Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hasan Tahsin Günek

MACAR ZSİGMOND FEJES VE DR. BÉLA LAKOS’UN 1914 YILI ANADOLU SEYAHATLERİ VE AFYONKARAHİSAR FOTOĞRAFLARI

Macar Zsigmond Fejes ve Dr. Béla Lakos, 1914 yılında Birinci Dünya Savaşının başlamasından birkaç hafta önce bir çalışma gezisi kapsamında İstanbul ve Anadolu’da bir seyahate çıkarlar. İstanbul’da kendilerine Hüseyin Arif adında bir Türk de katılır. Hüseyin Arif İstanbullu olup, Macaristan Budapeşte Üniversitesi öğrencisidir. İyi derecede Macarca bilmektedir. Temmuz ve Ağustos ayları içinde yapılan çalışma gezisi sırasında Zsigmond Fejes Haydarpaşa’dan İskenderun’a uzanan bir hat üzerinde birçok alanda eski yerleşimlerin ve şehirlerin fotoğraflarını çeker. İki günlük bir Bursa gezisinin ardından başlayan seyahatin güzergâhı şöyleydi: Budapeşte, Belgrad, Niş, Sofya, Edirne, İstanbul, Haydarpaşa, Hereke, İzmit, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar, Akşehir, Konya, Çumra, Toros Dağları, Pozantı, Adana, İskenderun, Mersin, Silifke, Ermenek, Alanya, Antalya, Denizyoluyla adalar üzerinden İzmir, Bandırma ve İstanbul’a dönüş, daha sonra denizyoluyla Köstence’ye, oradan Bükreş ve nihayet Macaristan’a varış.
İstanbul ve Küçük Asya gezisi
Resmi destekle 1914 yazında Türk İmparatorluğu topraklarına seyahate çıkan Dr. Lakos Béla ve Zsigmond Fejes’in genel amaçları, Anadolu’nun ekonomik, coğrafi, etnografik durumunu yakından tanımak ve öğrenmektir. Ama yolculuğun özel amacı, “Kilikya” bölgesi civarlarında Avrupalı gezginlerin henüz seyahat etmediği bölgeleri görmektir.
Geziye, Dr. Lakos Béla ve yükseklik ölçümleri yapan, fotoğraflar çeken ve aynı zamanda bir öğretmen olan Zsigmond Fejes beraber çıkmışlardı. Kendilerine İstanbul’dan itibaren akıcı Macarca bilen ve keşif gezisinde diğer konularda da pek çok yardımı olan Budapeşte Üniversitesi öğrencisi Hüseyin Arif de katılır.
Macar Zsigmond Fejes ve Dr. Béla Lakos, 7 Temmuz 1914 Budapeşte’den saat 3.20’de ayrılarak, trenle İstanbul’a ulaşırlar. İstasyonda, kendilerine katılacak olan Hüseyin Arif onları karşılamak üzere beklemektedir. Yanında asker olan erkek kardeşi Hasan Arif de vardır. İstanbul’da yaklaşık dört gün kalırlar.1
Şehrin pek çok yerini gezerler. Türklerin Macarlara duydukları samimiyetin yanı sıra, Türk makamları tarafından da büyük bir nezaketle karşılanırlar. Dr. Bela Lakos bir tavsiye mektubu vesilesiyle Dâhiliye Nazırı Talat Bey’le görüşür. Büyükelçileri Kont Pallavicini’nin, Yeniköy’deki, Boğaza nazır güzel yalısında ağırlanırlar. Bursa’ya iki günlüğüne bir gezi düzenlerler. Osmangazi ve Orhangazi’nin türbelerini ziyaret ederler.
Döndükten sonra Haydarpaşa İstasyonu’ndan planladıkları asıl gezi olan Küçük Asya seyahati için yola çıkarlar. Hedefleri, Kilikya ve Adana’ya varmaktır. Yolculukları kimi yerlerde gezmek ve araştırmak maksadıyla verdikleri aralar nedeniyle sekiz gün sürer. Mümkün olan her yerde Alman yapımı Anadolu- Bağdat Demiryolunu kullanırlar.2
İlk durakları, muhteşem ipek kumaşların ve ünlü Doğu halılarının üretildiği Hereke olur. Burada fabrika yönetiminin konuğu olurlar.
Sekiz saatlik bir tren yolculuğunun ardından800 m irtifada bulunan Eskişehir’de bir tam gün kalırlar. Kaymakam tarafından sıcak bir şekilde karşılanırlar. Kendilerine küçük bir ziyafet verilir. Şehir dışında Porsuk nehrinin geçtiği geniş vadide bir çiftliği olan Hasan Bey’in misafiri olurlar. Eskişehir’den Konya’ya trenle yolculuk sabah saat 6’da başlayıp akşam 8’de sona ermektedir.3
Demiryollarının Toros dağlarının dik duvarları arasında bir geçit boyunca ilerlediğini ve demiryollarının devasa tünellerden geçmek zorunda olduğunu anlatırlar. Devam eden çalışmalar nedeniyle 1914 yazında bile 15 kilometrelik bir bölümün hala trafiğe açılamamış olduğunu görürler.
Pozantı’da trenden inerek arabalarla yola devam ederler. 24’ü akşamı Adana’ya varırlar. Adana’ya vardıkları tarihte 1914 senesi Ramazan Bayramı kutlanmaktadır. Kendilerine de tatlı ve kahve ikramında bulunulur. Zengin bir toprak sahibi ve eski Adana Belediye Başkanı olan Kadri Bey’in çiftliğini ziyaret ederek misafir olurlar. Trenle güzergâhlarının en doğu noktası olan liman kenti İskenderun’a giderler. Buradan döndükten sonra, Küçük Asya’nın güney kıyısındaki en işlek liman kenti Mersin’e trenle ulaşırlar. Macaristan’ın Antalya konsolosu Pőzel kendilerini bir Avusturya Lloyd gemisinde ziyaret eder. Başka bir yolculuğun planını yapmak için Konsolosluğun Alanya’daki tatil evinde kendilerini beklemeyi kabul eder. 4
İki gün kaldıktan sonra araba ile Silifke’ye doğru yola çıkarlar. Burada telgrafla Avrupa’daki durum hakkında bilgi alırlar. 2 Ağustos akşamı saat 10’da Silifke’de bulunurlarken genel seferberlik ilan edilir. Seferberlik ilanı nedeniyle atlarına el konulur ve yanlarındaki yardımcıları göreve çağrılır. Bu durumu, “Türk makamları ne olursa olsun, başka türlü yapamazlardı.” Diyerek anlayışla karşılarlar. Silifke’de bir günlük konaklamadan sonra önce üç eşek ve daha sonra iki katır alarak Ermenek ve eski Kilikya bölgesini dolaşırlar.5
Ermenek’ten sahildeki Alanya’ya giderlerken dört gün boyunca insanın yaşadığı bir yer görmediklerini, göçebe olan ve Türkçe konuşan Yörüklerin çoğunun şimdilerde buralara yerleştiklerini anlatırlar. Kiepert’in çizdiği haritada bu alanın verilerinin neredeyse tamamen yanlış olduğu tespit ederler. Örneğin; Kiepert haritasında Ermenek’in batısında 500 metre daha yüksekte ve Göksu boyunca uzanan oldukça geniş bir ovaya işaret eder. Ama gerçekte bu bölgede 1400-1600 metre yüksekliğinde dağlar vardır. Göksu ise geçilmez yerlerden akmaktadır.6
Son gün öğleden sonra nihayet Alanya’ya varırlar. Lakos ve Arif mutasarrıfa ziyarete giderler. Macaristan’ın Antalya konsolosu Pőzel’i bulamazlar. Konsolos Pőzel savaş nedeniyle Antalya’ya dönmüştür. Antalya’ya kadar sahil boyunca içi tıklım tıklım Türk askeri dolu olan ve benzinle çalışan küçük bir tekne ile yaklaşık 120 kilometrelik bir deniz yolculuğu yaparlar. 18 Ağustos sabahı Antalya’ya varırlar. Burada birkaç gün geziler yaparak ve nasıl daha fazla seyahat edeceklerini düşünürler.7
Sonra yanlarında bulunan ve Romanya’dayken çektikleri çok sayıda fotoğraf akıllarına gelir ve endişelenirler. Küçük bir Yunan vapuruyla dört günlük yelken açtıktan sonra, İtalyanlar tarafından işgal edilen Rodos, Kos, ardından Kalimnos ve bazı Güneybatı Asya limanları da dahil olmak üzere Yunan adalarına uğrayarak İzmir’e varırlar. Burada kendilerini Macaristan Bankası’nın İzmir şubesine mensup 4-5 üst düzey yetkilisi karşılarlar. Avusturya-Macaristan Başkonsolosluğu’nun yardımıyla, Bandırma’ya giden bir trene binerler. Bandırma’dan gemiyle İstanbul’a ulaşırlar.
Konstantinopolis’te tekrar Büyükelçiliklerine giderek rapor verirler. Büyükelçiye çektikleri fotoğraflarla ilgili endişelerini aktarırlar. Yanlarında getirdikleri bagaj ve ekipmanlarının çoğu nakliye güçlükleri nedeniyle İstanbul ‘daki elçilikte bırakırlar. Bir elçilik yetkilisi fotoğraf filmlerinin ve kameranın içinde olduğu kutuyu resmi elçilik mührü ile mühürler. Aynı zamanda Romanya sınır polisine ve gümrük yetkililerine sınır geçişinde gösterilmek üzere büyükelçilikten iki resmi belge verilir. Boğazdan küçük bir askeri geminin refakatinde bir Romen gemisine binerek Karadeniz’e açılırlar.8
Ertesi sabah Köstence’ye inerler. Romen yetkililer büyükelçiliğin belgelerinin etkisi ile kendilerine büyük bir özen gösterirler. Öğle saatlerinde Bükreş’e varırlar. Akşam saat 5’ten sonra tekrar yola koyulurlar. 30 Ağustos günü saat 10’da Macaristan sınırını geçerek seyahatlerini sonlandırırlar.9
Macar Seyyahların Çektikleri Afyonkarahisar Fotoğrafları
Macar seyyahlar Macar Zsigmond Fejes, Dr. Béla Lakos ve yanlarında bulunan Hüseyin Arif 1914 senesi yazında çıktıkları İstanbul ve Anadolu seyahati kapsamında 19 Temmuz 1914 Pazar günü trenle Afyonkarahisar’a gelirler. Zsigmond Fejes, yolculukları boyunca yaptığı gibi Afyonkarahisar’a geldiklerinde de fotoğraflar çeker. Bu fotoğraflar arasında Gazlıgöl, Altıgöz Köprüsü, İzmir Demiryolu, Afyonkarahisar’ın genel görünümü, Sultan dağları, Eber ve Akşehir gölleri bulunmaktadır. Afyonkarahisar-Akşehir arasında çektiği toplam fotoğraf sayısı on adettir. Zsigmond Fejes tarafından çekilen bu fotoğraflarının çoğu tren üzerinde çekilmiştir. 1914 yılı temmuz ve ağustos aylarında düzenlenen Küçük Asya gezisinin genelinde çekilen fotoğraflar I. Dünya savaşının hemen başında şehirlerin ve insanların durumları hakkında bilgiler veren kıymetli fotoğraflardan oluşmaktadır. İçerisinde Afyonkarahisar’a ait fotoğraflarında bulunduğu “1914, İstanbul ve Küçükasya Araştırma Gezisi Albümü” 1969’da Macar, Antal Korsós tarafından Müzeye bağışlanmıştır.

 

Yararlanılan Kaynaklar:
1-A Dunántuli Református Egyházkerület, Pápai Főiskolájának, ÉRTESÍTŐJE, Az 1914—15. İskolai Évről. PÁPA, Nyomatott A Főiskolai Könyvnyomdában, 1915, 170 sayfa
2-Magyar Nemzetı Dıgıtálıs Archívum
3-Fotoğraflar, Album, Konstantinápoly és Kisázsia tanulmányút, 1914. Gróf Esterházy Károly Múzeum, történeti dokumentumtár kaynağından alınmıştır.
Dip Notlar:
1Fejes Zsigmond , “Tanulmányút Kisázsiába” A Dunántulı Református Egyházkerület
Pápai Főiskolájának, PAPA, 1915, Sayfa: 9
2 a.g.m., Fejes Zsigmond, s. 10
3 a.g.m., Fejes Zsigmond, s. 11
4 a.g.m., Fejes Zsigmond, s. 12
5 a.g.m., Fejes Zsigmond, s. 13
6 a.g.m., Fejes Zsigmond, s. 14
7 a.g.m., Fejes Zsigmond, s. 15
8 a.g.m., Fejes Zsigmond, s. 16
9 a.g.m., Fejes Zsigmond, s. 17

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER