Ne yazık ki, ev, işyeri, arazi, köy hatta şehir komşuluklarımızı eskisi kadar güzel yapamıyoruz. Yozlaşma dediğimiz şey her yere sirayet etmiş durumda.
Hep dert yanar dururuz ya; “apartmanda komşular birbirini tanımıyor” diye. Aslında tanımış olsalar her şey güzel olacak ve aile olunacaktır. Türk gelenek ve göreneklerinde komşuluk, taşınmanın ilk günü başlar. Yeni gelenin ziline basılır ve” yandaki komşuyum, bizlik bir şey var mı, yorulmuşsunuzdur, size çay getirdim” denir ve ilk fırsatta hoş geldiniz ziyaretine gidilirdi. Ya şimdi; neredeyse yıllar geçmiş komşular ve komşu çocukları birbirlerini tanımıyorlar. Hiç Eyvallah yok. Oysaki kimse komşusuna ihtiyaç duymayacak kadar Eyvallah sız olamaz. Her an hepimiz için hayati bir konuda acil durum olabilir. İyi günde ve kötü günde beraber olabilmek gerekir. Komşuların birbirlerine mutlaka hakları geçiyordur, sıkça da helalleşmek lazım.
Resulüllah (SAV); ”Cebrail bana komşuya iyilik etmeği tavsiye edip durdu. Nerdeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.”
Değerli dostlar; Komşu nedir?
Komşu; Bir fincan kahvedir, bir avuç tuzdur, sırdaştır, dosttur, külüne muhtaç olduğundur, çat kapıdır, ilaçtır, eczanedir, dermandır, son yolculuğunda arkanda kalanlarla ağlayandır, tesellindir ve akrabandan ötedir.
Komşunla kavga etme, herkes gider o kalır.(Hz. Ebubekir).
Aç kurt bile komşusunu yemezmiş.
İyi komşu aileden, kötü komşu gaileden sayılır.
Yine Peygamberimiz(SAV);” Kötü komşu iyilik edersen gizler, bir fenalık görürse yayar. Yapacağı fenalıktan komşusu güven içinde olmayan kimse Vallahi iman etmiş olmaz” buyurdu.
İyi komşuluk, yalnız komşuya eziyet etmemek değil, komşudan gelecek sıkıntılara da katlanmak demektir. (Hasan-ı Basri)
Dinimizde, kötü olmak kesinlikle yasaklandığı gibi, nötr olmak ta istenmemekte, iyi komşu olmak emredilmektedir.
Faniden bakiye giden kervanda,
Muhabbetle menzil almak ne güzel.
İmtihan diyarı şu koca handa,
Hayırlı bir komşu olmak ne güzel.
YAZARLAR
TÜMÜ