Küresel Isınmanın Biyolojik Değişimlere Etkisi Anlatıldı
AKÜSEM tarafından 'Küresel Isınmanın Biyolojik Değişimlere Etkisi: Mikroorganizmalar ve Fungal Sporlar Eğitimi' programı düzenlendi. Programda küresel ısınmanın biyolojik değişimlere etkisi anlatıldı.
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKÜSEM) tarafından “Küresel Isınmanın Biyolojik Değişimlere Etkisi: Mikroorganizmalar ve Fungal Sporlar Eğitimi” programı gerçekleştirildi. Abdullah Kaptan Konferans Salonunda gerçekleştirilen programa Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İjlal Ocak ile akademik personel ve öğrenciler katıldı.
“KÜRESEL ISINMA EKOLOJİK DENGESİZLİKLERE SEBEP OLABİLİR”
AKÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İjlal Ocak; iklim değişikliğinin sebepleri, etkileri ve risklerini konu aldığı konuşmasında artan insan aktivitesinin karbondioksit, metan, azot oksit ve ozon gibi sera gazlarında artışa neden olduğunu ifade etti. Ocak, “Küresel ortalama sıcaklık 1901’den 2016’ya kadar yaklaşık 1,0 derece artmıştır ve artmaya devam etmektedir. İklim değişikliği artan sel, orman yangınları ve gök gürültülü fırtınalar gibi aşırı hava olaylarının artmasına da neden olmuştur. 2015-2019 yılları arasında şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıllar olmuştur. Bu düzeydeki artışlar, endüstri devrimi öncesine göre sıcaklıklarda belirgin bir artış olduğu anlamına gelir ve bu eğilim devam ederse ciddi ekolojik dengesizliklere sebep olabilir” dedi. Sıcaklık artısında sera gazlarının büyük bir etkiye sahip olduğunu ifade eden Ocak, “Endüstri öncesi dönemden bu yana küresel sıcaklıktaki 1,0 derecelik artış, ağırlıklı olarak insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarından sorumludur. Bu artışın 2030 ile 2052 arasında 1,5 dereceye ulaşabileceği öne sürülmüştür. En düşük sera gazı emisyon senaryosu için bile küresel ısınmanın yakın vadede 1,5 dereceye ulaşacağı veya bunu aşacağına dair olasılıklar vardır.” dedi.
“MİKROORGANİZMALARIN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE ETKİSİ BÜYÜK”
Küresel ısınmanın artışının çeşitli sonuçları olacağına ve canlı yaşamına doğrudan etki edeceğine dikkat çeken Ocak, “Sıcaklık artışı, iklim kuşakları arasındaki dengesizliğin artmasına ve ekosistemlere zarar vermesine neden olur. Sıcaklık artışı kuraklık, orman yangınları ve habitat kaybı gibi olumsuz etkilere yol açar. Tarımın verimsiz hale gelmesi, gübre ve su kullanımındaki artışlar, gıda güvencesizliğini getirir. Küresel ısınma polar bölgelerdeki buzulların erimesi ve su seviyesinin yükselmesine sebep olur.” diye konuştu.
“MİKROORGANİZMALAR DOĞADAKİ DEĞİŞİKLİKLERDEN ETKİLENİR”
Mikroorganizmaların da doğadaki bu değişikliklerden etkilenecegini anlatan Ocak, bu etkilenmelerin sanılandan daha önemli ve kritik olduğunu ifade etti. Ocak, “Mikroorganizmalar, çıplak gözle görülemeyen, tek hücreli, çok hücreli veya viral formda bulunan mikroskobik organizmalar veya virüslerdir. Mikroorganizmalar iklim değişikliği bağlamında bolluk ve çeşitlilikleri ile sürdürülebilir bir ekosistemi destekler. Mikroorganizmalar hayvan ve bitki sağlığında; tarımda ve küresel gıda ağında etkilidir. Biyosferin yaşam destek sistemini oluştururlar. Karbon ve besin döngüsünde kilit roller üstlenir ve iklim değişikliğini düzenlemede önemli bir rol oynarlar.” şeklinde konuştu.
“MİKROORGANİZMALARIN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEKİ ETKİSİ BÜYÜK”
Mikroorganizmaların iklim değişikliği üzerindeki etkisinin sanılandan daha önemli olduğunu ve göz ardı edildiğini belirten Ocak sözlerine şöyle devam etti: “Mikroorganizmalar, iklim değişikliği bağlamında tartışılmaktadır ancak iklim değişikliğinin mikroorganizmalar üzerindeki etkisi önemlidir. Mikroorganizmalar, biyosferin yaşam destek sistemini oluşturur ve ekosistemin işleyişini düzenlemede önemli rol oynarlar. Çevresel dengenin korunmasında da kritik bir rol oynarlar. Mikroorganizmalar, biyolojik çeşitliliği koruyarak ve ekosistemi dengeleyerek çevre kirliliği ve iklim değişikliği gibi sorunlarla mücadelede önemli bir rol oynar. İklim değişikliğine bağlı olarak artması öngörülen kuraklık, küresel kurak alanlarda bakteri ve mantar çeşitliliğini ve bolluğunu azaltmaktadır. Toprak mikrobiyal çeşitliliğini azaltmak mikrobiyal toplulukların genel işlevsel potansiyelini azaltır. Bu azalma mikrobiyal toplulukların bitki büyümesini destekleme kapasitesini de sınırlar. ” Eğitim programı soru cevabın ardından sona erdi.