Keklikleri korumada en önemli görev insanın
İl Çevre ve Orman Müdür Vekili Mehmet Tahan, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun talimat ve takipleri ile Bakanlığın üretimini yaparak doğaya yerleştirdiği kekliklerin korunmasında en önemli görevin yine insana düştüğünü belirtti İl Çevre ve Orman Müdür Vekili Mehmet Tahan, Keklik Üretim Doğaya Yerleştirme faaliyetleri hakkında bir açıklama yaptı. Son yıllarda bilinçsiz [&hellip]
İl Çevre ve Orman Müdür Vekili Mehmet Tahan, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun talimat ve takipleri ile Bakanlığın üretimini yaparak doğaya yerleştirdiği kekliklerin korunmasında en önemli görevin yine insana düştüğünü belirtti
İl Çevre ve Orman Müdür Vekili Mehmet Tahan, Keklik Üretim Doğaya Yerleştirme faaliyetleri hakkında bir açıklama yaptı. Son yıllarda bilinçsiz avlanma ve tarımsal faaliyetler nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan güzel görüntüsü ve ötüşüyle bilinen kekliğin neslinin çoğaltıldığını belirten Tahan; “Türkiye, aşırı avlanma sonucu nesli tükenen hayvanlardan olan kekliğe sahip çıkıyor. 2004’ten bu yana sürdürülen çalışmalar sonucu bu konuda gözle görülür mesafe alındı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından tabii ortama yakın çiftliklerde özenle yetiştirilerek doğaya salınan keklikler; hem hastalıklı kenelerin yayılmasını önlüyor hem de Anadolu topraklarına kınalı kekliklerle dolu eski günlerini yaşatı-yor.” dedi.
Av yasağı süresi uzatıldı
Bir zamanlar Türkiye’deki her şehrin, beldenin, köyün dağlarında görmeye alışkın olunan, adına türküler maniler yazdığımız keklik sürülerinin son 30 – 40 yıldır görünmez olduğunu belirten İl Çevre Orman Müdür Vekili Mehmet Tahan; “Eline av tüfeğini alarak dağa, tepeye avlanmaya çıkan her bilinçsiz kişi, keklikleri acımasızca öldürüyor, onların çoğalmalarını önlüyordu. Bilinçsiz avlanmalar sonucunda yıldan yıla sayıları azalma gösteren bu güzel hayvanlar, artık dağda bayırda aramakla bulunamaz hale gelmişti. Çünkü kekliklerin soyu tükenme noktasına ulaşmıştı. Orman ve Su İşleri Bakanımız Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun talimatları ile artan ivme ile Bakanlığımız bu durumun önüne geçebilmek için öncelikle avlanma yasağı sürelerini uzattı ve orman köylüleriyle güvenlik güçlerine kaçak avcıları önlemek için sıkı denetimler yapıldı. Bir sonraki adım ise ‘keklik üretim çiftlikleri’ oldu. Türkiye’de mevcut olan hayvan üretim çiftliklerinin hem sayısı artırılarak hem de mevcut olanlar işler hale getiri-lerek buralarda on binlerce kekliğin üretimi sağlandı. Bakanımız ile 2007 yılından bu yana ağırlık verilen keklik üretim çalışmaları, hayvanların doğaya salınması süreciyle birlikte gözle görülür hale geldi. Zira çiftliklerde yetiştirilen keklikler her ilde bulunan Çevre ve Orman Müdürlükleri aracılığıyla yüzer ile biner adet arasında olmak üzere doğal ortama bırakıldı.” ifadelerini kullandı.
Sertifikalı avcılar keklikleri koruyor
Çevre ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından doğaya bırakılan kınalı kekliklerin koruyucularının bilinçli sertifikalı avcılar olduğunu kaydeden İl Çevre Orman Müdür Vekili Mehmet Tahan; “’Bilinçsiz avlanma sonucunda soyları tükenme noktasına gelen Anadolu kekliğini her ilde bulunan avcılık ve atıcılık dernekleri koruyor. Yetkililere bu konuda her türlü desteği veren bu dernekler, keklik bırakılan bölgelerde yasaklanan avcılık faaliyetlerinin denetimine katkı sağlıyor. Bakanlığımızca yetiştirilen keklikler, doğaya bırakılmadan önce bölge ikli-mine uyum sağlaması için bir süre kafeste tutuluyor. Özgürce kanat çırpabileceği ana dek birkaç hafta boyunca kafeste tutulan keklikler, uyum sürecinin ardından Çevre ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından ufak çaplı törenlerle havaya salını-yor. Kafesten çıkartılarak özgürcü kanat çırpmaları sağlanan kekliklerin insanlara yaşattığı sevinç ise görülmeye değer. Kınalı kekliklerle canlanan her dağ ve tepe, o bölgenin mutluluk oranını artırıyor. Keklik bırakılan bölgede genel olarak 3 ile 5 yıl arasında avlanma yasağı uygulanıyor. Bu yasakla birlikte kekliklerin doğal ortamda çiftleşerek çoğalmalarının önü açılıyor.” dedi.
Keklik zararlı ve hastalıkları önlüyor
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca, 2007 yılından bu yana doğaya binlerce keklik yerleştirildiğini aktaran İl Çevre Orman Müdür Vekili Mehmet Tahan, dağlara bırakılan kekliklerin sayıları arttıkça insana ve çev-reye kene ve süne vb. gibi zararlı böceklerin sayısının da azalacağına dikkat çekti. Tahan şu ifadelere yer verdi: “Bakanımız Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun talimatları ile ivme kazanan keklik üretim ve yerleştirme çalışmaları ile; Doğada ve tarım alanlarında en etkili ve sağlıklı yöntemi olan biyolojik mücadeleye ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu kapsamdaki ‘Tarım Zararlılarına Karşı Kanatlı Yaban Hayvanları ile Biyolojik Mücadele Projeleri’ ne de bu biyolojik mücadeleyi en iyi yapanların doğada yaşayan yabanıl kanatlı hayvanlarından özellikle turaç ve kekliklerin olduğunun bilinci ile katkı sağlanmakta, tarımın yoğun olduğu özellikle buğday ekili alanlarına yakın uygun bölgelere süne mücadelesi için bırakılmaktadır. Doğada ve tarım alanlarında en etkili yöntemin biyolojik mücadele şeklidir. Kekliklerin, buğdaygillere zarar veren süneleri yemeleri ile sağladıkları yararın yanı sıra bir diğer yararı da günümüzde büyük tehlike arz eden keneleri yemeleridir.”
Kenenin baş
düşmanı keklik
Geçtiğimiz yıllarda onlarca kişinin canına mal olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının da kekliklerle birlikte tarihe karışacağını ifade eden Müdür Vekili Mehmet Tahan sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü bu hastalığın insanlara bulaşmasına neden olan kenenin baş düşmanı kekliklerdir. Her bir keklik, doğal ortamda bir günde onlarca kene ve süneyi bulup yemektedir. Üstelik kekliklerin getireceği faydalar bununla da sınırlı değil. Keklikler kenelerin yanı sıra çekirgelerin de belalısı olma özelliği vardır. Tabiatta keklikler sayesinde azalan çekirge nüfusu, ağaçların ve bitkilerin tahrip olma riskini düşürüyor. Bu da, bitkilerin yaşam süresi ve verimini artırıyor. Uzmanlar, doğal ortamın düzenini sağlayan canlılardan en önemlilerinden birinin keklikler olduğunu dile getiriyor.” (Kocatepe)