• Haberler
  • Gündem
  • Kızımı 'FETÖ'cü' diye öldürdüm – Kocatepe Gazetesi

Kızımı 'FETÖ'cü' diye öldürdüm – Kocatepe Gazetesi

Bundan 13 yıl önce 1 Temmuz 2003 tarihinde İstanbul Kartal Dr. Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum Servisi'nde yaşanan olay Türkiye gündeminde büyük yer almış, Afyonkarahisar'da da büyük yankı uyandırmıştı. Kartal'daki hastanede pratisyen doktor olan 25 yaşındaki Afyonkarahisar-Çay Karacaören'li Cevahir Çağlar, babası Ali Rıza Çağlar tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürülmüştü. Baba Çağlar daha sonra olay [&hellip]

Bundan 13 yıl önce 1 Temmuz 2003 tarihinde İstanbul Kartal Dr. Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum Servisi’nde yaşanan olay Türkiye gündeminde büyük yer almış, Afyonkarahisar’da da büyük yankı uyandırmıştı. Kartal’daki hastanede pratisyen doktor olan 25 yaşındaki Afyonkarahisar-Çay Karacaören’li Cevahir Çağlar, babası Ali Rıza Çağlar tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürülmüştü. Baba Çağlar daha sonra olay yerinde aynı silahla intihara kalkışmıştı. Polisin ikna ettiği Çağlar, önce idamla yargılandı, ardından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Karar 2 kez adil yargılama olmadığı gerekçesiyle bozuldu. Ve sonunda Ali Rıza Çağlar’ın cezası 15 yıla indi. 13 yılı aşkın süredir hapiste olan Çağlar 1 yıl kadar sonra cezaevinde çıkmayı umuyor. Afyonkarahisar Yarı açık Cezaevi’nde cezasını dolduran Ali Rıza Çağlar, kendisinin ve ailesinin hayatının FETÖ tarafından karartıldığını, yaşadığı acıların bugünün şartlarında daha iyi anlaşılabileceğini dile getirdi.
“ÇOCUKLARIMI FETÖ ELİMDEN ALDI”
Afyonkarahisar’ın Çay ilçesine bağlı Karacaören Beldesi’nde yaşayan 7 kişilik Çağlar ailesinin yolu FETÖ ile küçük kızları Cevahir’in liseye başladığı yıllarda kesişti. İş makinesi operatörü olan Ali Rıza Çağlar 2’si kız 5 evlat sahibiydi. İddialara göre FETÖ’nün ablaları önce Cevahir’i, ardından diğer kardeşlerini örgüt üyesi yaptı. Aile içindeki çatırdama ise baba Çağlar’ın örgüte katılmayı reddetmesiyle başladı. Ali Rıza Çağlar hayatının değiştiği o günleri şöyle anlattı:
 “BEYİNLERİNİ YIKADILAR”
“Evlatlarımın hepsi çok zekiydi. FETÖ onlara kancayı taktı. Beyinlerine girip zehirledi. Küçük kızımla başladılar, ailemi ele geçirdiler. Çocuklarım ve eşim Gülen’in emrinde çalışıyordu. Sohbetlere gidiyorlardı. Kandırdıkları kişileri örgüte katıyorlardı. Kızım üniversiteyi kazandı. Ankara Tıp Fakültesi’ni tercih etti. Bana ‘Ankara Üniversitesi’ndeki Atatürkçü oluşumu dağıtmak ve üniversiteyi ele geçirmek için Gülen’in talimatı var. Benim orada okumam isteniyor” dedi. Tüm çabalarıma rağmen beni dinlemedi ve gitti. Işık evlerinde ablaların yanında kalıyordu. Ben karşı çıktıkça kızım ve ailem FETÖ örgütüne biraz daha saplandı. Ve sonunda bağlarımız koptu.

 “YAŞLI ADAMLA EVLENİNCE…”
Kızım örgütün de yardımıyla Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yerleştirildi. Anne ve kardeşlerini de yanına aldı. Gülen’i sevmediğim ve aileme izin vermediğim için, örgüt yuvamın dağılmasına karar vermiş. Ve eşim benden ayrıldı. Beni sürekli tehdit ettiler. Kızımın ve ailemin peşini bırakmamı istediler. Aradan birkaç ay geçtikten sonra kızımın örgüt abilerinden yaşlı bir adamla evlendirildiğini öğrendim. 25 yaşındaki kızım 68 yaşında bir adamla evlenmiş. Cinayet günü karşısına dikildim, ‘Kızım Fethullah ve yapılanması için namusumuzu 10 paralık ettin’ dedim. Yakama yapıştı, ‘Sen mübarek zata laf ettin. Fethullah hocam için her şeyi yaparım, gerekirse ölürüm” dedi ve yüzüme tükürdü. Ben de cinnet getirdim ve tüfekle vurdum. Aynı silahı çeneme dayadım. İntihar edecektim. Tetiğe basacakken polis engel oldu.”
 “BENİ HAPİSTE İNFAZ ETMEK İSTEDİLER”
Cezasını tamamlamasına az bir süre kaldığını ve yakında cezaevinden çıkacağını hatırlatan Ali Rıza Çağlar, “13 yıldır cezaevinde mücadele veriyorum. Cezaevinde bile peşimi bırakmadılar, infaz edilmek istendim. Hep şansla kurtuldum. Her başvurduğum yer bunlardanmış. Bir sonuç alamadım. Bunları anlatmamın nedeni bu örgütün ne kadar tehlikeli olduğunu herkes bilsin. Dosyam, yaşadıklarım ve başvurularım incelensin, acı gerçekler ortaya çıkacak. Hukuk mücadelem sürüyor ve sürecek. Kamuoyu önünde yerden yere vuruldum. Bugün bu örgütün zararları ve benim yaşadığım acılar daha iyi anlaşılıyor.” dedi.
 “EŞİM YEMEĞİME ZEHİR BİLE KOYDU”
FETÖ’nün eşinin de beynini yıkadığını savunan Çağlar, “Eşim benden kurtulmak için yemekle zehirlemeye çalıştı. Son anda kurtuldum. Yemeğime fare zehiri koyduğunu öğrendim” dedi.
OLAYIN ARDINDAN “SUÇLU TARİKATLAR” DEMİŞTİ
2003 yılında olayın hemen ardından basına konuşan Ali Rıza Çağlar “Ailemin dağılmasına sebep tarikatlar. Daha çok aileler parçalanır” açıklamalarında bulunmuştu.
Olayın hemen ardından intihar girişiminde bulunan ve polislerle uzun süren görüşmeleriyle ikna edilen Ali Rıza Çağlar, teslim olmadan önce sık sık “Ailemi bu tarikatlar dağıttı. Kızımın beynini yıkamışlardı. Kızım, 1994’den beri tarikat üyesiydi. Çocuklarımın tamamını benden koparttılar. Yuvamı yıktılar. Kızım da beni tarikatçı olmamakla suçluyordu. Onu öldürmekten başka çarem kalmamıştı” şeklinde konuşmuştu.
Olay yerine ulaşan basın mensuplarına da bu halde açıklamalar yapan Çağlar, “Kızının 1994 yılında bir tarikata üye olduğunu” öne sürerek, “Bu tarihten sonra da ailesinin parçalandığını ve yuvasının yıkıldığını” iddia etmişti. Baba Çağlar, kendisini evlat katili yapan süreci basına aktarmıştı. “Bu konuyu defalarca Çay Kaymakamlığı, Afyon Valiliği ile milletvekillerine anlatarak yardım istediğini, ancak kimsenin yardımcı olmadığını” ileri süren Çağlar’ı, polisler, “Kızınız ölmedi. Yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Gelin size de gösterelim” diyerek ikna etmeye çalışmıştı. Ali Rıza Çağlar, “Benim kızım, 1994’te tarikata girdikten sonra zaten öl-müştü. Şu anda da öldüğünü biliyorum” demişti.
Basın mensuplarına “Bu ülkeyi seviyorsanız, benim durumuma düşecek anne, babalara yardımcı olun. Bu duruma düşmemelerini sağlayın. Tarikat, 5 çocuğumu da teker teker elimden aldı” diyen Çağlar, kızının Afyon’dan kendisini telefonla arayarak, “ağabeyinin rahatsız olduğunu ve bu nedenle annesinin İstanbul’a gelmesini istediğini”, bunun üzerine de eşini gönderdiğini anlatmıştı.
Çağlar, bir süre sonra evine gelen tebligatla İstanbul’da bulunan eşinin kendisinden boşanmak için dava açtığını öğrendiğini de söylemişti.
>> Sezer KÜÇÜKKURT’un Haberi

Bakmadan Geçme