Nöbetçi Eczaneler
18 Ekim 2010 Pazartesi 03:00:00 Kopya iddiaları nedeniyle yeniden yapılacak Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda aşağıdaki sorunun sorulmasını istiyorum:
“‘İlimiz şantiyeye döndü’ cümlesindeki gizli özneyi bulunuz.”
Gerçekten zor bir soru. Öyle toplu kopya çe-kilse bile yanıtı “şıp” diye bulunacak cinsten değil. Aslında genel kurallar çerçevesinde “ilimiz” kelimesi özneymiş gibi duruyor. Ama mantıksal açıdan “ilimiz” kendi kendine “şantiyeye dönemeyeceğine” göre bir ya da birkaç özne tarafından “şantiyeye dönüştürülmesi” gerek.
Hiç bu tartışmalara girmeden “İlimiz şantiyeye döndü” cümlesindeki gizli özneyi açıklayayım: Bu cümlede görünmeyen özne “vatandaşlar”.
Yani ilimiz şantiyeye dönerken çile çeken, toz yutan, işini-gücünü yarım bırakan, örneğin kalkacak toz nedeniyle ev temizliğini bile sürekli erteleyen, tertemiz kıyafetle sokağa çıkıp çamur deryası ile eve dönen, nefesi daralan, bunalan, sinirlenen cümle vatandaş, bu cümlenin öznesi.
Son günlerde “özne”nin tepkisi AFJET’e yöneliyor. Ortak tepki şu:
Hat yenileme ve yeni hat döşeme çalışmalarına biraz daha erken başlayıp şimdiye kadar bitirilemez miydi?
Tabii bir de “ısınma” ile ilgili sorunlar gündeme geliyor. Önümüz kış, bu kazılar ne zaman bitecek, sıcak su ne zaman verilecek diye herkes merak ediyor. Bununla beraber bazı bölgelerde sıcak suyun verildiğine dair haberler de geliyor. Öyle ki sıcak suyun verildiği yerler, gerçekten sıcak oluyormuş. Bu başarı şehrin tüm bölgelerinde yakalanırsa kuşkusuz herkes şu günlerdeki çileyi unutup “Allah razı olsun” diyecektir.
Fakat aklımız “muzırlık”ta. Televizyonlarda yeni bir reklam dönüyor. Küçük kız, arabanın arka koltuğunda, kapıyı açamamış gibi yapıp babasından yardım istiyor. Babası, ufak bir itirazın ardından kalkıp kapıyı açıyor. Kız, çokbilmiş bir edayla babasından akşam kendisini okuldan almasını istiyor. Bu görüntü, çevredeki çocuklar tarafından “kıza bak, özel şoförü var” edasıyla izleniyor. Bu reklamdaki mesajın bizim örf ve adetlerimize pek uymadığı şüphesiz. O nedenle bu reklam nerede çekilmiş olabilir diye düşünürken arabanın gittiği yolun “pürüzsüz” olduğunu gördük.
“Reklam Fransa’da çekilmiş olabilir” derken bir arkadaşımız espriyi patlattı:
“Sizin orada AFJET yok tabii, gezin bakalım pürüzsüz yollarda.”
Bir başka reklam daha geldi aklımıza sonra. Hani bir cep telefonu şirketinin kampanyası var ya, “eksi 1” diye, acaba AFJET’e de böyle bir kampanya önersek nasıl olur?
“Verilmeyen her metreküp sıcak su için faturalarda eksi 1 kuruş kampanyasıyla hizmetinizdeyiz”…
AFJET ile ilgili bir şey daha: Malum, AFJET’in kazı yaptığı bölgelerde tarihi eserler çıkmaya başladı. Önce Frig, sonra Bizans döneminden kalma eserler ya kepçenin kulpuna takıldı, ya da küreğin sapına. İyi hoş da bununla ilgili öyle haberler yapılıyor ki sanırsınız ki AFJET, bir kazı şirketi. O şirketin titizlikle yaptığı kazılar sonucunda ilimizin gizli tarih hazinesi gün yüzüne çıkıyor. Biz de bu durumda AFJET Kazı Şirketi’ne şükran borçlu oluyoruz.
Çalışma yapılan bazı bölgelerin eski mezarlık olduğu biliniyor. Dolayısıyla o bölgelerden çıkan taşların, iskeletlerin ya da başka nesnelerin sürpriz olarak algılanmaması gerekiyor. Hadi sürpriz bir haberle karşılaştık diyelim, bu haber vasıtasıyla “AFJET sayesinde” anlamını verecek tanımlamalara pek “pas vermemek” lâzım.
Bir de hatırlatma: AFJET’in boru yenilemek ya da boru döşemek için açtığı yerler, çöp kutusu değildir. Gözlerimle görmedim, ama güçlü olması muhtemel bir rivayeti aktarıyorum: Ordu Bulvarı’nda kazı yapılan bir bölgede bir kişi çöplerini kazı yapılan yere döküyormuş. Birisi uyarmış, ‘Burası çöp değil, neden böyle yapıyorsun’ diye. Aldığı yanıt çarpıcıymış:
-Nasıl olsa buralar da kapanmayacak mı abi, bizim çöp de burada duruversin!
UYARIsoy: Üstadım Talha Emir, yazılarıyla beni aydınlattı. Kendisine teşekkür ederim. Ancak anladığım kadarıyla zor sorular soracak. İnşallah sınavdan başarıyla çıkarım. Üstad’ın övgüleri nedeniyle de yüzümün kızardığını ifade etmeliyim.
