Kendi Ülkesini Başkalarına Satan Bir Tarikat Kesnizani
Irak'ta uzun yıllar boyunca halk arasında bilinen ancak uluslararası kamuoyunun pek tanımadığı dini yapılar arasında yer alan Kesnizani Tarikatı, 2003 yılındaki ABD işgali sırasında ve sonrasında ortaya atılan iddialarla dikkatleri üzerine çekti. Kürtçe anlamı 'kimse bilmiyor' olan tarikat, hem mistik uygulamaları hem de siyasi bağlantılarıyla Irak'ın en gizemli dini yapılanmalarından biri olarak öne çıkıyor.
KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİP
Kesnizani ismi, Irak’ın kuzeyinde yer alan Süleymaniye vilayetine bağlı Çamçamal bölgesindeki Kürt aşiretlerinden birine dayanıyor. Bu aşiretin liderleri aynı zamanda Kadiri tarikatı şeyhleri olarak biliniyor. Tarikatın tarihi 1800’lü yıllara kadar uzanıyor. O dönemde tarikatın kurucusu olan Şeyh Abdulkadir, Süleymaniye’ye yerleşerek burada bir tekke kurmuş ve dini tebliğ faaliyetlerine başlamıştır.
Kesnizani ailesi, soylarının Hz. Muhammed’e dayandığını ve bu nedenle seyyid olduklarını iddia etmektedir. Tarikatın resmi internet sitesinde bu soya sıkça vurgu yapılmaktadır.
İNGİLİZ İŞGALİNE DİRENİŞ
Irak’ın İngilizler tarafından işgal edildiği dönemde tarikatın başındaki Şeyh Abdulkadir, İngiliz güçlerine karşı açıkça karşı çıkmıştır. Hutbe ve vaazlarında halkı işgale karşı direnmeye çağırmış, müritleriyle birlikte silahlı direnişe katılmıştır. Aynı zamanda yoksul halka yiyecek yardımında da bulunmuştur. Bu direnişin ardından İngiliz askerleri Abdulkadir’in yaşadığı köye baskın düzenlemiş, halkı katletmiş ve Şeyh Abdulkadir ailesiyle birlikte İran’a kaçmak zorunda kalmıştır. Şeyh, 1919 yılında İran’da vefat etmiş, cenazesi ise Irak’a getirilerek Kerbeçne köyündeki tekkesine defnedilmiştir.
Onun ardından oğlu Şeyh Hüseyin tarikatın başına geçmiş, o da İngilizlere karşı mücadele etmiş ve 1938 yılına kadar dini faaliyetlerine devam etmiştir. Şeyh Hüseyin’in vefatının ardından ise Şeyh Abdulkerim el-Kesnizani tarikata liderlik etmeye başlamıştır. Abdulkerim, 1978 yılında vefat edene kadar özellikle Kürt bölgelerinde ve genel olarak Irak’ın tamamında tebliğ ve davet çalışmalarını sürdürmüştür. Aynı zamanda Baas rejimine karşı da silahlı mücadele yürüttüğü bilinmektedir.
ŞEYH MUHAMMED DÖNEMİ VE TARİKATIN BÜYÜMESİ
1978 yılında babasının vefatının ardından tarikatın başına geçen Şeyh Muhammed el-Kesnizani, Kesnizani Tarikatı’nı hem coğrafi hem de siyasi olarak genişletmiştir. Bu dönemde tarikatın faaliyet alanı sadece dini çerçevede kalmamış, devletin önemli kademelerinde de tarikat mensupları görülmeye başlamıştır. 1980’li yıllardan itibaren Irak’ta özellikle bürokrasi ve güvenlik alanında etkili olan tarikat, Saddam Hüseyin döneminde çok daha dikkat çeken bir konuma yükselmiştir.
SIRADIŞI UYGULAMALAR VE KERAMETLER
Kesnizani Tarikatı, Kadiri ekolüne dayansa da zamanla geleneksel anlayıştan uzaklaşarak halk arasında dikkat çeken çeşitli uygulamalara yönelmiştir. Tarikat mensupları arasında şiş sokma, ateş yutma, cam parçaları yeme gibi gösteriler, “keramet” olarak kabul edilmiş ve ibadet hayatının önüne geçmiştir. Namaz gibi farz ibadetlerin ikinci planda kaldığı bu anlayış, tarikatın bazı çevrelerde eleştirilmesine neden olmuştur.
SADDAM HÜSEYİN İLE YAKIN İLİŞKİLER
Irak’ta yaygın kanaate göre, Kesnizani Tarikatı Saddam Hüseyin’in en mahrem alanlarına kadar nüfuz etmiştir. Saddam’ın eşi Sacide Hayrullah, oğlu Uday Hüseyin, yardımcısı İzzet el-Duri ve birçok üst düzey generalin Şeyh Muhammed el-Kesnizani’nin müridi olduğu iddia edilmektedir. Tarikat liderinin, Saddam Hüseyin’in aldığı kararlardan bile önceden haberdar olduğu söylenmektedir.
2003 İŞGALİNDE ETKİLİ OLDUĞU İDDİALARI
21 Mart 2003’te Amerika Birleşik Devletleri, Irak’ın kimyasal silah ürettiği ve terörist grupları desteklediği gerekçesiyle ülkeye müdahalede bulundu. Dünya kamuoyu, Irak ordusunun bu işgale karşı ciddi bir direniş göstereceğini bekliyordu. Ancak beklenenin aksine, ABD ve koalisyon güçleri 9 Nisan 2003’te Bağdat’a neredeyse direnişsiz şekilde girdi. Bu durum, uluslararası kamuoyunda büyük şaşkınlıkla karşılandı.
İşgal süreci üzerinde araştırma yapan uzmanlar, Irak ordusunun direniş göstermemesine dair bazı bulgulara ulaştı. Bu bulguların odağında ise Kesnizani Tarikatı vardı. İddialara göre, Şeyh Muhammed el-Kesnizani işgalden önce ABD ile anlaşmış ve Irak ordusunun direnmemesi yönünde etkide bulunmuştur. Saddam Hüseyin’in bu durumu işgalden kısa süre önce öğrendiği fakat müdahale etmekte geç kaldığı ileri sürülmektedir.
YENİ DÖNEMDE SİYASİ FAALİYETLER
İşgal sonrası dönemde tarikatın etkisi azalmamış, aksine siyasi alanda da kendine yer bulmuştur. Şeyh Muhammed’in oğlu Nehru el-Kesnizani, “Tecemmu’ el-Vahde el-Vataniyye el-Iraki” (Irak Ulusal Birlik Partisi) adında bir siyasi parti kurarak seçimlere katılmıştır. Parti, 12 Mayıs 2018 tarihinde yapılan seçimlere İyad Allavi liderliğindeki Vataniye Koalisyonu çatısı altında girmiş ve koalisyonun kazandığı 21 milletvekilliğinden biri bu partiye mensup bir adaya verilmiştir.
EĞİTİM VE KÜLTÜREL FAALİYETLER
Kesnizani Tarikatı’nın etkisi sadece siyasi ya da dini alanla sınırlı kalmamaktadır. Bağdat’ta Dünya Tasavvuf ve Maneviyat Araştırmaları Merkezi ve Şeyh Muhammed el-Kesnizani Üniversitesi adını taşıyan eğitim kurumları da tarikata bağlı olarak faaliyet göstermektedir. Tarikat, Kürtler başta olmak üzere Arap ve Türkmen topluluklar arasında da etkisini artırmaktadır. Irak’ın kuzeyi, ortası ve güneyindeki pek çok şehirde Kesnizani Tarikatı’na ait tekkeler bulunmaktadır.
Kesnizani Tarikatı, Irak’ın tarihsel, toplumsal ve siyasi yapısında önemli bir yer tutan dini yapılardan biridir. İngiliz işgaline karşı silahlı mücadeleyle başlayan yolculuğu, ABD işgali sırasında ortaya atılan işbirliği iddiaları ve sonrasında siyasi arenadaki faaliyetlerle devam eden tarikat, bugün hâlâ Irak’ta etkinliğini sürdürüyor. Gizemli yapısı, kerametlere dayanan inanç sistemi ve siyasetteki varlığıyla Kesnizaniler, Ortadoğu’daki tarikat yapılarının ne denli güçlü olabileceğini gösteren dikkat çekici bir örnek olarak öne çıkıyor.