Lösemi bulaşıcı değildir – Kocatepe Gazetesi
İl Halk Sağlığı Müdürü Lütfi Akgün, Lösemili Çocuklar Haftası dolayısıyla açıklama yaptı. Akgün, 'Lösemi halk arasında Kan Kanseri diye bilinir ve çocukluk çağında görülen kanser türlerinin yüzde 35'ini oluşturup ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde her yıl 16 yaşın altında ortalama 1200-1500 arası çocukta lösemi vakası tespit edilmektedir. Sebebi henüz tam olarak aydınlatılamamış olan lösemi, hücre [&hellip]
İl Halk Sağlığı Müdürü Lütfi Akgün, Lösemili Çocuklar Haftası dolayısıyla açıklama yaptı. Akgün, “Lösemi halk arasında Kan Kanseri diye bilinir ve çocukluk çağında görülen kanser türlerinin yüzde 35’ini oluşturup ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde her yıl 16 yaşın altında ortalama 1200-1500 arası çocukta lösemi vakası tespit edilmektedir. Sebebi henüz tam olarak aydınlatılamamış olan lösemi, hücre gruplarına göre, ALL (Akut Lenfoblastik Lösemi) ve AML (Akut Myeloblastik Lösemi) olarak iki ana grup olup, bunlar da kendi aralarında alt gruplara ayrılmaktadır. Kandaki alyuvarların aşırı derecede artması sonucu meydana gelen hastalık, kan yapıcı dokuları etkilemekte ve kandaki akyuvarların da aşırı derecede artışına sebep olmaktadır. Kan yapım yeri olan kemik iliğindeki ana hücrelerde oluşan şifre değişikliği sebebiyle olgun olmayan blast denilen kan hücreleri artarak hızla yayılıp; kemik iliği, dalak, karaciğer, lenf bezleri, beyin ve merkezi sinir sistemini etkilemektedir. Yapılan çalışmalar sonucu genetik yatkınlık, radyasyon, benzen ve türevleri (bali v.b), çeşitli kimyasal maddeler (böcek ilaçları v.b), bazı kalıtsal hastalıklar ve bazı viral hastalıkların lösemiye neden olabildikleri görülmüştür. Hastalık her yaşta görülebilmekte; en sık çocukluk çağında 2-5 yaşlarında rastlanmaktadır. Akut lösemilerin çoğunda tıbbi tedavi sonucu tam iyileşme görülmekte; 1 yaş altı ve 10 yaş üstü görülen vakalarda tedaviye cevabın azaldığı gözlemlenmiştir” dedi.
AİLELER KARAMSARLIĞA KAPILMAMALI
Akgün, şu ifadeleri kullandı:
“Çocuklarına akut lösemi tanısı konulan ailelerin karamsarlığa kapılmaması; bu durumların geçici olduğunun; tedavi sonucunda tam iyileşmeyle birlikte dökülen saçların tekrar çıkacağının; çocuklarının eskisi gibi sağlıklı ve normal görünümlerine kavuşacaklarının bilincinde olması ve çocuklarına da bu pozitif enerjiyi vermeleri gerekmektedir. Bunun için sağlık kurum ve kuruluşlarımızdan her türlü bilgi ve desteği alabilirler. Tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli bir konu da; ilaçların etkisiyle vücuttaki savunma sistemini oluşturan hücrelerin de yok olmasıyla kişinin her türlü mikroba karşı savunmasız kalması ve en ufak bir hastalık etkenine maruz kalınmasıyla bile ağır-ateşli enfeksiyonların oluşabilmesidir. Aileler tedavi gören çocuklarını havadan, çevrelerindeki kişilerden, herhangi bir hastalık etkeni almaması için korumalıdır. Bunun için de maske kullanılmasında fayda vardır.” (Kocatepe Haber Merkezi)