskısı hissediliyor. Bunların dışında belli karakterlere özenilmesi sonucunda o karakterler gibi olma istemi de tercih sürecini et-kiliyor. Bütün bunlar, tercih gözlüğümüzün camında toza neden oluyor. Biz, bu Kariyer Danışma Merkezleri’yle diyoruz ki: Gelin, gözlüğümüzün tozunu alalım. Gerçekten neyi istiyorsak, neyi yapabileceksek, ayrıca iş imkanları konusunda hangi bölüm avantajlıysa, mümkün mertebe o bölümleri tercih edelim. Kariyer Danışma Merkezimiz’deki arkadaşlarımız, bunu sağlamaya çalışıyor.”
Ölü tercih yapmayın
Kariyer Danışma Merkezi’nde öğrencilerin sorularını birebir cevaplayan RAM Müdür Yardımcısı Yılmaz Ülger ise öğrencilere bir dizi tavsiyede bulunuyor. Ülger, “Üniversite tercihi yapacak öğrencilere seslenmek istiyorum: Kazandığınız takdirde mutlaka okuyacağınız okulları kılavuzdan işaretleyin. İstek sıranıza göre okulları sıralayın. Tercihlerinizi yaparken puanlardan daha çok başarı sıranızı dikkate almanız sizin adınıza daha yararlı olacaktır. Tutarsız (ölü) tercih; alt sırada yazdığınız bir okulun üst sıradakinden puanının daha fazla olması durumudur. Böyle tercihleriniz varsa eleyin. Her kişi kendi yapısına bazı okulları uygun gördüğü için bir diğerinin tercihini doğru bulmayabilir. Bu sizi yanıltmamalıdır. Her kişinin özelliklerinin ayrı olduğu ve tercihler için her öğrencinin durumuna göre ayrı listeler çıkarılması gerektiği unutulmamalıdır. 30 ayrı tercih yapma hakkınız vardır. Yinede, tercihlerinizin tamamını doldurmak için kendinizi zorlamayın. ÖSYM sizi yazdığınız okullardan herhangi birine yerleştirebilir. Kazanmanız halinde pişman olacağınız hiçbir okulu yazmayın. Tercihlerinizi yaparken bölümlerin şartlarını iyice inceleyiniz. Şartlarını taşımadığınız herhangi bir bölüme yerleşmiş olsanız dahi kaydınız yapılmayacaktır. Yerleştirmelerde puan üstünlüğünün esas olduğunu unutmayın. Tercih listenizde puana değil de kişisel tercihinize önem verin. Puanı yüksek diye istediğiniz bir okulu daha az tercih ettiğinizin altına yazmayın” diyor.
Kontenjanda 87 bin kişilik artış
2011 yılı tercih dönemi itibariyle üniversitelerin durumu hakkında da bilgi veren Ülger, şu ifadeleri kullanıyor:
“Türkiye’de 2011 yılı itibariyle öğrenci kabul eden üniversite sayısı 164. Lisans düzeyinde 2011 yılı kontenjan sayısı, 431 bin 768 olarak belirlendi. Ön Lisans düzeyinde 2011 yılı kontenjan sayısı. 303 bin 948. Üniversitelerdeki bölümlerin bir kısmı yetenek sınavı ile öğrenci alıyor. Özel yetenek düzeyinde 23 bin 952 öğrenci alınacak. Üniversitelerin toplam kontenjan sayısında önemli bir artış olduğunu görüyoruz. 2010 yılında 671 bin 804 olan üniversitelerin toplam kontenjanları, 2011 yılında 759 bin 668’e yükseldi. Bu da 87 bin kişilik bir kontenjan artışına tekabül ediyor.” Haber: Murat ARISOY