“Meriç, Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli entelektülellerden biri”
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyoloji Kulübü’nün düzenlediği “Türkiye’nin Ruhu: Cemil Meriç” konulu söyleşi ve belgesel film gösterimi, gerçekleştirildi. AKÜ Ahmet Necdet Sezer Kampusü 2. Eğitim Binası Erdal Akar Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ve Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karakaş bir konuşma yaptı Balkan göçmeni bir ailenin çocuğuProf. Dr. [&hellip]
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyoloji Kulübü’nün düzenlediği “Türkiye’nin Ruhu: Cemil Meriç” konulu söyleşi ve belgesel film gösterimi, gerçekleştirildi. AKÜ Ahmet Necdet Sezer Kampusü 2. Eğitim Binası Erdal Akar Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ve Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karakaş bir konuşma yaptı
Balkan göçmeni bir ailenin çocuğu
Prof. Dr. Mehmet Karakaş, konuşmasında tanışma fırsatı da bulduğu Cemil Meriç’in Türkiye’nin son zamanlarda yetiştirdiği en önemli entelektülellerden, düşünürlerden birisi olduğunun altını çizerken kızı Ümit Meriç’in hocası olduğunu kaydetti. Konuşmasında Cemil Meriç’in hayat hikayesinden bahseden Prof. Dr. Karakaş, Meriç’in geçirdiği düşünsel dönemleri de anlattı. Prof. Dr. Karakaş: “Cemil Meriç, 1916 yılında Hatay’da dünyaya gelmiş, aslında Balkan göçmeni bir ailenin çocuğu. Ailesi Yunanistan’dan göç ediyor. Dünyaya geldiğinde Hatay, Fransız egemenliğinde olan bir toprak parçasıydı. Dolayısıyla Fransız sömürüsünün, egemenliğinin olduğu bir ortamda ilk çocukluk ve gençlik yıllarını geçiriyor. Cemil Meriç’in 1987’ye kadar geçen hayatına baktığımızda oldukça farklı dönemleri olduğunu görüyoruz. Bu dönemlerin ilki olan 1916-1925 yılları arasını koyu Müslüman olarak tanımlıyor. 1926-1936 arası ise milliyetçi olduğu dönem. Kısa bir dönem olan 1937-1938 arasını da sosyalist olduğu dönem olarak tanımlıyor. 1938-1960 arası uzun bir dönem “araf”ta olduğu dönem. Bu dönem düşünce olarak da “araf”ta olduğu dönem. Nerede olduğunu aradığı bir dönem. Biraz da kendi mağarasına çekilerek bu arayışı gerçekleştiriyor. 1960’lı yıllarda doğuyu keşfediyor. 1960-1964 arası Hintli olma dönemi. Hint edebiyatını keşfediyor. 1964’ten sonra ise sadece Osmanlı. Yani tüm arayışlarının neticesinde kendi toprağının irfanında karar kılıyor.” dedi.
Belgesel film gösterimi yapıldı
Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Cemil Meriç’in entelektüele bakış açısını ise şöyle anlattı: “Cemil Meriç’in kendi ifadesiyle gerçek entelektüel herhangi bir zümrenin emir kulu değildir. Meriç’e göre, gerçek entelektüel bir devrin, yaşadığı dönemin şuuru olmak zorundadır. Bütün hakikatleri yoklamalı, kalabalığa doğruları göstermelidir. Her düşünceye saygılı olmalı, tarafsız olmalı, açık olanı ortaya koymalıdır. Ona göre gerçek entelektüel dürüst olmalı, çok okumalı, çok düşünmeli ve ortaya çıkardığına inandığı hakikatleri ve ulaştığı sonuçları korkusuzca gösteren bir aktör olmalıdır. Gerçek entelektüel, insanlık onuru için bir erdem savaşçısı, bir devrimci olmalıdır. Cemil Meriç, Türk entelektüellerine baktığında bu özelliklere sahip çok az entelektüel olduğunu söylüyor. Batıda da bu tarz entelektüellerin çok az olduğunu ifade ediyor. Bunları gökteki yıldızlara benzetiyor. Sayılarının çok olmadığını, var olanların da gökteki yıldızlar gibi etraflarına aydınlık saçan düşünürler olduğunu söylüyor.” Cemil Meriç’in düşünsel hayatı hakkında ayrıntılı bilgi veren Prof. Dr. Mehmet Karakaş, söyleşinin sonunda öğrencilerin sorularını yanıtladı. Etkinliğin sonunda “Türkiye’nin Ruhu: Cemil Meriç” isimli belgesel film gösterimi yapıldı. (Kocatepe)