• Haberler
  • Genel
  • Külliyeler medeniyetin şahitleri – Kocatepe Gazetesi

Külliyeler medeniyetin şahitleri – Kocatepe Gazetesi

Gedik Ahmed Paşa’dan Günümüze Külliye ve Ramazan” başlığında külliyeleri anlatan AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Mustafa Güler, külliyelerin Türk-İslam medeniyetinin şahitleri olduğunu belirtti Ensar Vakfı Şubesi’nin Ramazan’da İkindi Sohbetleri programında Prof. Dr. Mustafa Güler tarafından “Gedik Ahmed Paşa’dan Günümüze Külliye ve Ramazan” başlığında sunum gerçekleştirildi. Sunum öncesi Otparazı Camii İmam Hatibi Muhammed [&hellip]

Külliyeler medeniyetin şahitleri

Gedik Ahmed Paşa’dan Günümüze Külliye ve Ramazan” başlığında külliyeleri anlatan AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Mustafa Güler, külliyelerin Türk-İslam medeniyetinin şahitleri olduğunu belirtti

Ensar Vakfı Şubesi’nin Ramazan’da İkindi Sohbetleri programında Prof. Dr. Mustafa Güler tarafından “Gedik Ahmed Paşa’dan Günümüze Külliye ve Ramazan” başlığında sunum gerçekleştirildi. Sunum öncesi Otparazı Camii İmam Hatibi Muhammed Emin Çankaya tarafından Kuran tilavetinde bulunuldu.
KÜLLİYELER FONKSİYONEL
HİZMET VERİR
AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Mustafa Güler, 11 Temmuz Cuma akşamı “Gedik Ahmed Paşa’dan Günümüze Külliye ve Ramazan” konusuda bilgiler sundu. Külliye’nin tarif olarak bir tekke ya da camii çevresinde oluşan yapılar grubu olduğunu belirten Güler; “Külliyenin temel amacı halka ve ihtiyaç sahiplerine orada bulundukları zaman ihtiyaç duyacakları tüm alanlarda insani, ibadi, maddi, manevi hizmet vermektir. O kurumları temin edip, kurup, işletmek maksadıyla yapılır. Külli kavramı çok toplu anlamlarına geliyor. Birden çok eseri ihtiva ediyor. Bu özelliklerinden dolayı ihtişamlarıyla bir hayli maddi kaynak gerektiriyor. Bu nedenle külliyelerin tamamı genellikle üst düzey devlet adamları, padişahlar, anneleri, eşleri ve kızları, valiler, paşalar ve önde gelen tarikat şeyhlerince tarih boyunca inşaa edilmiştir.” dedi.
İLK KÜLLİYE
MESCİD-İ NEBEVİ
Külliyelerin günümüzde ziyaret ve ibadet mekanı özelliğinin öne çıktığına değinen Prof. Dr. Mustafa Güler, tarihi misyonu itibariyle ilk külliye örneğinin Mescid-i Nebevi olduğunu kaydetti. Güler, Peygamber Efendimizin (SAV) Medine’ye hicret ettikten sonra namaz kılınıp, gündelik işlerin görüleceği ve oraya ilim öğrenme maksadıyla gelen talabelerin kalabilecekleri bir mekan oluşturma maksadıyla Mescid-i Nebevi’yi inşaa ettiğini kaydetti. Mescid-i Nebeviye’nin medeniyet açısından külliye temel taşını oluşturduğunu aktaran Güler; “Mescid-i Nebevi mümtaz bir örnek olarak tarihteki yerini almıştır. Camii merkezli medeniyetin en canlı örneğidir. Tarihi süreci Umre ziyaretimizde görme fırsatımız oldu. Külliyelerin en önemli ikinci yapısı bugün içinde bulunduğumuz medreseye kaynaklık etmesi bakımından suffedir. Suffe gölgelik yer demektir. Orada Peygamber Efendimizden (SAV) sadece ilim öğrenme maksadıyla herhangi maddi kaygısı olmayan talebelerin bulunduğu suffe ve hucarat denilen Peygamberimizin ailesinin kaldığı evlerden oluşuyor.” diye konuştu.
KERVANSARAY
KÜLLİYELER DE ÖNEMLİ
Prof. Dr. Mustafa Güler, İslamiyetin yayılmasıyla ilk ortaya çıkan külliyeler, Mescid-i Nebevi ile yan yana gitmesi gerekirken durumun böyle olmayıp kervansaray külliyelerinin ortaya çıktığını söyledi. Yol üzerine yapılan külliyelerin Afyon coğrafyasında Çay, Sultandağı yolları ile Konya yolu üzerinde görülebileceğini belirten Güler; “Özellikle Abbasiler döneminin ikinci yarısından itibaren camii merkezli külliyeler ortaya çıkmıştır. Kervansaray külliyelerini de önemsiz değildir. Yol boylarında inşaa edilen konaklama merkezi, mescit, ticarethaneler, gerekirse tekke, hayvanların barınacakları yerler bulunan bu mekanlar medeniyetimizin hala önemli şahitleri olarak ayakta durmaktadır.” şeklinde konuştu. >> Burcu AYDIN’ın haberi

Bakmadan Geçme