Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

MEHMETÇİK VE SURİYE. 102 YIL ÖNCE

Suriye… 34 şehidimiz… Hain baskının öncesinde ve sonrasındaki şehitlerimiz…
Hepsini unuttuk neredeyse… Rusya ile görüşmeler, korona, morana derken millet kendi derdine düştü. Suriye’de ise kahraman Mehmetçik mücadelesini sürdürüyor.
Gelin bugün tarihten bir yaprak çevirelim. Doç Dr Süleyman Hatipoğlu’nun Filistin Cephesi’nden Adana’ya Mustafa Kemal Paşa kitabından alıntılar yaparak 102 yıl önce Mehmetçik ve onun kahraman komutanı Gazi Mustafa Kemal’in bugünkü mücadele sahasında neler yaşadığını hatırlayalım:
“Mustafa Kemal Paşa 1918 Ağustosunda Filistin’de bulunan 7. Ordu komutanlığına tayin edildi. 1. Dünya Savaşı bitmek üzereydi.. Osmanlı İmparatorluğu’nun son demleriydi.
Ordumuz darmadağınıktı ve başında Alman subaylar vardı!
İngiliz ordusu son taarruzuna hazırlanıyordu.. 30 bin kişilik Türk kuvvetlerine karşı 200 bin kişilik bir kuvvet hazırlamıştı.
19 Eylül günü İngilizler büyük saldırıya başladı.. Türk kuvvetlerinin cepheleri yarılmaya başladı.. İngiliz işbirlikçisi Arap asiler Türk kuvvetlerini arkadan vurmaktaydı .. Emir Faysal’a İngilizler tarafından bir İslam krallığı vaad edilmişti!
25 Eylül’de Amman düştü, 30 Eylül’de İngilizler Şam’daydı. 1 Ekim’de Fransız ve İngiliz kuvvetleri Beyrut’u da işgal etti..
Ve Yıldırım Orduları 6 Ekim’de Halep’in güneyinde bir araya geldi. Suriye Cephesi komutanı 7. Ordu komutanı Mustafa Kemal’di.
Mustafa Kemal, orduyu yeniden mevzilendirdi. Bir yandan böbrek sancıları içindeydi.. Bir süre Ermeni hastahanesinde yattı ve hastahaneden yeniden düzenlemeyi idare etti..
Sonra Halep’deki Baron otele yerleşti ve burası onun karargahı oldu.. İngiliz birliklerin yaklaştığı haberleri geliyordu..
Emir Faysal da İngiliz birlikleri de Halep’e girmişti. Hükümet konağını ele geçirmişlerdi! Halep sokaklarında silahlı çeteler vardı.
Mustafa Kemal Paşa durumu şöyle anlatmıştı:
“Şehrin doğu tarafında bir kalabalığın içine girdik; bunlar askeri kıyafetini taşıyan urban ve bedevilerdi, esir olmuştuk. Yanımda kuvvet olarak bir tek nefer yoktu; saldırgan bedeviler otomobilin etrafını sardılar ve her tarafına yüklendiler. Şoföre: Dur! Emrini verdim. Elimde Tahsin Bey’in verdiği kırbaçla ayağa kalkarak, onlara anlayabileceği lisanla sordum: ‘Reisiniz nerededir?’ Cevap verdiler: ‘Hepimiz reisiz!’ Derhal karar vermek lazımdı; kırbaçla vurmağa başlayarak: ‘Çekilin!’ diye bağırdım. Gayr-i ihtiyari çekildiler; emrettim: ‘Çabuk reisiniz karşıma gelsin!’ Reisleri geldi; ona dedim ki: ‘Sizin de içinde bulunduğunuz karşı cephede üstünlük bize geçmiştir; ama herkes mağlubdur… bu akşam yanıma geliniz; sizinle görüşeceklerim var.’ ‘Emredersiniz’ dedi ve uzaklaştı. Şoföre: ‘Çabuk geriye!’ emrini verdim. Haleb’in içindeki karargaha döndüm; biraz sonra şeyh geldi. Ona uygun bir merasimle kabul ettim ve sordum: ‘Benden ne istiyorsunuz?’ ‘Şimdilik bin altın, silah, cephane’, dedi. Bin altını o akşam verdim; silah ve cephane için vaad ettim.”
Halep İngiliz bombaları ve Emir Faysal asilerinin saldırısı altında inliyordu. Gazi paşa had safhada hastaydı ve çekilen bir orduyla taktik savaşına girmişti, direniyordu..
O, şöyle anlatıyordu: “Ben Halep şehrinde tam deyimiyle bir sokak harbi yönettim. Saldıranlar, tamamen yenilmiş ve bozguna uğramış olarak defedildiler ve kovalandılar şehirde duruma tamamen hakim olduk ve sükunet kuruldu”.
25 Ekim akşamıydı.. 7. Ordu geri çekileceği haberini yaydı.. Ordu karargahı Katma’ya nakledilmiş, 7. Ordu kıtaları Halep’in 5 km kuzeyine çekilmişti.
Halep komutanına söylediklerini şöyle anlatmıştı: “Otomobile binmeden önce Halep komutanına emirlerimi ve yapacağı işleri söyledim. Söylediklerimin içinde sır olan şu noktalardı: Bu akşam, Halep ilerisindeki kuvvetleri geri çekeceğim. Yarın, Halep’in kuzeybatısında İngiliz ve Araplar’la savaşa tutuşacağım. Buna göre hareketinizi düzenleyiniz!’
26 Ekim 1918 günü Türk kuvvetlerinin geri çekildiğini sanan Arap ve İngilizler, saldırıya geçtiler, M. Kemal’in aldığı düzenek karşısında şiddetli bir direnişle karşılaştılar perişan edildiler..
İngiliz Süvari Ordusu ve silahlı Arap çeteler darmadağın edildi ve 1. Dünya Savaşının son savaşı Katma Meydan Savaşı kazanıldı!
Mustafa Kemal Paşa bu zaferden sonra; “Bir hat tespit ettim ve sınırladım. Kuvvetlerime emir ettim ki; düşman bu hattın ilerisine geçmeyecek.” demişti. Dediği gibi oldu!
Daha sonra Arap gruplarının, Müslimiye’den Antep’e doğru harekete geçtikleri ve İngiliz kuvvetlerinin de aynı yönde oldukları bildirildi.. Mustafa Kemal Paşa, 28 Ekim akşamı Kilis’e vardı. Kilis’e 43. Tümen’den küçük bir müfreze gönderilmişti; bu kurulacak teşkilatın çekirdeğini teşkil etti. Antep de hazırlıklıydı..
7. Ordu Komutanlığı, 28 Ekim’de son emrini vermişti: Bu emire göre; “ Türk süngüleri bu bölgedeki milli hududu çizmişti.” 7. Ordu İskenderun ve kıyılarıyla birlikte Reyhanlı, Kırıkhan, Belen, Der el Cemal, Tel el Rifat ve doğuya uzanarak genel hattını koruyordu.. Antakya ve çevresini de hatta dahil ederek, ordu karargahı, 30 Ekim’de Raco’ya taşınmıştı.
Tüm Anadolu’daki gibi Müdafa-i Hukuk yapılanması bu bölgede böylece başlıyordu. Türk Mileti’nin kendi toprakları için savaşacağı öngörülerek bölge halkına silah dağıtılmış, çete savaşı yani Milli Mücadele için zemin hazırlanmıştı.
Doç Dr Süleyman Hatipoğlu durumu en iyi özetleyen anıyı şöyle aktarıyor:
“Arkadaşı Ali Cenani Bey’le Katma’da karşılaşan Mustafa Kemal Paşa, O’na nereye gittiğini sormuş, O da ailesinin yaşadığı Antep’e gideceğini, Türk Ordusu’nun çekilmekte olduğu için, düşmanın Antep’i ele geçirip yağma etmeden önce, oradaki ailesini daha emin bir yere götürmek istediğini söylemiştir. O zaman Mustafa Kemal Paşa buna şu şekilde cevap verir: “Memlekette adam kalmadı mı? Kaçmayı değil, kendinizi müdafaa etmeyi düşününüz!” Bu cevap karşısında Ali Cenani şaşırarak; bunu nasıl yapabileceğini sormuş, bu soruya M. Kemal; “Teşkilat kurun! Millî Kuvvetler meydana getirin ve kendinizi koruyun! İstediğin silahları ben size veririm” diye cevap vermiştir!”

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER