Nöbetçi Eczaneler
4 Şubat 2010 Perşembe 02:00:00 İster haklı ister haksız olun öfke baldan tatlı. Öfke dizginlenemezse önce kişi oto kontrolünü kaybediyor sonra da istenmeyen olaylar yaşanıyor. Hele hele topluluk psikoloji, bir gruba bir yere bağlı olma güdüsü olayın rengini çok daha farklı şe-kilde değiştiriyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşanan AK Partili ve MHP’li milletvekilleri arasında ki yumruklu kavgayı da kişisel beklenti ve hırsların siyasi arenaya yansıması olarak değerlendirmek mümkündür.
Siyasetin değişkenleri çok çeşitli ve sürekli bir etkileşim halinde. Ancak siyasilerin seçmenlerine ve ülkelerine karşı olan sorumluluklarını hiçbir zaman unutma lüks-leri yok. Milletin vekilleri, yakın geçmişte bakanlık yapan ve hala bakanlık görevini yürüten devlet adamlarının öfkelerini dizginleyememeleri, ülkenin çok daha önemli sorunları bulunurken alaycı üsluplarla kişilik haklarına saldırılıp, maksadı aşan üsluplarla milletin meclis kürsüsünün meşgul edilip gündem saptırmaya hiç kimsenin ama hiç kimsenin hakkı yoktur.
Son dönemde Meclis’te yaşanan en şiddetli kavga olan AK Parti ve MHP grupları arasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde cereyan etti. Unutmayalım ki sevgide hür saygıda mecburuz. Sevmeyebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz ama hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını önceki gün mecliste yaşanan tablodaki durumda bırakmaya hakkı yoktur. Seçmen olarak herkes hür iradesi ile oyunu kullanmaktadır.
Meclis Genel Kurulu’nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında MHP’nin verdiği gensorunun görüşmeleri sırasında söz alan MHP Milletvekili Sağlık eski Bakanı Osman Durmuş’un Başbakan’a yönelik hitap biçimini onaylamak mümkün değil. Ama madalyon gibi bu kavgada çift taraflıdır. Sayın Durmuş’un maksadı aşan tavırları akabinde aynı düzeyde ve sonrasında yumruklaşmaya dönüşen reaksiyon Sayın AK Partilileri haklı çıkarmamaktadır. Yani iki yanlış bir doğruyu getirmiyor.
Kavga öncesi işin kavgaya doğru ilerlemesindeki temel faktör de milletvekillerinin birbirlerini dinlemeye tahammül göstermemeleri hatta Başbakan Erdoğan’ın sözünü tamamlamasına dahi izin vermemeleri tansiyonu arttırdığı gözlendi. Birbirini dinlemeyen anlatılanı kavramak için dinleme zahmetine katlanmayan siyasilerin üretecekleri siyaset ve toplum geneline verecekleri örnek ortada. Milletin vekillerinin konumları gereği durum ne olursa olsun asgari soğuk kanlığı korumaları şart.
