Mesele vatan meselesi – Kocatepe Gazetesi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar programına örgütlere hitap ederek başladı. Bir kısmı basına kapalı olarak devam eden toplantı ATB Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi. 'BİRLİKTE HUZURLA YAŞAMAK İSTİYORUZ' Afyonkarahisar'da olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milli kurtuluş mücadelesinin yürütüldüğü topraklarda bulunduğunu kaydetti. Bu toprakların şehit kanlarıyla sulanmış topraklar [&hellip]
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar programına örgütlere hitap ederek başladı. Bir kısmı basına kapalı olarak devam eden toplantı ATB Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.
“BİRLİKTE HUZURLA YAŞAMAK İSTİYORUZ”
Afyonkarahisar’da olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milli kurtuluş mücadelesinin yürütüldüğü topraklarda bulunduğunu kaydetti. Bu toprakların şehit kanlarıyla sulanmış topraklar olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu; “Babalarımız, dedelerimiz mücadele etti Cumhuriyeti kurdu. Neresinden bakarsak bakalım, birlikte yaşama arzumuz her dönem hepimizin gündeminde oldu. Ayrılık, gayrılık yapmadık. Farklı düşünebiliriz, farklı kimliklerimiz olabilir. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşayabiliriz. Ama bir arada yaşamak istiyoruz. Birarada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bir arada herkesin karnının doyduğu herkesin işinin, aşının olduğu bir Türkiye’de huzur içinde yaşamak istiyoruz. Sadece biz mi kendi aramızda mı? Hayır, komşularımızla da huzur içinde yaşamak istiyoruz” dedi.
İSLAM DÜNYASI TÜRKİYE’Yİ ÖRNEK ALDI
“İsteriz ki hem dünya da barış olsun hem Türkiye de barış olsun” sözünü söyleyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün savaş meydanlarından gelen bir kişi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu; “Barışın ve huzurun değerini en iyi o biliyor. Çünkü savaşın bir toplum içinde nelere mal olduğunu en iyi bilen kişidir. Cumhuriyetimizi kurduk, demokrasimizi geliştirdik. Dünya da hiçbir örneği olmayan bir olayı gerçekleştirdik. Bu olay; Bir siyasi parti, tek parti kendi iradesiyle 1947 yılında çok partili hayata geçti. Kendi iradesiyle zorlama bir şey yok. Ama daha Cumhuriyetin başından beri çok partili hayat bir özlem olarak duruyordu. Çünkü bir ülkenin demokrasi içinde büyüyeceğini hepimiz biliyorduk. Demokrasi içinde mücadele edersek bütün dünyaya örnek olacağımızı hepimiz biliyorduk. 1923’de Cumhuriyeti kurduğumuzda tüm İslam dünyası onlarda Cumhuriyeti tercih ettiler. Türkiye’yi örnek aldılar. Demokrasiyi geliştirdik onlarda bizi örnek aldılar. Bizde demokrasimizi geliştirelim dediler” diye konuştu.
16 NİSAN’DA BİR TERCİHTE BULUNULACAK
Türkiye’nin bir yol ayırımına geldiğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan 2017 tarihinde sandığa gidileceğini kaydetti. Kılıçdaroğlu; “Şimdi bir yol ayırımına geldik. 16 Nisan’da sandığa gideceğiz ve bir tercihte bulunacağız. Demokrasiyi mi istiyoruz? Tek adam yönetimini mi istiyoruz? Bu tercihte bulunacağız. Bu tercihin sağı solu yok. Bu tercihin A partisi, B partisi yok. Bu tercihin efendim sosyal demokratlar, mütedeyyinler, milliyetçiler, ülkücüler, sadetçiler. Bunlarla da ilgisi yok. Bu tercih bir demokrasi tercihidir. Dediğim gibi siyasi görüşlerimiz farklı olabilir. Kimliklerimiz farklı olabilir. Yaşadığımız bölgeler farklı olabilir. Ama bir arada demokrasi istiyoruz. Demokrasi istemek zorundayız. Çünkü barışın ve huzurun temeli demokrasiden geçiyor. Demokrasi ne demek? Demokrasi önce düşünce özgürlüğü demektir. Benim görüşüm farklı. Bir başka vatandaşın görüşü farklı olabilir. Ama biz bir arada oturabilip düşüncelerimizi birbirimize aktarabilmeliyiz. Dedelerimiz, atalarımız ne diyordu; ‘Akıl akıldan üstündür’ Evet akıl akıldan üstündür. Benim görmediğim bir olayı bir başka arkadaşım görebilir. Bir arkadaşım bana yaptığım bir hatayı gösterebilir. Bu ne ile olur? Demokrasi içinde olur” şeklinde konuştu.
HAKLAR DEMOKRASİ İLE ARANIR
Despot bir yönetimde vatandaşın çıkıp kişiye ‘Sen hata yaptın’ diyemeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Despot yönetimde vatandaş kişiye hata yaptın diyemeyeceğinden demokrasi o nedenle önemlidir. Demokrasi de herkesin can ve mal güvenliği garanti altındadır. Altını bir daha çiziyorum. Aramızda iş dünyasından saygı değer insanlarda var. Herkesin can ve mal güvenliği anayasal garanti altındadır. Devlet bir kişinin mal varlığına el koyduğu zaman onun değerini ona ödemek zorundadır. Bu kamulaştırmadır. Kamulaştırmayı yaparken de kamu yararı varsa ancak kamulaştırma yapabilir. Kamu yararı yoksa devlet dahi kamulaştırma yapamaz. Önce kamu yararı ispatlanmalı. Demokrasi budur. Kaldı ki kamulaştırma sürecinde vatandaş ödenen rakamı eksik bulabilir. Mahkemeye gidip dava açıp hakkını yine arayabilir. Demokrasi budur. Haklarımızın teminat altına alınması da demokrasidir. Bağımsız mahkemeler hakları teminat altına alır. Siyasetten bağımsız, hukukun üstünlüğüne göre karar veren bağımsız yargıdan geçer. Bunlar tüm dünya da demokrasilerin vazgeçilmezliğidir.”
TBMM ATA’YA SINIRLI YETKİ VERDİ
Sözlerinin başında evrensel kuralları dillendirdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Bu kurallar Amerika’da da, Japonya’da da geçerlidir. Danimarka’da da, İspanya’da da geçerlidir. Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde bu kurallar geçerlidir. 1923 yılında Cumhuriyeti ilan ettik. 23 Nisan 1920’de Meclisi açtık. Tek adam yönetimi yoktu. Meclis vardı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Başkomutanlık yetkisi sınırlı olarak verilmiştir TBMM tarafından. Yine 1924 anayasası görüşülürken Gazi Mustafa Kemal’e Meclis’i fesih yetkisi verilmemiştir. Oy çokluğu ile ret edilmiştir. Gerekçe de ‘Bizi buraya millet gönderdi. Gazi Paşa’yı severiz. Ama Gazi Paşa bizi buraya getirmedi. Milletin iradesini herkes tanımak zorunda’ denilmiştir.”
“ÇİFT BAŞLILIK GETİRİLECEK”
“Şimdi biz bir rejim değişikliği içine giriyoruz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, konu ile ilgili birinci sorunun hangi gerekçe ile rejimin değiştirildiğini olduğunu söyledi. Bir Allah kulunun çıkıp makul ve mantıklı bir gerekçe açıklaması gerektiğine değinen Kılıçdaroğlu; “Makul ve mantıklı bir gerekçe açıklanmalı. Şu gerekçe ile biz demokratik parlamenter sistemden vazgeçiyor, tek adam rejimine geçiyoruz. Deniliyor ki devlette çift başlılık bitecek. Tam tersine devlet yönetiminde çift başlılık olacak. En tepede ki kişi hem Başkan olacak hem de siyasi partinin Genel Başkanı olacak. Yani iki ayrı şapkası olacak. Çift başlılığı kaldıracağız söylemi asla doğru değil. Tam tersine bu anayasa değişikliği geçerse devletin tepesinde çift başlılık olacak” ifadelerini kullandı.
MESELE KİŞİ MESELESİ DEĞİL
Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil eden kişinin aynı zamanda partisini de temsil etmesiyle o kişinin nasıl tarafsız olabileceği sorusunun gündeme geldiğini belirten Kılıçdaroğlu şu ifadelere yer verdi: “O kişinin tarafsız niteliği ne olacak? Meclise gelip ben tarafsız davranacağım diye nasıl yemin edecek. Ben tarafsız olamam. Çünkü ben bir partinin Genel Başkanıyım. Binali Bey tarafsız olamaz. O da bir başka partinin Genel Başkanı. Devlet Bey de tarafsız olamaz o da başka bir partinin Genel Başkanı. Sayın Karamollaoğlu da bir başka partinin Genel Başkanı olarak tarafsız olamaz. Biz Mecliste yemin ederken tarafsızlık üzerine yemin etmeyiz. Öyle bir kural yok. Tarafsızlık üzerine yemin sadece Cumhurbaşkanın da var. O da bir partinin Genel Başkanı olunca ne olacak? İllerde Cumhurbaşkanlığını kim temsil edecek? İl Başkanı mı Vali mi? İkisi de temsil edecek. Yani çift başlılık hem tepe de hem de altta var. Bunların tamamını düşünmemiz lazım. Tamamını düşünüp sandığa gitmemiz lazım. Bunların siyasi partilerle ilgisi yoktur. Doğruyu eğriyi, nelerin gelip nelerin götürüleceğini hepimizin anlatması gerekiyor. Mesele bir siyasi parti meselesi değildir. Mesele bir kişi meselesi değildir. Mesele memleket meselesidir. Mesele cumhuriyet, vatan, bayrak, demokrasi meselesidir.”
AFYON NEDEN GERİYE GİDİYOR?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile tek bir kişiye çok fazla yetki verildiğini kişinin hata yapması halinde cezayı 80 milyonun çekeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu; “Afyon’u düşünün. Bölgenin yıldızı olarak tanımlıyoruz değil mi? Doğal kaynakları var mı? Mermerinden sıcak suyuna kadar. Afyonlu kardeşlerim şu soruyu kendilerine sordu mu acaba? Bizim nüfusumuz bir ara çok iyiydi. Niye yüz bin nüfus düştü? Yüz bin nüfus niye başka yerlere gitti? Bir dönem 7 milletvekili çıkarıyorduk. Milletvekili sayımız neden beşe düştü? Bu nasıl bir yıldızlık? Her alanda cazibe merkezi olması gerekiyor. Buna inanarak söylüyorum. Üretimde, sanayi de, yumurtacılıkta sadece bölgenin değil Ortadoğu’nun cazibe merkezi olması gereken bir Afyon neden geriye gidiyor? Bu sorunları çözmemiz gerekirken neden bu sorunlara kulaklarımızı tıkayıp başka sorunlarla ilgileniyoruz? Neden rejimimizi değiştiriyoruz? Hangi gerekçe ile değiştiriyoruz. Bereketli bir ova. Sorunu, işsizlik sorunu, sanayicinin, turizimcinin, çiftçinin, tavuk üreticisinin sorunu var. Bunlarla ilgilenmek yerine başka bir şeyle ilgileniyoruz. Sorunlar demokratik sistem içinde çözülür” >> Burcu AYDIN’ın Haberi