Koronavirüste 'domuz' iddiası
Uzun yıllar Afyonkarahisar'da görev yaptıktan sonra Medipol Üniversitesi'nde mesleğini sürdüren Prof. Dr. Sefa Dereköy koronavirüsün domuzlardan yayıldığını gündeme taşıdı   1990-93 yıllarında Gülhane Askeri Tıp Akadamisi'nde görev yaptıktan sonra 1999-2007 arasında AKÜ bünyesinde görev ayan Prof. Dr. Sefa Dereköy'ün açıklamaları basında geniş yer buldu. Yeni tip koronavirüsün yarasa sebebiyle ortaya çıktığı iddia edilmişti. Medipol Üniversitesi [&hellip]
Uzun yıllar Afyonkarahisar’da görev yaptıktan sonra Medipol Üniversitesi’nde mesleğini sürdüren Prof. Dr. Sefa Dereköy koronavirüsün domuzlardan yayıldığını gündeme taşıdı
1990-93 yıllarında Gülhane Askeri Tıp Akadamisi’nde görev yaptıktan sonra 1999-2007 arasında AKÜ bünyesinde görev ayan Prof. Dr. Sefa Dereköy’ün açıklamaları basında geniş yer buldu.
Yeni tip koronavirüsün yarasa sebebiyle ortaya çıktığı iddia edilmişti. Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy’e göre ise bu virüsün arkasında domuz var. Hastalı-ğın, canlı domuz ya da ürünleri ile bulaşabilmiş olabileceğini belirten Dereköy “1960’lardan bu yana koronavirüsün domuzlarda pek çok enfeksiyona sebep olduğu bilinmektedir. Geçen yıllarda da küresel anlamda bu virüse bağlı pek çok domuz salgınına rastlandı. Laboratuvar çalışmaları virüsün insan hücrelerindeki reseptörlere bağlanabildiğini ve türler arası çapraz geçiş kabiliyetini ortaya çıkardı. Reuters Haber Ajansı, 2018 ağustosunda başlayan 19 ay süren Afrika Domuz Ateşi salgında Çin’deki domuz üreticilerini işaret etmişti. Dünyada domuz ihracatının yüzde 39’u Çin’e ait” dedi.
Dereköy, yıllar önce domuzlarda ortaya çıkan salgınlarla günümüzdeki koronavirüs arasında bağlantı kurulabileceğini de söyleyerek “Önceki yıllarda domuz koronavirüs salgınlarında yaşanan her şey şu anda insanlarda tespit ediliyor. Canlı hayvan dışında bu hastalıklar domuzdan yapılan gübre, embriyo ve deri gibi her üründen geçebilir. Domuz salgınlarında görüldü ki; araçlar, elbiseler, ayakkabılar, gıda ve aşı bile bu domuz enfeksiyonlarının geçişi için taşıyıcı olmuştur. ABD’nin ithal ettiği domuz içerikli bazı ürünlerde hatta gıda ve ilaçlarda bu virüslerin hayatını sürdürebildiği biliniyor. Mesela soya fasulyesi, kanatlılar başta hayvanların protein ve vitamin takviyesinde kullanılan lizin hidroklorit ile kolinklorit, vitamin D ve domuz sosisi gibi. Bu durum ABD’de salgının bu kadar çok yayılmasını açıklıyor” diye konuştu. Bizde bugüne kadar enfeksiyonun diğer ülkelerden daha hafif görülmesinin sebebinin sadece solunum yoluyla alınmış olmasına bağlı olduğuna dikkat çeken Profesör Dereköy “Bu bizim Batı’ya göre şansımız. Domuz eti ve domuzdan yapan ürünler tüketen Batı’da virüs mideye ve bağırsaklara da iniyor. Bu da daha öldürücü olmasını sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
Domuz enfeksiyonlarında virüsün kedi, köpek, kuş ve hatta tavuklara da geçebildiğinin ortaya konulduğunu söyleyen Dereköy, evde hayvan besleyenleri de uyararak konuşmasını şöyle tamamladı: Marketten alınan ve protein içeren kedi köpek mamaları risk oluşturuyor. Bu hazır hazır mamaların içinde hastalık etkeni bulunabiliyor.