Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Markalaşmak için fikir jimnastiği – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 24 Kasım 2012 Cumartesi 02:00:00
  Bir kentin gelişip büyümesinde, ulaşım ağlarının genişlemesi kadar, o kentin kendini nasıl ifade ettiği de önemli.
“Zafer Havaalanı açılıyor, hızlı tren geliyor, merkez olduk, başkent olduk, uzay üssü olduk” gibi söylemlerden önce düşünüp sormalıyız:
-Afyonkarahisar, kendini nasıl ifade ediyor?
Bu soruyu, şöyle zenginleştirebiliriz:
-Dışarıdan gelip bir süre Afyonkarahisar’da ikamet edenlerin aklında kentle ilgili ne kalıyor?
Birinci sorunun cevabını bulabilmiş değilim. Zira “kabuğu kırdık, yükseliyoruz, inci oluyoruz, örnek oluyoruz” dedikçe yerimizde sayıyoruz. Yerine göre Egeli, yerine göre Akdenizli, yerine göre İç Anadolulu olarak tanımlıyoruz kendimizi.
Burada yaşayan vatandaşlar olarak tanımlamayı bırakın, devletin ve özel sektörün de Afyonkarahisar ile ilgili kafası karışık. Afyon-karahisar nerede, bunun yanıtı vermek gerek.
Zafer Kalkınma Ajansı’nın kurulurken aldığı isim, Kuzey Ege Kalkınma Ajansı idi. Demek ki Afyonkarahisar, Kuzey Ege’de. Bunu kabul edelim.
Ulusal haber ajansları arasında da kafa karışıklığı var. Anadolu Ajansı’nın Afyonkarahisar’daki emektar çalışanları Eskişehir’e bağlı.
Doğan Haber Ajansı, İhlas Haber Ajansı, Cihan Haber Ajansı emektarları ise Antalya’ya karşı sorumlu.
Antalya’daki Bölge Temsilcilikleri, Afyonkarahisar’ın yanı sıra Burdur ve Isparta’dan da haber almakla yükümlü.
Yol konusunda başka bir vilayete, orman konusunda başka bir vilayete, su konusunda başka bir vilayete bağlıyız.
Bununla birlikte ürün anlamında da kendimizi ne ile ifade ediyoruz, belli değil. Mesajlarımızda da kafa karışıklığı söz konusu.
***
Gelelim ikinci soruya:
Afyon’a gelenlerin akıllarında ne kalıyor?
Ben Afyon Kocatepe Üniversitesi’ndeki öğrenci arkadaşların bu konuda çok umutlu olarak şehirden ayrıldıklarını görmedim. Hele Erenler’deki öğrenci yurtlarında kalanlar “Yurtlarımız çok güzel, ama Afyon denilince toz ve toprağı hatırlayacağız” diyor.
Yaklaşık 3 bin öğrencinin öğrenim hayatlarını “Ahmet Necdet Sezer Kampüsü’ne yakın” diyerek devam ettirdikleri Erenler’de öğrenciyi tatmin edecek, öğrenciyi tutacak bir altyapı yok. Tozun, toprağın yanı sıra bir de alışveriş yapılabilecek bir hâl de yok. Halbuki Erenler’in öğrenci mahallesi hâline gelmesi ve çoktan alışveriş merkezlerinin, lokantaların, bakkalların açılması gerekirdi.
Öğrenciler, Erenler’de değil de şehir merkezinde kalıyorsa, bu sefer de kiraların yüksek tutulmasından şikayetçiler. “Eğer öğrenciyseniz ve Afyonkarahisar’da okuyorsanız, size ev mev yok. Varsa da normal kiranın iki katı alırız” tavrı, bu kentin misafirperliğine yakışmayan bir tutum.
Kaldı ki öğrenci, şehrin güzelliklerini, yetkililerden hiçbir reklam ücreti talep etmeden tanıtabilecek kişidir. Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğrenciler, memleketlerinde “Afyon’daki toz ve toprağı, kiraların yüksekliğini” anlatacağına “Şöyle güzel şehirleşme var, böyle güzel ürünleri var. İnsanları çok yardımsever. Aç, açıkta bırakmadılar bizi” şeklinde cümleler kursa, fena mı olur?
***
Markalaşmak uzun bir süreç. Tüm iktisadi, hayati, çevresel şartların yerine getirilmesinden başka, bir de Afyonkarahisar’ı kalıcı olarak evlere götürebilecekleri nesnelere ihtiyacımız var. Bir Rizeli çıkıp kemençenin küçük hâlini yaptırabiliyorsa, bir Çanakkaleli Şehitlik’i, bir Nevşehirli Kapadokya’yı minyatür olarak hediye edebiliyorsa, bizim de bu konuda kendimizi geliştirmemiz gerekiyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Kocatepe’deki o meşhur duruşunun simgesi, Şuhut’taki Atatürk Evi ilk aşamada düşünülebilecek nesneler. Hatta bu konuda sayın validem Selma Arısoy’un önerisini de paylaşmak isterim. Annem der ki:
“Biz tanıtım tanıtım deyip duruyoruz. Sucuk şeklinde mermer kalıpları üretsek ne güzel olur. Afyon’un iki ürününü bir hediyelik eşyada toplarız. Park Hastanesi’nin önünde bir kangal sucuk heykeli vardı ama köhnedi, bozuldu. Mermerden yapılan kangal ürünler hem bozulmaz, hem kalıcı olur.”

GELİŞİM PLATFORMU NE YAPIYOR?

Bir süre önce kurulan Afyonkarahisar Gelişim Platformu Derneği’ni en son Ramazan ayında sahur programı etkinliğinde hatırladık. Adında “Gelişim” ve “Platform” gibi 2 iddialı kelime bulunan Dernek’in daha önemli gündemleri yok mu, çok merak ediyorum. Etkinliklerine katıldım, mümkün mertebe destek vermeye çalıştım.
Özdilek Kavşağı’na termal heykel dikmeyi, İnaz Sırtları’na Pamukkale’deki gibi bir görüntüye sahip yapay travertenler yapmayı hedefleyen Dernek, Zafer Havaalanı ile ilgili nasıl bir tutum içinde? Dernek, şehirleşme ile ilgili ne düşünüyor? Dernek üyeleri soruyor mudur acaba, “Müze inşaatına koyun sürüleri giren bir şehirde kalkınma nasıl gerçekleşir?” diye.

KARABÜK, HAVAALANI İSTİYOR

Afyonkarahisar, Kütahya ve Uşak’ta “havaalanı” heyecanı yaşarken, Karabük de benzer bir konuyla gündeme geldi. Karabük İktisadi Kalkınma ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı adına yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Kentlerin gelişiminde ulaşım son derece önemlidir. Karabük’ümüz sahil kenti olmadığından dolayı ancak karayolu, demiryolu ve havayolu ile ulaşım sağlanabilir. Karayolları ve demiryolları ile ulaşım halen mevcut olup standartların iyileştirilmesi ile sorunsuz ve çağdaş bir hale gelebilecektir. Ancak kentimizde hava ulaşımı hususunda herhangi bir imkân bulunmamaktadır. Çağımızda zamanın objektif kullanımı çok önemlidir. İş adamları, sanatçılar, bilim adamları ve fikir adamları adeta zamanla yarışmaktadırlar. Kentimizde Kardemir gibi dev bir sanayi şirketi ve çok sayıda özel sanayi şirketleri bulunmaktadır. Yine Safranbolu ilçemizde turizm çok önemli bir sektördür. Üniversitemiz ise hızla büyümektedir. Kentimizin çevre illerinde havaalanları bulunmaktadır. Ancak en yakın olan Zonguldak Gökçebey’deki havaalanından kentimize ulaşım neredeyse bir buçuk iki saat zaman almaktadır. Bu sürenin İstanbul – Trabzon arasının hava yolu ile yaklaşık bir buçuk saat olduğu düşünülürse ne kadar uzun olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca yakın gelecekte hava taksileri, hava dolmuşları gündeme gelecektir. Halen bazı iş adamları ve bazı sanatçılar birçok yere birkaç kişilik özel uçaklarıyla gidip gelmektedirler. Hal böyleyken Karabük’ümüzün gelişebilmesi gelecekte başta sanayi, turizm ve üniversite sektörleri olmak üzere diğer sektörlerde kendisine yakışır bir konumda olabilmesi ve rekabette avantajlı duruma gelebilmesi için mutlak surette bu ihtiyaçlara cevap verebilecek orta ölçekte bir havaalanına ihtiyaç bulunmaktadır.”
***
Kıssadan hisse…
Bir zamanlar bizim de önde gelen bazı kurumlarımızdaki yetkililer de bu tür bir açıklama yapmış, ama büyüklerden kızgınlık emareleri görünce konuyu gündemde tutmamıştı.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER