Komşu İlimizdeki Deprem Öncü Olabilir!
Prof. Dr. Süleyman Pampal, geçtiğimiz günlerde Denizli'de meydana gelen depremlere ilgili korkutucu açıklamalarda bulundu.
Son iki gün içinde Denizli’de sabaha karşı meydana gelen 4 ve 4’e yakın büyüklükteki depremler, bölge halkında endişeye yol açtı. Uzmanlar, özellikle Pamukkale Fayı’nın potansiyel tehlikesine dikkat çekerken, olası büyük bir deprem riski yeniden gündeme geldi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Süleyman Pampal, Pamukkale Fayı’nın “kırılmaya hazır” olduğunu belirterek, yaşanan depremlerin olası bir büyük depremin habercisi olabileceği uyarısında bulundu.
TARİH BOYUNCA BÜYÜK DEPREMLER YAŞANDI
Denizli’nin depremlerle anılan geçmişi, bölgenin sismik risklerini bir kez daha hatırlattı. Pamukkale Fayı, tarih boyunca yıkıcı depremlerle gündeme gelmişti. MS 60 yılında meydana gelen ve büyüklüğü 7.5 olarak kaydedilen bir deprem, antik Hierapolis ve Laodikya kentlerini yerle bir etmişti. Bunun yanı sıra, 1354, 1703 ve 1717 yıllarında da büyük depremler yaşanan bölgede, tarihsel kayıtlara göre 33 adet 4’ün üzerinde deprem bulunuyor. Prof. Dr. Pampal, bu verilerin, Pamukkale Fayı’nın büyük bir tehlike arz ettiğini açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
ÖNCÜ DEPREM UYARISI
Denizli’de 18 Aralık’ta 4 büyüklüğünde ve 19 Aralık’ta 3.7 büyüklüğünde meydana gelen sarsıntıların ardından konuşan Prof. Dr. Süleyman Pampal, bu depremlerin birer öncü olma ihtimaline dikkat çekti. Milliyet gazetesine verdiği demeçte Pampal, 1995 yılında Dinar’da yaşanan depremin benzer bir senaryoya işaret ettiğini belirterek, “Dinar Depremi öncesinde 3 ila 5 büyüklüğünde 77 sarsıntı kaydedilmişti. Denizli’de de benzer bir süreç yaşanabilir. Ancak her öncü sarsıntı hemen ana şoku getirmez. Bu süreç saatler, günler hatta aylar alabilir” dedi.
YAPI STOKU BÜYÜK RİSK TAŞIYOR
Depreme hazırlık konusunda önemli eksiklerin bulunduğunu ifade eden Pampal, özellikle Denizli’nin hızla artan sanayileşme ve şehirleşme ile beraber ciddi sorunlar yaşadığını vurguladı. Pampal, bölgedeki yapılaşmada temel ilkelerin ihlal edildiğini belirterek, “Alüvyon zemin üzerine çok katlı betonarme binalar inşa ediliyor. Bu durum, deprem sırasında ciddi yıkımlara neden olabilir. Hatalar sürekli tekrar ediliyor. Deprem sonrası ortaya çıkacak sonuçlar, ‘Kendim ettim kendim buldum’ dedirtecek türden olabilir” ifadelerini kullandı.
DENİZLİ’NİN KRİTİK KONUMU
Türkiye’nin genelinde deprem tehlikesinin her zaman mevcut olduğunu hatırlatan Pampal, Denizli’nin Büyük Menderes ve Gediz Grabenleri üzerinde yer almasının bu tehlikeyi daha da artırdığını söyledi. “Denizli, ülkenin en kritik deprem bölgelerinden biri. Ancak bu risk yeterince konuşulmuyor. Pamukkale Fayı kırıldığında 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem kaçınılmaz olacaktır” diye ekledi.
HAZIRLIK VE FARKINDALIK ÇAĞRISI
6 Şubat 2023’te yaşanan büyük depremlerin ardından İstanbul ve çevresinde yoğun çalışmalar yapıldığını, ancak Denizli gibi yüksek riskli bölgelerin ihmal edildiğini ifade eden Pampal, depremle yaşamanın kaçınılmaz olduğunu ancak doğru tedbirlerle can ve mal kaybının en aza indirilebileceğini vurguladı.
"BÜYÜK DEPREM BEKLENMİYOR"
Jeoloji Mühendisi Murat Öztürk ise art arda yaşanan orta şiddetli depremlerin enerji boşalmasından kaynaklandığını belirterek, “Denizli’de şu anda büyük bir depremin olması beklenmemektedir” dedi. Öztürk, bölgedeki fay hatlarının 3 ila 5 büyüklüğünde depremler üretebileceğini ifade ederek, bu tür küçük ölçekli depremlerin enerji boşalması açısından faydalı olduğunu dile getirdi.
2019 yılında Acıpayam’da meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki depremin ardından bölgede orta ölçekli bir sarsıntı yaşanmadığını hatırlatan Öztürk, “Denizli birinci derece deprem kuşağında yer alıyor. Ancak Buldan ve Baklan fayları gibi hatlar birbirine doğrudan etki yapmaz. Bu nedenle ciddi bir sıkıntı doğurması beklenmiyor” diye konuştu.
Denizli’nin deprem gerçeğiyle daha iyi başa çıkabilmesi için dayanıklı yapılaşma ve farkındalık çalışmalarının hızla hayata geçirilmesi gerektiği konusunda uzmanlar hemfikir.