Kişi başı gelirin artması milli markadan geçiyor
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Sabri Çelik, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde verdiği konferansta “Malezya'nın kişi başı milli gelirini çok fazla artıramamasının nedeni yüksek kalitede insan sermayesinin olmamasıdır. İkinci neden ise yabancı yatırım almasına rağmen kendi markasını oluşturamamasıdır. Türkiye için de şu anda benzer şeyler geçerlidir” dedi Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Mühendislik Fakültesi, [&hellip]
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Sabri Çelik, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde verdiği konferansta “Malezya’nın kişi başı milli gelirini çok fazla artıramamasının nedeni yüksek kalitede insan sermayesinin olmamasıdır. İkinci neden ise yabancı yatırım almasına rağmen kendi markasını oluşturamamasıdır. Türkiye için de şu anda benzer şeyler geçerlidir” dedi
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Mühendislik Fakültesi, Maden Mühendisliği Bölümü tarafından, “İTÜ’deki AR-GE Hamlesi” başlıklı konferans düzenlendi.
Konferansın açış konuşmasını yapan AKÜ Maden Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bahri Ersoy, doktora yapmanın akademik hayatın en önemli parçalarından biri olduğunu söyledi. Ersoy doktora çalışmasını Çelik ile birlikte yaptığını ifade ederek, “Akademik hayatın en önemli parçalarından birisi doktora çalışmasıdır. İyi bir üniversitede, iyi bir hocayla doktora yapabilmek gerçekten önemli bir şanstır. Ben kendimi bu anlamda şanslı insanlardan biri hissediyorum. Prof. Dr. Çelik ile 1996-2000 yılları arasında birlikte çalışma imkânı buldum” dedi.
Özgeçmişinin okunmasının ardından İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Sabri Çelik söz alarak üniversitelerindeki AR-GE çalışmalarına ilişkin bilgiler verdi. Çelik konuşmasında, Türkiye’deki en önemli eksikliğin birlikte çalışma kültürü olduğunu belirterek, “2 yıldır görev yaptığım İTÜ’de, AR-GE’den sorumlu Rektör Yardımcılığı görevimde bunu öğrendim” dedi.
Çelik, Türkiye’nin kişi başı milli gelirde dünyadaki yerinin orta gelir tuzağında olduğunu belirterek bunu aşmanın yolunun inovasyon, AR-GE ve girişimcilikten geçtiğini söyledi. Çelik, “Türkiye özellikle inovasyon, AR-GE ve girişimcilik konusunda duvara toslamış, orta gelir tuzağında olan bir ülke” diye konuştu.
Çelik şöyle devam etti:
“Türkiye’nin kişi başına milli gelirine baktığımızda 1980’lerde 5 bin dolar gibi bir rakam görüyoruz. 2012’lerde bakmamız gereken 3 ülke var ki, bunlar Güney Kore, Malezya ve Türkiye’dir. Türkiye ve Malezya’nın kişi başı milli gelir şimdi 10 bin dolar civarındayken, Güney Kore’ye baktığımızda bunun 25-30 bin dolar aralığında olduğunu görürüz. 1990’larda Malezya parlayan bir yıldız olarak gösteriliyordu ama maalesef istenilen seviyeye ulaşamadı. Güney Kore ise kişi başı milli gelirini 5 kat artırarak 25-30 bin dolarlar seviyesine geldi. Malezya’nın kişi başı milli gelirini çok fazla artıramamasının nedeni yüksek kalitede insan sermayesinin olmamasıdır. İkinci neden ise yabancı yatırım almasına rağmen kendi markasını oluşturamamasıdır. Türkiye için de şu anda benzer şeyler geçerlidir.”
ÜNİVERSİTELER AR-GE’YE ÖNEM VERMELİ
Türkiye’nin orta gelir tuzağı denilen tıkanmışlık noktasından çıkabilmesinin yolunun üniversitelerden geçtiğini anlatan Çelik, “Bunu aşabilmek ve Güney Kore’nin geldiği seviyeye gelmek için inovasyon, girişimcilik ve AR-GE dediğimiz herkesin sıklıkla bahsettiği sihirli kelimeler vardır. Bunları gerçek hayata aktarabilmenin yolu üniversitelerdir. Üniversite ve sanayi işbirliği bu işin en önemli noktasıdır. Ülke olarak bizim bu tıkanmışlığı ve orta gelir tuzağını aşabilmemiz için tek çare, üniversite-sanayi işbirliğidir” ifadelerini kullandı.
Üniversite-sanayi işbirliğinin Türkiye’de yeni yeni başlayan ve yavaş yavaş giden bir kavram olduğuna dikkat çeken Çelik “ABD, AR-GE’ye milli gelirinin yüzde 4,8’ini, Finlandiya yüzde 3,5’ini, Japonya yüzde 3,3’ünü, Kore yüzde 3’ünü harcarken Türkiye yüzde 0,9’unu harcamaktadır. 2023 yılında Cumhuriyetin 100. yılında bu oranın Güney Kore’nin ulaştığı yüzde 3 seviyesine çıkarılması planlanıyor. Son 10 yılda ciddi bir atılım var. Özellikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve TÜBİTAK, ciddi AR-GE çalışmaları yapıyor. Bunu da üniversitelere sağlıyor ama henüz daha bunun etkileri tam olarak görülemedi” diye konuştu.
UZAKTAN EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ
İTÜ’nün uzaktan eğitiminin çok güçlü olmadığını anlatan Prof. Dr. Çelik, üniversite-sanayi işbirliğinde uzaktan eğitimin öneminin elzem olduğunu anlattı. İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Sabri Çelik sözlerini şöyle noktaladı:
“Özellikle doktorada uzaktan eğitim çok önemli. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Türkiye’de 150’den fazla AR-GE merkezi var. AR-GE merkezi demek, bünyesinde en az 50’den fazla araştırmacı çalıştıran kurum demek. Bu kurumlardaki elamanlar bizlerin üniversitelerine gelerek doktora yapamıyorlar. Çünkü uzak geliyor. İzin alamıyorlar. Bunu uzaktan eğitimle yapabilir miyiz diye bir çalışma yapıyoruz. Bence bu Türkiye için çok önemli bir dönemeç noktası. Böyle bir şey geliştirebilirsek hem bu AR-GE merkezleri ile birlikte doktora yapma imkânımız olacak hem de doğrudan oradaki elamanlarla bizim hocalarımız arasında ciddi bir işbirliği olacak. Bu yolla üniversite-sanayi işbirliğinin en önemli aşamalarından biri sağlanacak.” (Kocatepe Haber Merkezi)