• Haberler
  • Genel
  • Mermerciler içini döktü – Kocatepe Gazetesi

Mermerciler içini döktü – Kocatepe Gazetesi

Mermer ocağı işletmecileri sektörün sorunlarına çözüm bulmak üzere Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser Başkanlığında Ticaret Odası toplantı salonunda bir araya geldiler Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) yeni hizmet binası, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser'in başkanlığında, mermer ocağı açmada yaşanan sorunların giderilmesine yönelik toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantıya [&hellip]

Mermerciler içini döktü

Mermer ocağı işletmecileri sektörün sorunlarına çözüm bulmak üzere Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser Başkanlığında Ticaret Odası toplantı salonunda bir araya geldiler

Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) yeni hizmet binası, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser’in başkanlığında, mermer ocağı açmada yaşanan sorunların giderilmesine yönelik toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantıya; mermer sanayicileri, ATSO Meclis Başkanı Mustafa Hancıoğlu, ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Gürcan Aşçı, meslek komitesi üyeleri, ilimizin mermerle iştigal eden mermer sanayici dernekleri, bu derneklerin başkanları katıldı.
SORUNLAR RAPOR HALİNE GETİRİLECEK
Son zamanlarda iyice büyüyen birkaç önemli sorunun masaya yatırldığı toplantıda, mermer ocaklarını ekmek kapısı bilen kesime kulak verildi. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Başkan Hüsnü Serteser, en acilden en kısa vadedeki sorunların rapor haline getirilerek; TÜMMER’e, Ege İhracatçıları Birliği’ne, milletvekillerine, ilgili bakanlara hatta başbakana iletileceğini söyledi. Başkan Serteser, tüm mermer firmalarının toplantıya çağırılmadığını ocaklarda problem gözüktüğü için ocak firmalarının davetli olduğunu da sözlerine ekledi.
MERMERCİLİKTE İSCEHİSAR ÖN PLANDA
ATSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Boğaz Mermerciler Derneği Başkanı Mehmet Sıtkı Merdivenci, ocak açmak aşamasında sorunların fazla olduğuan dikkat çekti. İscehisar Mermerciler ve İşadamları Derneği Başkanı Ali Genelioğlu ise mermecilik denildiği zaman İscehisar’ın ön plana çıktığına değindi. İscehisar’da emrmcileri içinde firma olarak, mermercilikle uğraştıklarını ifade eden Genelioğlu sorunları birebir yaşadıklarını kaydetti.
SORUNLARIMIZIN HEPSİ AYNI
Konukların söz alması ile şikayet ve taleplerini dile etiren ilk isim Ömer Ertürk oldu. Ertürk, şöyle konuştu; “Aynı yasaya tabiyiz dolayısıyla bütün sorunlarımızın hepsi birbirinin aynı. Madencilerin şu anda hiç karşılaşmadığı bazı sorunlar var. En önemli sorun, 16 Haziran 2012 tarihli 28325 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Başbakanlık Genelgesi. Bu genelge hepimizin kamu taşınmazlarının kiralanması, izin verilmesi, satılması aşamasında bu izin dosyasının başbakanlığa gitmesi. Bu gerçekten çıktığı tarihten bu yana madenciliği kitlemiş durumda. Yeni ruhsatlar alınmıyor. İzinler belli süre bekledi, çalışma izinleri de verilmedi. Bu sorun bütün ülkenin sorunu, bu konuda itirazlar odalar, meslek kuruluşları, dernek kuruluşları tarafından yapılmakta.”
YOLLAR KALİTELİ OLMALI
“Türkiye’de köy yollarının kapasitesi 20 ton. Bizim boş tırlarımız 20 tondan fazla geliyor” diyen İbrahim Alimoğlu ise şöyle konuştu, “Yolların bozulması çok normal. Hangi akla hizmetle İl Özel İdaresi İscehisar Mahkemesi ile birlikte bizim yollara 1 trilyon 900 milyon hasar verdiğimizi tespit etmiş? Bu payda her firmaya düşen miktarın ödenmesi istendi mahkemeye gittik. Köy yollarının kaliteli olması lazım. Bizim geçmediğimiz yollar çok mu düzgün? Eskişehir yolu ortada. Devlete hizmet ediyorsak devlete vergi ödüyorsak, öz kaynakları ortaya çıkarıyorsa devletin bize yardımcı olması lazım.”
SEKTÖRÜN TANITIMA İHTİYACI VAR
Mehmet Abdioğlu ise gündemine seramikçileri gündemine dahil ettiği konuşmasında şunları kaydetti; “Ana madde-hammadde-toprak olduğu halde bizi çevre düşmanı olarak ilan eden bu bürokrasi, seramikçileri bu noktada üzerine gitmiyor. Lakin bu sektörün kendisini tanıtmaya ihtiyacı var ve bütçeye ihtiyaç var. Eskişehir’, sit alanı ilan eden insanların yapısı belli. Bazı şeyleri aşmamıza imkan yok. Biz tedbir almak yerine tehlike geldikten sonra ne yaparız diyoruz. Maden Kanunu değişmeye yön tuttuğu zaman sivil toplum örgütlerinin harekete geçmesi lazımdı. Biz bu işin ucundan 2 sene sonra anca tutabildik. Bu anlamda oluşacak tanıtım konsorsiyuma bir pay ayrılmalı. Bu işleri takip eden hukukçular ve maden mühendisleri var. Başbakana’a ulaşmamız lazım yüzde 100 katılıyorum. Bu operasyon gerçekleştirilmeli. Ortak bir konsorsiyum çevresinde problemlere sıra numarası verilerek çözülmeli. Geç kalmaktayız. Zeytinyağcılar, limoncular bile bizden ilerde.”
TEMSİLCİLERİMİZ
BÜROKRATLAR DEĞİL, SİYASİLER
Hacı Hakkı Özsoy ise örgütlerden yeterli miktarda yararlanılmadığını söyledi. Özsoy, “Şu bir gerçek biz bu işin kültürünü edinmiş değiliz. Meslek örgütlerini ve sivil toplum örgütlerini kullanmıyoruz. Bunu çok iyi öğreneceğiz ve işlerimiz daha sağlıklı olacak. Şurada konuştuğumuz konular evvela ilgililer tarafından örgütlere getirilir onların görüş ve düşünceleri alınır ve karara safhasına gelinir. Hala şartlı yönetim tarzı. Bürokrata havale ediliyor. Bürokrata teslim edilince vur deyince öldürüyorlar. Bunu açıkça görüyoruz. Eskiden hiç güzel değildi çok sulanmış bir haldeydi. O da güzel değildi bu da güzel değil. Bunun bir orta yolunu bulmamız lazım. Bunun orta yolu bulmamız için bunu bürokratlara anlatmamız lazım. Bizim temsilcilerimiz bürokratlar değil siyasilerdir. Bizim muhatabımız siyasilerdir. Onları muhatap olarak almamız gerekir. 80 yıllık devlet yapısını aşamadık. Zengin kaynakların fakir bekçiliğine hala bizi mahkum edecekler. Bunu aşmak içinde meslek örgütlerimize başta odamız olmak üzere görev düşüyor. Odamız işinin ciddiyetinin farkında. Burada bir bürokrasi yanlışı var. Mermerci, altın, bor sektörü aynı torbaya girmez ki. Ayrı ayrı konular. Bence bürokratik engeller yerine devletin bürokrasinin destek olması gerekiyor. Bu çalışmaları yapacak güzel bir heyet oluşturalım. Hepimizde o heyetin emrinde hizmetinde olalım aşabiliriz bunları haklılık payımız çok yüksek” diye konuştu.
BAŞBAKAN’A YANLIŞ BİLGİLER VERİLİYOR
Madencilerin sorunlarının hep gündemde olduğunun altını çizen Alimoğlu, şunları kaydetti; “Yeni Maden Yasası hazırlanıyor diyorlar. Böyle bir yasada yeni saha bulduğunuzda bunu İl Özel İdaresi’ne bildirecekmişsiniz. İdare ihale açacakmış ihaleyi kim alırsa satış bedeli üzerinden devlet hakkı ödenecekmiş. Sektörde büyük oyun oynanıyor. Kurulacak komisyon yasalar oluşmadan gerekli önlemler almalı. Böyle yasa çıkarsa, benim bulduğum saha İl Özel İdare’ye giderse parası olan adam bunu ihalede artırıp alacaktır. Kimler başbakana yanlış bilgi veriyor? Nasıl bu hale geldik? Çok ciddi bir komisyon kurup uğraşmak lazım.”
MADENCİLİK GERÇEKTEN BİTECEK
Maden Yasası hazırlandığına dikkat çeken Abdullah Kaya konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Maden Mühendisleri Odası’nın yıllardır üyesiyim. Ankarada yapılan istişareler de Oda temsilcilerini dahi haberi yok. Böyle bir yazı hazırlanıyor kimsenin haberi yok. Bu derneklerin kanuna sahip çıkması lazım. Kanun bakanlıktan geçtikten sonra kimsenin bir şey yapacak hali yok. Çalıştığım yerlerde şunu gördüm. Madencilik gerçekten bitecek. Burada çok büyük ihracat yapanlar var. Madencilik kilitlenmek üzere. Bütün değerler başbakanda toplanıyor. Başbakan nasıl çözecek bu sorunu? Yol bozulacak tabii. Yolu, benden aldığı vergilerle yapacak. Seramik fabrikalarının durumu madencilerin umurunda değil. Buradaki madencilerin geliri devlet için önemli bir konu değil. Bunu başbakan kendisi söylüyor. Bu oranlar değişecek. Bu şartlarda hiçbir madencilik sektörü ayakta duramaz.”
LEHİNE ÇEVRİLECEK
İŞLER ALEYHİNE ÇEVRİLİYOR
“Afyon Çevre Müdürlüğü Allah’a emanet” diyen Nurettin Duman ise şöyle devam etti; “Civar illerde bir haftada aldığımız ÇED Mafiyet Belgesi mermer ocakları için bu bizim ÇED sınırlarımız dışındadır şeklindeki belge Afyon’da iyi şartlarda 2 ayda alınıyor. ÇED muafiyeti üstelik en kolayı. Çevre illerde 1 haftada alınıyor. Çevre müdürlüğü ne kadar kurum varsa hepsinden görüş istiyor. Yönetmelikte de böyle bir şey yok. Sadece kişilerin kendi inisiyatiflerinden dolayı vatandaşın da lehine çevrilecek işler aleyhine çevriliyor. Çevre müdürlüğünün tarzının ve anlayışının acilen değişmesi lazım. Çok ciddi sıkıntı var. Ocaklarda belli değişiklikle yapılması için ocak sınırı içerisinde yaşayan köylülerden görüş alınıyor. Köylerde hiç kimse yakında ocak açılmasına izin vermeyecektir. İkili ilişkilerle bu işi halletmeye çalışıyoruz. Köylülerle mahkemelik olanlar var. Köylünün imzasının alınması acilen kaldırılmadı.”
İŞTEN NEFRET ETMEYE BAŞLADIM
Kendilerine bir yol çizilmesi gerektiğini kaydeden Ahmet Oğuz, şunları kaydetti; “Ya bizi bitirsinler ya da yaşatsınlar. Yaşatacaklarsa da insan gibi yaşatsınlar. Öldüreceklerse de bizde başka iş yapalım. Madencilik yapmamız şart değil ama bu belirsizlik ortadan kalksın. Her gün sırtınızda bıçakla geziyorsunuz. İşte nefret etmeye başladım. Çıkartamadığımız kazanamadığımız parayı da ödüyoruz biz. Bize yol yapın şunu yapın diyorlar. Ben artık bıktım yeter. Günüm yarınım yok. Ocak açamıyorum. Bir çözüm yok. Herkes bir şey söylüyor ama ortada bir şey yok. Eskiden de toplantılar yapıldı bir yere varılmadı. Bu toplantı bir yere varsın.”
BAŞBAKAN’DAN RANDEVU
ALMAYA ÇALIŞIYORUM
Toplantı sonrasında genel bir değerlendirme yapan Başkan Serteser, “Çevre İl Müdürlüğü ile ilgili sıkıntılarla bizzat kendim ilgileneceğim. Haftada yapılacak şey ÇED raporu 2 aydan önce çıkmıyor. Biz bazı sorunları bu başbakanlık genelgesi ile ilgili olanı biliyoruz. Madencilik sektörünü ilgilendirmeyen bir konu çok büyük boyutlara ulaştı. Mutlaka bir formül düşünülüyor. Formül çok gecikti. Sayın başbakanımızdan ben iletişim kurarak bir randevu alaya çalışıyorum. O genel konu ile bu komisyonda alınacak raporu başbakanımıza sunacağız. Biz şuna da dikkat etmeliyiz, mahalli halledeceğimiz sorunlarda var. İl Genel Meclisi, Çevre İl Müdürlüğü ile halledilebilecek konular var. komisyonun haricinde mahalli konuları bizzat takip edeceğim. Öyle bir iletişim İl Genel Meclisi, Çevre İl Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü ile var. Bunları çözebileceğimizi düşünüyorum. Diğer genel konuları ise bu komisyon aracılığı ile çözmeye çalışalım. Ben her toplantıda bilhassa ulusal bazdaki toplantılarda madenciliğin önemine değindim. İzmir’de 4 defa göreve geldiğimizden beri kendi katılımcılarımızı toplayıp önemini belirttim. Her zaman belirtmeye çalışıyorum. Bölgemizde Türkiye’de madenciliğin çok önemli olduğunu bilmemek çok yanlış olur. Zannediyorum başbakanımıza bu konular hassasiyetli bir şekilde iletilmiyor. İthal girdisi az olan madencilik sektörüne bu kadar az önem verilmesi, bu sorunların ele alınmaması çok düşündürücü. Bir diğer konuda burada TÜMMER’in bir yetkilisi yok. Ege İhracatçıları Birliği’nin başkanı yok. Konuya çok fazla eğiliyorlar netice elde edemiyorlar. Hızlı bir şekilde komisyonumuz hareket etsin. Randevuyu almaya çalışacağım. Çalışmalarımız randevuya dayalı gitmesin. Daha önce tekil girişimlerde bulunduk pek faydalı olmadı. İnşallah bu toplantımız hayırlı olur” dedi.
Toplantıda sektörün sıkıntılarını rapor haline getirecek bir komisyon belirlerdi. Komisyonda şu isimler yer aldı; İbrahim Alimoğlu, Ali Genelioğlu, Mehmet Merdivenci, Osman Uysal, Ahmet Oğuz, Ömer Ertürk, Metin Mercan, Ömer Uğur, Celaleddin Gürel, Nurettin Duman, Mehmet Abdioğulları. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme