Kur’an'ın yolunu görebilecek gözlere ihtiyaç var
Aslen Afyonkarahisarlı olan Kayseri Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven hafta sonu memleketinde tefsir dersi verdi. Fatiha Suresi’nin tefsirini yapan Güven, program girizgahında insanların Kur’an'ın yolunu görebilecek gözlere ihtiyaçları olduğunu söyledi İlim Yayma Cemiyeti’nin “Afyon’da Tefsir Geleneği Fatiha Suresi İle Yeniden” isimli programı geçtiğimiz Cuma akşamı Afyon Lisesi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. TEFSİR DERSİ 21 YILLIK GELENEKProgramın [&hellip]
Aslen Afyonkarahisarlı olan Kayseri Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven hafta sonu memleketinde tefsir dersi verdi. Fatiha Suresi’nin tefsirini yapan Güven, program girizgahında insanların Kur’an’ın yolunu görebilecek gözlere ihtiyaçları olduğunu söyledi
İlim Yayma Cemiyeti’nin “Afyon’da Tefsir Geleneği Fatiha Suresi İle Yeniden” isimli programı geçtiğimiz Cuma akşamı Afyon Lisesi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.
TEFSİR DERSİ 21 YILLIK GELENEK
Programın açılış bölümünde İlim Yayma Cemiyeti Şube Başkanı Ali Zengin, Cemiyetin Kurucu Şube Başkanı Selahaddin Keskin, yine cemiyet yönetiminden Abdullah Turhan ve Mehmet Arif Özdilek birer konuşma yaptılar. Programın konuğu aslen Afyonkarahisarlı Kayseri Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, Fatiha Suresi’nin tefsirini yaptı. Programa yoğun ilgi gösterildi. Allah-u Teala’ya hamd ve sena edip Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (SAV) salat ve selam getirerek sözlerine başlayan Doç. Dr. Şahin Güven, doğup büyüdüğü topraklarda, ilmi hayatının ilk nüvelerini attığı şehirde hemşehrileriyle kendisini bir araya getiren İlim Yayma Cemiyeti Şubesi Başkanı ve tüm yöneticilerine teşekkür etti. Tefsir derslerinin 1994 yılından bu tarafa devam ettiğini dile getiren Güven; “Devam eden tefsir derslerinde bir miktar da olsa benim katkımın olduğunu düşünüyorum. Memleketime ailemi ziyarete geldiğim de kıymetli dostlarımız, ağabeylerimiz bize tefsir yapma imkanı verdiler. Bu 21 yıllık tefsir geleneğinde buraya geldikçe bu derslere katılmaktan dolayı çok mutluyum” dedi.
TEFSİR GELENEĞİ
KAYSERİ’DE DE SÜRÜYOR
Kerim kitabımız Kur’an-ı Kerim’in insanlara dünya hayatında rehber olmak, kulları hidayete ve dosdoğru yola ulaştırmak için gönderildiğini aktaran Doç. Dr. Şahin Güven, bu sebeplerle Kur’an-ı Kerim’in okunup, anlaşılıp, yaşanması gerektiğini hatırlattı. Tefsir geleneğinin Peygamberimiz (SAV) ashabı suffasından başlamak üzere İslam tarihinin değişik evrelerinde birçok coğrafya da örneklerinin olduğunu belirten Şahin; “Elimiz de mevcut olan birçok tefsirin aslında bir Alim tarafından bir tefsir sohbeti halkasına sunulduğu daha sonra bunların kitap haline getirilerek ebedileştirildiğini görmekteyiz. Biz de İlim Yayma Cemiyetimizin Kayseri Şubesi’nde bu yıl 7. yılına giren tefsir geleneğini devam ettirmekteyiz. Benim yetişmemde en büyük katkısı olan, ilimle uğraşmam ve ilim adamı olma, ilim talibi olma yolunda beni şevklendiren, azimlendiren merhum hocam Zeki Duman’ın 7 yıl önce başlatmış olduğu tefsir 2,5 yıl önce kendisinin elim bir trafik kazası sonucu vefatı ile talebesi olarak bana kaldı. Ben bütün işlerimi bırakarak tefsir derslerime devam ettim ve halen etmekteyim. Hangi tür görevimiz olursa olsun Allah rızası için başlamış olan derslerin devam ettirilmesi gerektiğini düşündüm. Hocamızın cenazesi giderken en önemli talebelerinden biri yanımıza gelip, ‘Hocam duyduk ki vefat eden hocamızın yetiştirdiği tek talebesi sizmişsiniz. Bunun için bu rahle-i tedrisi devam ettirmek zorundasınız. Yapar mısınız demiyorum bu dersi siz devam ettirmelisiniz.’ dedi. Tabii seve seve kabul etmeliydik zaten” diye konuştu.
KUR’AN’I ANLAYIP
YAŞAMAK TEMEL GÖREV
Tefsir derslerinin aslında kulların Kur’an’ın anlamı ile buluşma dersleri olduğunu dile getiren Doç. Dr. Şahin Güven, tefsirin insanların Kur’an-ı okurken zihin dünyalarında oluşan anlamlarının daha sonra kayda geçmiş hali olarak tanımladı. İslam tarihi boyunca Müslümanlar’ın Kur’an tefsirini vücuda getirdiklerini anlatan Şahin; “Binlerce, on binlerce tefsir meydana getirildi. Biz bunların sadece küçük bir kısmını okuyabiliyor, görebiliyoruz. Neden acaba binlerce tefsir yazılmış olmasına rağmen halen tefsirler yazılmakta, hala alimler Kur’an-ın anlamını insanlara sunmak için çalışmalar yapmaktadır? Hem de farklı dillerde. Bu program bir dua ile başladı. Bu ülkenin yetiştirdiği en önemli alimlerden müfessir Elmalılı Hamdi Yazır hocamızın tefsirinin mukaddimesi idi. Demek ki tarih boyunca insanlar İslam’ı anlamak için, Kur’an-ı anlamak için ter döktüler. Bizler eğer Müslüman olduğumuzu iddia ediyorsak Müslümanlığımızı ciddiye alıyorsak dinimizin temel kitabı olan Kur’an-ı Kerimimizi okumalı, anlamalı ve hayatımıza geçirmeliyiz” şeklinde konuştu.
KUR’AN VE
SÜNNETE
SARILMAK
ZORUNDAYIZ
Peygamber Efendimizin (SAV) veda hutbesinde “Şükrediniz ki sizlere iki şeyi bırakıyor, emanet ediyorum. Eğer o iki şeye sarılırsanız asla sapıtmaz, doğru yolu bulursunuz. Allah’ın kitabı Kur’an ve benim sünnetim.” sözlerini hatırlatan Şahin; “Eğer bugün İslam dünyası dediğimiz, Müslümanlar’ın yaşadıkları topraklarda kan ve zulüm varsa, eğer haksızlıklar varsa bunun belki de en temel sebebi Allah’ın kitabını anlamıyor oluşumuz. Allah’ın kitabını anlamaya vakit ayırmıyor oluşumuzdur. O’nun hayata geçmiş olan belki de canlı örneği olan Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) hayatını rehber edinmiyor oluşumuz sebebi olabilir. Onun için bizler eğer bu çağa tanıklık edeceksek, Rabbimizin de huzurunda Peygamberimizin (SAV) bizim müminliğimize şahit etmesini istiyorsak adil, dengeli bir ümmet olarak Kur’an-a sarılacağız. Sünnete sarılacağız. Hz. Peygamber Efendimizin yolundan giden sahabenin yoluna sarılacağız. Yeniden önce kendimizi inşaa edeceğiz. Sonra da toplumu inşa edeceğiz. Kendisini inşa edemeyenler toplumları inşa edemezler” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Güven Şahin, program başında okunan ayetlerden hareketle Müslümanlar’ın bulundukları dünyayı yeniden okumak istemeleri halinde Allah’ın adıyla okumaları gerektiğine değindi.
KİŞİ İSLAM’I ÖNCE
KENDİ YAŞAMALI
Herşeye Allah’ın adı ile başlama zorunluluğunun altını çizen Güven; “Allah’ın bak dediği yerden bakmalı, Allah’ın gör dediklerini görmeliyiz. Onun için, ‘Seni yaratan Rabbinin adı ile oku.’ diyor Cenab-ı Hakk. Herşeyi okurken, kainatı, kainat kitabını, sosyal olayları, siyasi olayları okurken Allah’ın kitabından hareketle okumalıyız. Okuduklarımızı kendi hayatımıza geçirmeli ve sonra diğer insanların kurtuluşlarına vesile olmalıyız. ‘Kalk ve insanları uyar.’ diyor. Biz galiba bunu yat olarak yanlış anladık. Onun için çok rahatız. Maddi açıdan ne kadar rahata ulaşırsak ulaşalım sanki son zamanlarda manen, ahlaken bir çöküntü yaşıyor gibiyiz. Bunun sebebi öncelikle İslam’ı öncelikle kendi hayatımızda yaşamamaktan kaynaklanıyor. Onun için Kur’an-ı yüklenmek, İslam’ın hadimi olabilmek için kendimizi yetiştirmemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
TEFSİR GELENEĞİ
AFYON’DA ÖNCEDEN VARDI
Eğer Peygamber Efendimize (SAV) yüklendiği gibi kulların da ağır bir sorumluluk olan Kur’an-ı yüklenmeleri halinde, “Geceleri yatmak yok. Kendimizi inşa edeceğiz. Kur’an-ı tane tane okuyarak, anlayarak, üzerinde dura dura anlamak zorundayız.” diyen Güven şunları söyledi: “Nasıl ki sahabeyi yani İslam toplumunun ilk altın neslini Kur’an cahiliye toplumundan bir medeniyet toplumu inşa ettiyse aynı şekilde o Kur’an yine elimizde, o Peygamberin hayatı yine önümüzdedir. Onunla biz yeniden hayat bulabiliriz. Bu sebeple yeniden Kur’an-a, sünnete dönmeliyiz. Sebeb-i sahilihinin yoluna dönmeliyiz. Onu öğrenip yaşamalıyız. Yaşanmayan hiçbir din bu dünya da baki kalamaz. Bu sebeple tefsir geleneği ülkemizin bazı şehirlerinde çok önceleri devam etti. Onlardan birisi de Afyonumuzdur. Bu güzel bir şey. Küçük bir öğrenci evinde başlayan bir dersin salonları doldurur hale gelmesi önemlidir. Ancak bunlar bir günle, bir vakitle sınırlandırılamaz.”
AYETİ OKUYUN,
ANLAYIN, YAŞAYIN
Her gün mutat olarak Kur’an okumanın bir yaşam biçimi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şahin Güven, bir cüz okumak yerine tek bir sayfa ya da yarım sayfayı anlayarak, idrak ederek okumanın önemine temas etti. Tek bir ayeti anlamak için uğraş verilmesini tavsiye eden Güven şöyle konuştu: “Sahabe bize nasıl Kur’an okuduğunu anlatıyor. ‘Biz gider Peygamberden on ayet alırdık. O on ayeti okur, anlardık. Anladığımızı yaşar sonra yeni bir ayete geçerdik.’ diyorlar. Çünkü onların dili Arapça idi. Bizim gibi yeni bir dil öğrenmiyorlardı. ‘Biz Kur’an-ı yaşamak için okurduk. Bugün insanlar Kur’an okumak için yaşıyorlar.’ diyorlar. Aradaki fark budur. Hz. Ömer’in döneminde açılan Kur’an mektebine teşvik amacıyla beytül maldan (devlet malı) özel hibe gönderir. Gelecek sene talebeleri artan Kur’an mektebine dönemin valisince müminlerin emrinden daha fazla hibe talep edilir. Hz. Ömer bu durumda parayı kesip talebeleri dağıtmasını söyler. Çünkü talebelerin sadece okumak ve maddi menfaat için geldiklerini ifade eder.”
TEFSİR DERSLERİNİ
İHMAL ETMEYİN
Kur’an-ı Kerimin hayatı şekillendirmesi gerektiğini, insanlığın rehberi olması gereken Kur’an-ın şu anda anlaşımamasından yakınan Güven sözlerini şöyle sürdürdü: “Kur’an bizlerce anlaşılmayan bir kitap değil biz anlamak ve yaşamak istemediğimiz için galiba bize hidayet yolu olamıyor. Kur’an içerisinde hiçbir şüphe ve kuşkuya yer olmayan bir kitaptır. Kur’an muttakiler için rehberdir. Eğer biz muttaki olursak Kur’an bize yol gösterecek. Ama o Kur’an-ın yolunu görebilecek gözlere ihtiyaç var. O’nun için yeniden Kur’an-ı okumalı, yeniden Kur’an-ı anlamalı ve hayatımızda yaşamalıyız.” Doç. Dr. Şahin Güven sunumunu Fatiha Suresi’nin tefsiri ile devam etti. Programın sonunda Güven kendisinden talep edilen hatim duasını yaptırdı. Kayseri Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, İlim Yayma Cemiyeti’nce organize edilen tefsir derslerine katılım gösterilmesi arzusunu da sözlerine ekledi. >> Burcu AYDIN’ın haberi
Doç. Dr. Şahin Güven kimdir?
Şahin Güven 1971 yılında Afyonkarahisar’da dünyaya geldi. İlk, orta, lise eğitimini memleketinde tamamlayan Güven, Afyon İmam Hatip Lisesi akabinde üniversite eğitimi için Kahire’ye gitti. 1989-1993 yılları arasında Mısır’da el-Ehzer Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde okudu. Bu üniversitenin tefsir bölümünden mezun oldu. 1993 yılında Kayseri’ye gelerek Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Bölümü Tefsir Anabilim Dalı’nda lisansüstü eğitimine başladı. Kayseri’nin yetiştirdiği önemli alimlerden birisi olan merhum Prof. Dr. Mehmet Zeki Duman hocanın danışmanlığında yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamladı. 1996 yılında Erciyes Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak göreve başlayan Güven, 2004’e kadar burada çalışmalarını sürdürdü. Aynı yıl kurumlar arası geçiş yaparak Kayseri İl Müftülüğü’nde 3 yıl vaizlik yaptı. Kayseri Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nde eğitim görevlisi olarak çalıştı. 2007’de İstanbul-Pendik Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezine eğitim görevlisi olarak atanan Şahin’in buradaki görevi 2011’e kadar devam etti. Güven Şahin, 2008’de bir yıl süre ile Avustralya’nın Sidney kentine din görevlisi olarak gönderilip Sidney’in Gelibolu Camiinde bir yıl imam-hatiplik yaptı. 2011 Yılında Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalına öğretim üyesi olarak atanan Güven, 2013’de tefsir doçenti olup üç yıldır fakültenin dekan yardımcılığı görevini yürütüyor. Şahin Güven 15 Temmuz 2015 tarihi itibariyle Kayseri İl Müftülüğü görevini yapmaktadır. Şahin evli ve dört çocuk babasıdır.