“Mahremiyet eğitiminde sorumluluk ebeveyndedir”

Afyonkarahisar Valiliği ve Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, 'Ailede Mahremiyet Eğitimi' semineri düzenlendi   2021 Afyonkarahisar Aile Yılı kapsamında Akademide Aile Seminerlerinin 6.'sı olan etkinliğin moderatörlüğünü AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Meryem Şahin yaptı. AKÜ Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalından Arş. [&hellip]

Afyonkarahisar Valiliği ve Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, “Ailede Mahremiyet Eğitimi” semineri düzenlendi

2021 Afyonkarahisar Aile Yılı kapsamında Akademide Aile Seminerlerinin 6.’sı olan etkinliğin moderatörlüğünü AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Meryem Şahin yaptı. AKÜ Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalından Arş. Gör. Fatma Betül Şenol ise “Ailede Mahremiyet Eğitimi” konusunu anlattı.
“MAHREMİYET KAVRAMI
ESNEK BİR TANIMA SAHİP”
Mahremiyet kavramının tanımını yaparak konuşmasına başlayan Şenol, mahremiyet kavramının esnek bir tanıma sahip olduğu için tanım açısından tam sınırlarının belirlenemediğini ve farklı anlamlar içerdiğini söyledi. Mahremiyet kavramının bir kişinin kendisine ait olan bir şeyi başkalarından koruması anlamına geldiğini ifade eden Şenol, “Bunun yanında mahremiyet, kişinin kendi sınırlarını belirlemesidir. Burada kişinin kendi sınırlarını belirlerken ve diğer kişilerle ilişki içerisindeyken, ilişkinin ne ölçüde olacağını belirlemesi ve karşısındaki kişinin sınırlarını belirlemesi anlamına da gelmektedir. Yani mahremiyeti, başkalarının sınırlarını ihlal etmeyen, kendi sınırlarını belirleyen duygusal ve düşünsel sosyal özerklik olarak tanımlamamız mümkündür. Kelime anlamı olarak baktığımızda ise Arapça bir kelime olduğunu görüyoruz. Türk Dil Kurumuna göre kısaca gizlilik olarak ifade edilmektedir. Mahremiyet, özel yaşam olarak da ifade edilmektedir. Özel yaşam olarak ifade edildiğinde ise kişilerin yalnız başına kalabildikleri, istedikleri gibi düşünebildikleri, başkaları ile hangi zaman ve koşullarda, ne ölçüde ilişki kuracaklarına kendilerinin karar verebildikleri bir yaşam alanı oluşturmalarıdır.” diye konuştu.
“MAHREMİYET EĞİTİMİ ÇOCUKLARIN GELİŞİMLERİNİ OLUMLU ETKİLİYOR”
Mahremiyetin, çocuklara erken yaşlarda öğretilmesi gereken bir konu olduğunu vurgulayan Şenol, “Bu doğrultuda da çocuklara verilecek mahremiyet eğitiminde ailede bunlara dikkat edilecek hususların bilimsel bir şekilde açıklanması ve desteklenmesi önem taşımaktadır. Mahremiyet eğitimi nedir diye baktığımızda akla ilk gelen cinsel eğitim olmaktadır. Halbuki mahremiyet eğitimi, cinsel eğitimden daha kapsamlı bir kavramdır. Mahremiyet eğitimi, cinsel bilgileri içermesinin yanı sıra kişilerin, bireylerin, çocukların kendi özel hayatının farkına varması, sosyal hayatın içerisinde kendi özel hayatını koruması ve diğer insanların özel hayatına saygı duyması, kendisi ve çevresi arasına sağlıklı sınırlar koyabilmesi gibi özellikleri barındıran, gelişimi olumlu yönde etkileyen bir eğitimdir.” ifadelerini kullandı.
“MAHREMİYET
EĞİTİMİNDE SORUMLU
ANNE VE BABADIR”
Mahremiyet eğitiminin çocukların gelişimi için önem taşıdığını söyleyen Şenol, konuşmasına şöyle devam etti:
“Mahremiyet eğitiminde öncelikli sorumlu olanlar anne ve babalardır. Dünyaya geldikleri andan itibaren çocukların ilk sosyal ortamı ailede şekilleniyor. Temelini anne ve babanın attığı iyi bir eğitimle yetişen bir çocuk, sosyal hayatta daha uyumlu davranışlar sergilemeye başlıyor. Sosyal hayatta uyumlu davranışlar sergilemesi demek toplum açısından kabul edilebilir davranışlar sergilemesi anlamına geliyor. Çocuğun toplum tarafından kabul edilmesi, hem kendi özeline hem de aile özeline ve toplumsal hayatın genelinde çocuğa ve topluma önemli getiriler sağlamaktadır. Çocuk, en başta toplumun kabul ettiği davranışlar ile sosyal uyumu sergilemektedir. Mahremiyet eğitimi, sosyal gelişim açısından önemli bir yere sahiptir. Mahremiyet eğitimi sayesinde kişiler, kişisel ve toplumsal sınırlarını koruyabilir. Anne babaların da çocukların bu kişisel ve toplumsal sınırlarını koruyacakları iyi bir eğitim vermeleri esas konu olarak karşımıza çıkmaktadır. İlk etapta çocuğun kendi özel alanını bilmesi, bu özel alanı koruması ve başkalarının özel alanına da saygı göstermesini sağlamaktadır. Bu şekilde hem kendisine hem de başkalarına karşı saygı gösteren çocuk sağlıklı kişisel gelişimine de zemin hazırlamaktadır.”
>> Hayriye CANER’in Haberi

Bakmadan Geçme