Kekemelikte Erken Tanı İle Tedavide Başarı Artıyor
Afyonkarahisar Özel Fuar Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Gaye Altınay, kekemelikte erken tanı ile tedavide başarı oranının arttığını söyledi.
Özel Fuar Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Gaye Altınay, çocuklarda karşılaşılan kekemelik sorunu hakkında bilgiler verdi.
Çocuklarda kekemeliğin genellikle okul öncesi dönemde ortaya çıktığını belirten Altınay, “Kekemelik, konuşma akıcılığının; ses, hece veya tek heceli sözcük tekrarı (E-ee-e-eve gel), seslerin uzatılması (Buuuuuuuugün) ve hava akışında veya seslemede bloklarla, olağandışı yüksek sıklıkla ve/veya uzun süreli kesintilere uğradığı bir durumu ifade eder. Günümüzde kekemeliğin tamamen psikolojik kökenli olduğunu taklit eden bir yaklaşımın kabul görmediği ve genetik, bilişsel, motor, dilsel, nörolojik ve çevresel faktörlerin etkilediği nöro gelişimsel bir bozukluk olduğu bilinmektedir. Sözcük değiştirme, ertelemeler ve kaçınma davranışları gibi kekemelik belirtileri genellikle çocukluk döneminde daha fazla görülür. Erkeklerde kadınlara oranla kekemelik daha sık görülür (4:1). Bu durum, yaşam kalitesini düşürüp akademik sorunlara, güçlük yaşanan akran ilişkilerine ve özgüven eksikliğine neden olarak iletişim yeteneğini kısıtlar. Çocuklarda kekemelik genellikle okul öncesi dönemde ortaya çıkar ve çoğu zaman kendiliğinden iyileşir. Ancak, 8 yaş sonrasında hala devam eden kekemelik durumunda iyileşme şansı azalır ve kronikleşme riski artar.” dedi.
Altınay açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Kekemelik, genetik yatkınlık, mizaç özellikleri, çevresel faktörler ve ek bozukluklar gibi birçok faktörden etkilenir. Risk faktörleri arasında kekemeliğin 3.5 yaşından sonra başlaması, ailede devam eden kekemelik öyküsü, aşırı düzeyde kaygılı ve hassas olma gibi özellikler bulunur. Uygun terapi yöntemleriyle kekemelik yönetilebilir. Erken çocukluk döneminden itibaren uygulanan terapiler, çocuğun akıcılığını artırmaya yönelik destekleyici bir ortam oluşturur. Okul çağındaki terapiler, dil gelişimi, sosyal alanlarda yaşanan güçlükler ve duygusal sıkıntıları ele alır. Konuşma terapileri, kekemeliğe ilişkin olumsuz düşünce ve duyguları ele alır ve kekemeliği kabul etmeyi ve değiştirmeyi hedefler. Hedef, kekeleyen bireyin etkin bir iletişimci olmasını sağlamaktır. Dil ve konuşma terapistleri, kekemeliğin ayırıcı tanısını yapar, seyrini takip eder, uygun müdahaleleri belirler ve kekeleyen bireyin dil gelişimindeki diğer sorunları tespit ederek müdahalelerde bulunur. Gelişen tedavi yöntemleri ve toplumsal farkındalıkla, kekemelikle başa çıkma sürecindeki bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmak ve desteklemek mümkündür.”