Mehmet Akif: Cesur ve fedakâr

Afyon Kocatepe Üniversitesi Türkçe Kulübü tarafından “Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı” konulu konferans düzenlendi. Konferansta konuşan Yrd. Doç. Dr. Mahmut Babacan, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un fedakâr ve cesur bir insan olduğunu söyledi Afyon Kocatepe Üniversitesi Türk Kulübü, İstiklal Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabulünün 90’ıncı yıldönümü nedeniyle Ahmet Necdet Sezer Kampüsü 1’nci [&hellip]

Mehmet Akif: Cesur ve fedakâr

Afyon Kocatepe Üniversitesi Türkçe Kulübü tarafından “Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı” konulu konferans düzenlendi. Konferansta konuşan Yrd. Doç. Dr. Mahmut Babacan, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un fedakâr ve cesur bir insan olduğunu söyledi

Afyon Kocatepe Üniversitesi Türk Kulübü, İstiklal Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabulünün 90’ıncı yıldönümü nedeniyle Ahmet Necdet Sezer Kampüsü 1’nci Eğitim Binası Abdullah Kaptan Salonu’nda “Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı” konulu bir konferans düzenledi. Çok sayıda öğrencinin katıldığı konferansta konuşan Yrd. Doç. Dr. Mahmut Babacan, Mehmet Akif Ersoy’un gençliğinden itibaren şiir yazmaya başladığını, bunun yanı sıra toplumsal sorunlara da kafa yorduğunu belirtti. Ersoy’un kişisel özelliklerini de anlatan Babacan, “Mehmet Akif Ersoy, vakur, azimli, cesur bir kişi, taassuba düşman özde bir Müslüman, yiğit bir memleket sevdalısıydı” dedi.
Babacan, Ersoy’un siyasetle doğrudan bir ilgisinin bulunmadığını, ancak önce gizli cemiyet olan sonra partileşen İttihat ve Terakki’ye üye olduğunu, İttihat ve Terakki’nin uzantısı olarak kurulan Teşkilat-ı Mahsusa aracılıyla da Almanya’nın Berlin şehrinde incelemelerde bulunduğunu belirtti.
Kurtuluş hareketine destek verdi
Mehmet Akif Ersoy’un bağımsızlık taraftarı olduğunu hatırlatarak “İzmir’in işgalinin ardından kurtuluş hareketine destek veren Mehmet Akif, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla Burdur Mebusu olarak Meclis’e girer. Mehmet Akif’in bir özelliği de camilerde vaaz vermesidir. Vaazlarında istiklali o kadar vurgular ki dönemin Genelkurmay Başkanlığı, bu vaazları cephelerde Mehmetçik’e dağıtır” şeklinde konuştu.
Meclis’ten önce Anadolu’da
İstiklal Marşı’nın yazılma ve kabul edilme serüvenini de anlatan Yrd. Doç. Dr. Mahmut Babacan, şöyle devam etti:
“Genelkurmay Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan o sıkıntılı günlerde milli duyguları anlatan bir İstiklal Marşı yazılması için yarışma açmasını ister. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı yarışmaya 724 eser başvurur. Bu eserlerden 6’sı elemeyi geçer. Ancak bu 6 şiirin de istenilen düzeyde olmadığı görülür. Bunun üzerine dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, milletvekili olan Mehmet Akif’ten yarışmaya katılmasını ister. Akif, yarışmaya katılmamak kaydıyla bir şiir yazabileceğini söyler. Mehmet Akif, şiirini yazdıktan sonra Bakanlık’a teslim eder. Mehmet Akif’in şiiri daha Meclis gündemine gelmeden Anadolu’da yayılır ve çok beğenilir. Hakimiyet-i Milliye’nin 17 Şubat 1921 tarihli sayısının ilk sayfasında bu şiir yayınlanır. 12 Mart 1921’de Meclis’teki oylamada okunur ve kabul edilir. Meclis’teki oylamanın ardından para ödülünü kabul etmeyen Mehmet Akif, yetkililerin ısrarı üzerine parayı alır ve Hastanede Yatan Gaziler Derneği’ne parayı bağışlar.”
Kolay görünen zor şiir
Yrd. Doç. Dr. Mahmut Babacan, İstiklal Marşı’nın şekil ve içerik yönünden kolay göründüğünü ancak aslında zor bir şiir olduğunu belirtti. Babacan, “Duygularla güzel bir şiir yazılabilir ama İstiklal Marşı yazabilmek için o günleri görmek gerekir. Mehmet Akif’in dediği gibi, Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın” ifadelerini kullandı. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme