Lokman Hekim Hikayesi Nedir?

Tıp dünyasında bütün hekimlerin ustası olarak kabul edilen Lokman Hekim'in, doğayla olan derin bağları ve bitkilerin dilinden anladığına dair anlatılar yüzyıllardır dilden dile aktarılıyor. Rivayetlere göre, Lokman Hekim her çiçekten ve ottan hastalıklara şifa olacak bilgiler edinir, bu bilgilerle çeşitli ilaçlar hazırlar ve çevresindeki insanlara şifa dağıtırdı.

Lokman Hekim, uzun yıllar boyunca dünyanın birçok bölgesini gezdikten sonra, toprağının bereketiyle bilinen Çukurova’ya yerleşmeye karar verdi. Misis bölgesinde yaşamını sürdüren Lokman Hekim, buradaki halkın hastalıklarını tedavi ederek kısa sürede ün kazandı. İnsanlar artık sağlıklı yaşamaya başlamıştı. Bununla birlikte halk, Lokman Hekim’den ölümsüzlüğe çare bulmasını istedi.
Bu istek üzerine Lokman Hekim yeniden yollara düştü ve Çukurova'nın dört bir yanını gezerek ölüme çare olacak bitkiyi aramaya başladı. Bir gün bir çınar ağacının altında dinlenirken, gizemli bir ses ona seslendi: “Lokman, arayışın sona erdi. Ben ölümün ilacıyım. Artık insanlar da hayvanlar da ölmeyecek.” Bu sesin geldiği otu bulan Lokman Hekim, ilacın tarifini öğrenerek defterine not aldı ve bitkiyi de yanına alarak Misis’e doğru yola koyuldu.
Misis’e ulaştığında Ceyhan Nehri üzerindeki Misis Köprüsü'nde durarak ilacı hazırlamak için çalışmalarına başladı. Ancak tam ilacı tamamlayacağı sırada ani bir rüzgarla birlikte hem defteri hem de otu nehre uçup gitti. Böylece Lokman Hekim, ölümsüzlük ilacını bir daha elde edemedi. O günden sonra da doğadaki bitkiler ona yüz çevirdi ve bir daha onunla konuşmadı.


ŞAHMARAN EFSANESİ VE YILANKALE'NİN SIRRI
Adana yöresinde halk arasında yaygın olan bir söylentiye göre, "Adana sel’le, Ceyhan yel’le, Misis yılanla gidecek" denir. Bu anlatı, özellikle Ceyhan ile Adana arasında yer alan ve çok sayıda yılanın yaşadığı söylenen Yılankale’ye dayandırılır.
Rivayetlere göre Yılankale’deki yılanlar sadece sütle beslenir. Eğer bir gün süt bulamazlarsa kaleyi terk ederek Misis’e inerler ve oradaki insanlara zarar verirler. Bu inanç, bölge halkı arasında yüzyıllardır anlatılagelmiştir.
Bir başka anlatı ise, dönemin beylerinden birinin çaresiz bir hastalığa yakalanmasıyla başlar. Hekimlerin yaptığı hiçbir ilaç fayda etmez. Bir tabip, beyin ancak yılanların hükümdarı olan Şahmaran’ın gözleriyle iyileşebileceğini söyler. Ancak Şahmaran’ın yeri bilinmemektedir. Bu sırada, geçmişte Şahmaran tarafından kurtarılmış olan bir insan, onun saklandığı yeri bilen tek kişidir. Şahmaran’a minnet borcu olan bu kişi, bir süre sonra bey tarafından vaat edilen ödül uğruna yerini açıklamaya karar verir.
Bu esnada, Şahmaran güzelliğiyle dikkat çeken bir kıza aşık olur. Onu daha yakından görebilmek için kızın gittiği hamamın damına çıkar. Ancak oradan kayarak hamamın ortasına düşer. Onu takip eden kişi, bu fırsatı değerlendirerek Şahmaran’ı hamamda öldürür ve gözlerini alarak beye götürür. Gözleri yiyen bey, kısa sürede iyileşir.
 

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme