Kurbanlıkta küpeli hayvanlar tercih edilmeli
Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nevzat Algan, kurbanlıklarda küpeli hayvanların tercih edilmesi gerektiğini, Kurban Bayramı boyunca ihtiyaç halinde veteriner hekimlere ulaşılabileceğini söyledi Afyonkarahisar Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nevzat Algan, Kurban Bayramı öncesi kurbanlık hayvanlarla ilgili dikkat etmesi gerekenleri gazeteniz Kocatepe'ye değerlendirdi. 'KÜPELİ HAYVANLAR TERCİH EDİLMELİ' Nevzat Algan, kurban seçimi yaparken kurbanlık hayvanların kulaklarında Tarım ve Orman [&hellip]
Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nevzat Algan, kurbanlıklarda küpeli hayvanların tercih edilmesi gerektiğini, Kurban Bayramı boyunca ihtiyaç halinde veteriner hekimlere ulaşılabileceğini söyledi
Afyonkarahisar Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nevzat Algan, Kurban Bayramı öncesi kurbanlık hayvanlarla ilgili dikkat etmesi gerekenleri gazeteniz Kocatepe’ye değerlendirdi.
“KÜPELİ HAYVANLAR TERCİH EDİLMELİ”
Nevzat Algan, kurban seçimi yaparken kurbanlık hayvanların kulaklarında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tescillediği kulak küpesi bulunanların tercih etmeleri gerektiğini söyledi. Algan, “Kulak küpeleri hayvan bilgi sisteminden taratılarak hayvanların hangi günde doğdukları, aşılarının tam olup olmadığı ve hayvanın sağlıklı olup olmadığı görülmektedir. Biz kurban kesecek vatandaşların sağlık konusunda uzman olmalarını beklemiyoruz. Aslında kurban ibadetini yapacak vatandaşlar veteriner hekimler kontrolünde kesim yapan yerlerde hayvanlarını kestirip, buralardan almalılar. Türkiye’de Kurban Bayramında küçükbaş hayvanın beşte biri kesiliyor. Geçen yıl 840 bin civarında hayvan kesilmiş. Bu hayvanların tamamı mezbahaneler de kesilmesi şuan için teknik açıdan mümkün görünmüyor. Kurbanlığın; gözleri canlı, tüyleri parlak, zayıf olmayan, yürüyüşü aksak olmayan, hareketli hayvanların alınması tavsiye diyorum. Alınan kurbanlıkların kesim yerlerinde yine hijyenik koşullarda kesilmesine dikkat edilmelidir. Hayvanlardan insanlara bulaşan birçok hastalık vardır. Paraziter hastalıklar; Halk arasında kist hastalığı olarak bilinen hastalıklar, Verem hastalığı, Tüberküloz hastalığı bunlar arasında yer almaktadır. Kurban kesimi sırasında hayvandan bu hastalıkların kapılması üzücü sonuçları ortay çıkarır. İşte bu nedenle çok dikkali olunması zorunludur.” dedi.
“İNSANLARA BULAŞABİLECEK
200’DEN FAZLA HASTALIK VAR”
Özellikle Tüberküloz hastalığının son yıllarda hem insanlarda hem hayvanlarda yaygın olarak görüldüğüne değinen Algan, “Çiğ etlerle temas edilmesiyle insanlara bulaşan Brusella hastalığına karşı dikkat edilmelidir. İnsanlara hayvanlardan 200’den fazla bulaşabilecek hastalık vardır. Bu hastalıkla karşı mutlaka tedbir alınmaIıdır. Profesyonel mezbaha şartlarında kesim yapmaları vatandaşların kendi menfaatlerine olur. Kurban kesildikten sonra kurban etlerinin hava sirkülasyonunun olduğu serin bir yerde küçük parçalar halinde en az 12 saat dinlendirmek gerekir. Bunu yaptıktan sonra buzdolaplarında saklanması gerekir. Sıcak poşetlenen etler sağlıklı olmazlar. Büyük parçalardan yapılan kavurmaların merkezlerindeki ısı yükselmez. Diyelim ki, hayvanda bir hastalık, bakteri var. Pişirme ile normalde o bakteriler ölür. Ama bu etler çok büyük parçalar halinde pişerse merkez ısısı yükselmediği için bu bakterilerle insanlar karşı karşıya kalırlar. Etler doğranırken ve pişirilirken çapraz bulaşmaya dikkat edilmelidir. Çiğ bir eti doğradıktan sonra aynı tahtada pişmeyecek bir salata ya da bir ekmek doğrarsak et ile ekmeğin arasında bulaşma olur. Eti pişirince mikrop ölür. Ama ekmek ya da salata malzemesi pişmeyeceği için çiğ etten alınacak bakteri o gıdalardan alınır. Ya da çiğ ete dokunduğunuz elinizle pişmeyecek bir gıdaya dokunduğunuzda etin piştikten sonra bakterilerinin ölmesinin bir anlamı yok. Zaten o bakterileri pişmeyecek gıdalara bulaşmış oluyor. Bunlara da çok dikkat etmek lazım.” diye konuştu.
“ŞAP HASTALIĞINDA TEHLİKE
OLUŞTURAN BİR ORTAM YOK”
Son günlerde Türkiye’de görülen şap hastalığıyla ilgili durumu aktaran Algan, “Şap Enstitüsü ve Veteriner Hekim meslektaşlarımız tarafından çok kısa sürede hastalığın aşısı geliştirildi. Şuanda yine bazı bölgelerde karantina tedbirleri uygulanıyor. Ancak bu karantina tedbirleri çok büyük sorunlar olduğu için değil, hastalığın yayılmasını durdurmak amacıyla uygulanıyor. Bu karantina tedbirlerinin uygulandığı bölgelerde yine vatandaşlar karantina tedbirleri çerçevesinde hareket etmeliler. Şap hastalığı insanlara bulaşabilen hastalıklar içerisinde yer alsa da son yıllarda bir vaka bildirilmemiştir. Tehlikesi en az hastalıklardan birisi, insanlarımız için tehlike oluşturan bir ortam yok.” şeklinde konuştu.
“BAŞMAKÇI’DA YUMURTA ÜRETİMİNİ AKSATACAK SORUN YOK”
Afyonkarahisar’ın Başmakçı ilçesinde geçtiğimiz aylarda rastlanan Kuş Gribi ile ilgili çalışmaları anlatan Algan şöyle konuştu: “Ülkemiz, özellikle ilimiz göçmen kuşların göç yolları üzerinde bulunuyor. Kuş gribi hastalığı viral bir hastalık. Hayvanlar arasında çok hızlı yayılabilen bir hastalık. Kanatlı hayvan sektörü diğer hayvancılık sektörlerine göre teknolojik gelişmeleri daha iyi takip edebilen, biyo güvenlik tedbirleri çok daha yüksek işletmelerden oluşuyor. Buna rağmen bazen bulaşabiliyor. Bu hastalık sadece Afyonkarahisar’da değil, şuanda Avrupa’nın birçok ülkesinde kuş gribi nedeniyle büyük sorunlar yaşanıyor. Kuş gribi aslında dünyanın uğraştığı bir hastalıktır. Çok yakın bir tarihte yaşadığımız Covid-19’da zoonoz bir hastalıktı. Kuş gribi de zoonoz bir hastalık. Bu hastalığın söndürülmesi için karantina tedbirleri de ilimizde çok ivedi bir şekilde uygulandı. Başmakçı da bulunan kanatlı işletmelerinde hastalıkla karşı karşıya gelen hayvanlar itilaf edildiler. Üreticileri zarardan korumak için hazineden çok ciddi bir tazminat ödeniyor. İlimize yakın illerde de bir sıçrama oldu. O konuda da hemen gerekli biyo güvenlik önlemleri uygulandı. Şuanda yumurta üretimini aksatacak, etkileyecek ya da insan sağlığını da tehdit edecek bir sorun yoktur. Kontrol altına alınmış durumdadır.”
“BAYRAM BOYUNCA VATANDAŞLAR
BİZLERE ULAŞABİLİRLER”
Nevzat Algan, kurban denetimlerinin Afyonkarahisar’da ve yurt genelinde Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde görev yapan İl ve İlçe Müdürlüğü Veteriner Hekimleri tarafından yürütüldüğünü kaydetti. Algan şunları söyledi: “Kurbanlarını kesenler hayvanların etlerinde, iç organlarında herhangi bir problem görmeleri durumunda mutlaka yetkili Veteriner Hekimlere, İl Tarım Orman Müdürlükleri, İlçe Tarım Orman Müdürlüklerine haver versinler. Şüphelendikleri, alışık olmadıkları görünüme sahip olan etleri tüketmemelerini tavsiye ediyoruz. Kurban kesim yerlerinin denetimi konusunda tek yetkili merci şuan için Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Afyonkarahisar Veteriner Hekimler Odası ve diğer Veteriner Hekimler Odalarıdır. Maalesef İl Kurban Komisyonlarına görülen eksiklik nedeniyle odalarımız alınmadı. Bunu kime söyleseniz bir canlı hayvanın, gıdanın, etin olduğu bir yerde Veteriner Hekimlerin komisyonda olmaması kabul edemez. Bizler hem resmi ve serbest Veteriner Hekimler olarak Kurban Bayramı boyunca mesai mefhumu gözetmeksizin çalışıyoruz. Çünkü sağlıkla, canla uğraşıyoruz. Bayram boyunca bir ihtiyaç durumunda vatandaşlarımızda bizlere ulaşabilirler.”
“ÜLKEDE HAYVANCILIKLA UĞRAŞAN NÜFUS GİDEREK AZALIYOR”
Türkiye’de hayvancılıkla uğraşan nüfusun giderek azaldığını dile getiren Algan şunları kaydetti: “İnsanlar kırsal kesimden daha çok şehirlere göç ediyor. Bu durum önümüzdeki yıllarda bizi için büyük bir tehlike oluşturacak. Dünyada teknolojik gelişmeler ne kadar ilerlerse ilerlesin insanlar bilinçli oldukça, eğitimleri arttıkça doğal gıdalara, doğal beslenmeye yöneliyorlar. Eğer kendi gıdanızı kendiniz üretmezseniz tam olarak bağımsız olmanız imkânsız. Atatürk’ün dediği gibi ‘Tam bağımsızlık ekonomik bağımsızlıkla desteklenmedikçe tam bağımsızlık olmaz.’ Tam bağımsızlıkta ancak her konuda kendi üretimimizi gerçekleştirmekle olur. Bugün bir sıralama yapacak olursak, teknolojik yatırımlar mı bir ülke için daha önemli yoksa gıda mı daha önemli diye, gıda en başta gelir. İyi beslenemeyen, aç kalan bir ordu bir tek mermi atmadan teslim olmaya mahkûmdur. Tarih bunu bize gösterdi. Türkiye’de şuanda tarım politikalarındaki aksaklıklar, hatalar nedeniyle üretici daha çok günübirlik düşünüyor. İleriye dönük bir yatırım yapamıyor. Bugün büyükbaş ve küçükbaş hayvan işi ile uğraşan üreticiler bir yıl para kazansalar iki yıl zarar ediyorlar. İşin sürdürülebilirliği yok.”
“KURBANLIK HAYVANLAR UCUZ”
Nevzat Algan, sözlerini şöyle tamamladı: “Kurban fiyatları kurban kesen vatandaşlarımız tarafından oldukça yüksek olarak görülür. Bu normal, ancak kurbanlık hayvanları üreten gerçek üretici, hayvancılık, çiftçilik dışında bir geliri olamayan insanların aylık veya günlük gelirleri yoktur. Yılda bir defa kurbanlık hayvan satarak elde ettikleri ücreti bir yıl boyunca harcıyorlar. Bu insanlar açısından baktığımızda kurbanlık hayvanlar şuanda ucuz. Çünkü köylerdeki işletmelerin tüm girdileri yüksektir. Bizim üretici ve tüketici arasında ki makasın açılma nedeni yine maliyetler. Hayvancılık işletmesi olan aynı zamanda mezbahanesi ve perakende satış yeri olan insanların gözünden bakmak gerekiyor. Burada üçlü etken var. Bu etkenlerin birbirleri ile paralel olarak ilerlemesi için hayvansal üretimin artması ve hayvansal üretimde kullanılan girdi maliyetlerinin düşürülmesi lazım. Türkiye’de bizim üretim eksiğimiz var. Daha fazla üretim yaparsak, üreticinin maliyetlerini düşürebilirsek yoksulluk sınırında veya altında yaşayan vatandaşlar dengeli beslenebilmek için hayvansal gıdalara ulaşabilecekler. Hayvansal gıdalar yalnızca damak lezzetine hitap eden bir gıda değildir. İnsanların özellikle bebeklik döneminde, çocukluk döneminde zekâlarının sağlıklı gelişebilmesi, eklem, kas gelişimleri, yaşlandıklarında sağlıklı bireyler olabilmeleri için hayvansal proteinlerle beslenmeleri gerekiyor. Bizim bunu bir devlet politikası olarak da benimsememiz gerekir. Şunu unutmamak gerekir. Veteriner Hekimlik, beşeri hekimlikten önce insanların sağlığını korumak için oluşturulmuş bir bariyer hizmeti sunmaktadır. Veteriner Hekimlerin görevlerini tam yapması ve halkımızın meslektaşlarımızın uyarılarına riayet etmesi sonrası, insanların hasta olma oranları düşecektir. Biz veteriner halk sağlığı alanında hizmet ederek aslında koruyucu hekimlik basamağının ilk parçasını oluşturuyoruz.” >> Şeyda YEŞİLÇAY’ın Özel Haberi