Köylüler, Derelerine Sahip Çıkmak İçin Duruşmada
Sultandağı'nda, Dort Deresi mevkiinde bir firmanın kum ocağı dere yatağından kum alması nedeniyle Doğancık köy halkı Afyonkarahisar İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Dort Deresi mevkiinde kum ocağı faaliyetleri için 'ÇED Raporu gerekli değildir' kararına yapılan itiraz, Mahkeme tarafından değerlendirilecek.
Sultandağı’nda Dort Deresi mevkiinde bir süredir kum ocağı için kum ve çakıl çalışması yapılıyor. Dort Deresi mevkiinde bulunan Doğancık Köyü sakinleri, kum ve çakıl çalışması yapılmasına onay veren ve ‘Çevresel Etki Değerlendirme Raporu gerekli değildir’ kararının iptali için Afyonkarahisar İdare Mahkemesi’ne başvurdu.
Mahkemede davacı taraf adına konuşan Av. Seyda Afyoncu, “Biz ÇED Raporu gerekli değildir kararının yürütmesinin durdurulmasını, Mahkememizin takdirleri iptal yönündeyse iptal edilmesini istiyoruz. ÇED Raporu gerekli değildir kararı, bir mermer ocağı ile ilgili hazırlanmış, konumuz olan kum ocağı davası dosyasına kopyala-yapıştır yöntemiyle yazılmıştır. Uzman görüşleri bizim lehimizedir, bilirkişi raporunda da lehimize olan bölümler vardır. Bu konularda dilekçelerimizin incelenmesini istiyoruz. Kanun maddeleri ve yönetmelikler çok açıktır: İçme ve kullanma suyu olan bölgelerde maden ve kum ocağı çalışmalarına izin verilemez. Ali Afyon’a Dort Deresi mevkiinde yapacağı çalışmada 2 metreye kadar kum alma izni verilmesine rağmen, bölgede apartman boyunda kum alındığı biliniyor. Nisan ayındaki yağmur, bu mevkiide sele dönüştü. Daha büyük bir yağış olursa köyü sel basacak” dedi.
Av. Hatice Gök de “Êber Gölü yok oldu. Sıra Doğancık Köyü’nda yaşayan insanlarda mı? Buradaki kum ocağı çalışması, hukuka aykırı olarak devam ediyor. ÇED Raporu gerekli değildir kararının doğru olmadığını düşünüyoruz” diye konuştu.
Mahkemede davalı tarafın avukatı olan Hava Nur Aygün ile Orhan Şapcı ise kum ocağın faaliyetinin kanunlara uygun şekilde devam ettiğini kaydetti. Aygün, kum ocağı için alınan ruhsatın Eylül 2023 ile Eylül 2028 tarihleri arasında geçerli olduğunu belirtirken “Şu anda kum alınan bölge, kararda yer alan bölge olmayabilir” dedi. Şapcı ise insanların araç kullanırken bile çevreyi kirlettiğini belirterek “Doğayı tamamen korumak için tamamen doğal yaşama geçmek gerekir” ifadelerini kullandı.
Köylüler adına konuşan 90 yaşındaki Ayşe Taş, “Ben dağdan gelen suyu içiyorum. Ama borular açıkta kaldı. Şeker hastasıyım, şişeli su içemiyorum. Benim tarlam toz toprak içinde kaldı” dedi. Köylüler adına konuşan Mehmet Özbabalık da “Bu bölgenin geçim kaynağı meyveciliktir. Sultandağı Kirazı, kum ocağı faaliyeti dolayısıyla kalkan tozdan etkileniyor. Karayel ve kabayel ile gelen tozlar köyümüzü etkiliyor. Biz rantı değil, yaşamı savunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Yine köylüler adına konuşan Turgut Akyıldız da “Burada Karayolları, Devlet Su İşleri, Orman Bölge Müdürlüğü bizim yanımızda olmalıydı. Köyümüz selden zarar görse, karayolları da zarar görecek, Devlet Su İşleri’nin yaptığı taşkın koruma alanları ve barajlar da zarar görecek. Ne yazık ki yanımızda değiller. Mahkememizin bizim lehimize karar vereceğini ve bu kararın tarihe altın harflerle geçeceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Doğancık Köyü Muhtarı İbrahim Çelik de köylülerin toz nedeniyle su kaynaklarını kullanamadığını belirtti. Çelik, “Bir taraftan köylülerimiz suyun bozulduğundan şikayet ediyor, bir taraftan Halk Sağlığı Müdürlüğü’nden gelen ekipler ‘Suyunuz temiz değil, kullanılamaz’ diyor. Ne yapacağımızı şaşırdık” dedi.
Mahkeme, tarafların tamamının konuşmalarının dinlenilmesinin ardından sona erdi. Konu hakkındaki kararın 1 ay içinde taraflara bildirileceği kaydedildi.