Kazılarda Neler Bulundu Neler…
Binlerce yılın gizemini toprağında saklayan Afyonkarahisar, geçmişin derin izlerini bugüne taşıyan büyüleyici bir açık hava müzesi gibidir. Bu kadim şehir, tarih öncesi dönemlerden Osmanlı'ya kadar farklı medeniyetlerin izlerini barındıran zengin bir hazineye sahiptir. Kusura Höyüğü'nden Dede Mezarı Nekropolü'ne, Üçhöyük'teki Tunç Çağı buluntularından Arkeoloji Müzesi'ndeki eşsiz eserlere kadar Afyonkarahisar, adeta zamanın ötesine bir yolculuk sunar. Her taşında bir hikâye, her buluntusunda bir sır saklayan bu topraklar, arkeologların ve tarihçilerin heyecanla keşfettiği bir bilgelik kapısıdır. Afyonkarahisar'ın sessiz tanıkları, sadece bölgenin değil, insanlık tarihinin de bilinmeyen yönlerini aydınlatıyor.
DİNAR ANTİK KENTİ (APAMEİA)
Roma İmparatorluğu döneminin önemli ticaret merkezlerinden biri olan Dinar Antik Kenti, tiyatrosu, agorası ve su kemerleriyle dikkat çekmektedir. Apameia, ticari faaliyetlerin yanı sıra kültürel etkinliklerin merkezi olmuştur. Kazılarda ortaya çıkarılan eserler, Roma dönemi şehir yaşamının izlerini gün yüzüne çıkarmaktadır. Apameia’da yapılan kazılarda büyük bir tiyatroya ait kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. Bu tiyatro, kentin kültürel ve sosyal hayatındaki önemini göstermektedir. Yaklaşık 15.000 kişilik kapasitesiyle dönemin en büyük tiyatrolarından biridir. Kentin ticari merkezi olan agora, günümüzde de kalıntılarıyla dikkat çekmektedir. Burada, ticaretin yapıldığı dükkanlar ve stoalar (sütunlu galeriler) bulunuyordu. Apameia’nın su kaynaklarına yakınlığı, gelişmiş bir su sistemi kurmasını sağlamıştır. Antik dönemden kalma su yolları ve çeşmelerin kalıntıları, bu sistemin zenginliğini göstermektedir. Apameia’nın çevresinde nekropol alanı (antik mezarlık) bulunmuştur. Bu alan, kentin ölüm kültürü ve gömü gelenekleri hakkında bilgi vermektedir. Roma dönemine ait sütunlar, yazıtlar ve çeşitli tapınak kalıntıları da kentin arkeolojik buluntuları arasındadır.