- Haberler
- Faydalı Bilgiler
- Kıble Neden Mescidi Aksadan Kabe’ye Döndü?
Kıble Neden Mescidi Aksadan Kabe’ye Döndü?
Kudüs’te bulunan ilk kıblemiz Mescidi Aksa, araştırılan konular arasında yer aldı. Peki, Mescidi Aksa nedir, hangi tarihte yapıldı? Mescidi Aksa ne zaman kıble yapıldı? Kıble neden Mescidi Aksa’dan Kabe’ye döndü? Detaylar haberimizde…
Bir gün cemaate öğle veya ikindi namazını kıldırırken Bakara suresinin,“(Ey Muhammed!) Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle) yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler bunun Rabblerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir” mealindeki 144. ayeti indi. Bu ayetle Kâbe Müslümanların nihaî kıblesi olarak tayin edilmiş oldu.
Hicretten sonra Müslümanlar Mescid-i Aksâ’ya doğru namaz kılıyorlardı. Yahûdîler, bu durumdan kendilerine üstünlük iddiâ ediyorlar, bu da Allâh Resûlü’nü üzüyordu. O’nun gönlündeki kıble, Kâbe idi. Bunun için Allah’tan müsâadenin gelmesini bekliyorlardı. Bu müsâade gelmediği için Allâh Resûlü’nün arzusu da düşünceden ileri gitmiyor, sabredip bekliyordu.
İKİ KIBLELİ MESCİT
Receb ayı ortalarında bir pazartesi günü Resûlullâh, Selimeoğulları’nın mescidinde öğle namazını kıldırırken Cenâb-ı Hak vahyini gönderdi:
“(Ey Resûlüm!) Biz Sen’in yüzünün (yücelerden haber bekleyerek) göğe doğru çevrilmekte olduğunu görüyoruz. İşte şimdi Sen’i, memnûn olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Harâm tarafına çevir! (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin! Şüphe yok ki ehl-i kitâb, onun Rablerinden gelen bir hakîkat olduğunu çok iyi bilirler. Allâh onların yapmakta olduklarından habersiz değildir.” (el-Bakara, 144)
Bu esnâda ikinci rekâtın sonuna gelmiş olan Peygamber Efendimiz, derhâl yönünü Kâbe’ye doğru çevirdi. Cemaat de saflarıyla berâber döndüler. Hep birlikte yeni kıbleye yöneldiler. Böylece namazın diğer iki rekâtı, Kâbe’ye doğru kılındı. Bu sebeple o mescide, iki kıbleli mescid mânâsına gelen “Mescidü’l-Kıbleteyn” denildi.
Bu namazı Hazret-i Peygamber ile kılanlardan biri, oradan ayrıldıktan sonra bir başka mescide uğradı. Cemaat namaz kılıyordu ve tam rükû hâlinde idiler. Onlara:
“–Şehâdet ederim ki, Hazret-i Peygamber ile Kâbe’ye doğru namaz kıldık!” diye seslendi. Bunun üzerine cemaat oldukları yerde Kâbe’ye yöneldiler.
KIBLENİN DEĞİŞMESİ
Kıblenin değişmesi, mü’minler arasında çok güzel netîceler verirken; müşrik, münâfık ve Yahûdîler arasında çeşitli dedikodulara yol açtı. İslâm düşmanları ileri-geri konuşmaya başladılar. Bunun üzerine şu âyet-i kerîmeler nâzil oldu:
“İnsanlardan bir kısım beyinsizler: «Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir?» diyecekler. De ki: «Doğu da batı da Allâh’ındır. O dilediğini doğru yola iletir.»” (el-Bakara, 142)[2]
İbn-i Abbâs (r.a.) şöyle der:
“Âyet-i kerîmenin emriyle Hazret-i Peygamber kıbleyi Kâbe’ye çevirince Müslümanlar:
«–Ey Allâh’ın Resûlü! Beytü’l-Makdis’e yönelerek namaz kılmış ve şimdi ölmüş olan kardeşlerimizin namazları ne olacak?» diye sordular. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak şu âyeti inzâl buyurdu:
“İşte böylece sizin insanlığa şâhitler olmanız, Resûl’ün de size şâhid olması için sizi mûtedil bir ümmet kıldık. Sen’in (arzulayıp da şu anda) yöneldiğin kıbleyi (Kâbe’yi) Biz ancak Peygamber’e tâbî olanı, ökçeleri üzerinde geri dönenden ayırdetmemiz için kıble yaptık. Bu, Allâh’ın hidâyet verdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allâh, sizin îmânınızı aslâ zâyî edecek değildir. Zîrâ Allâh, insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir.” (el-Bakara, 143)[3]