Kayışzâde Hâfız Osman Nûri Kimdir?

Kayışzâde Hâfız Osman Nûri, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, hattatlık sanatında iz bırakan önemli bir şahsiyet olarak tanınmaktadır. Burdur'da doğmuş ve Burdurî nisbesiyle de anılmış olan Hâfız Osman, büyük Hâfız Osman'la karıştırılmasından dolayı bazen ismini 'Burdurî Kayışzâde es-Seyyid el-Hâc Hâfız Osman Nûri' olarak kaydetmiştir.

Onun adını tarihe altın harflerle yazdıran, sadece bir hattat olarak değil, aynı zamanda yaptığı mushaflarla İslam dünyasında geniş bir etki alanı bırakmasıdır.

ERKEN YAŞAMI VE EĞİTİM SÜRECİ

Hâfız Osman Nûri, küçük yaşlardan itibaren eğitimine büyük bir önem vermiştir. İlk öğrenimini Burdur’da tamamlayan Osman, aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’i ezberleyerek dini ilimlerde derinleşmeye başlamıştır. Ardından İstanbul’a giderek, dönemin en önemli âlimlerinden olan Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını öğrenmiştir. Bu dönemde kazandığı icazet, onun hattatlık kariyerinin temellerini atmış ve büyük başarılar elde etmesine olanak sağlamıştır.

Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin vefatının ardından, onun talebesi Muhsinzâde Abdullah Hamdi Bey ile derslerine devam eden Hâfız Osman, zamanının en önemli hattatlarından biri olarak yetişti. Hattatlık kariyerinde gösterdiği üstün başarı ve derin bilgi birikimi, onu yalnızca İstanbul’da değil, Burdur’da da tanınan bir isim haline getirdi.

Kayışzâde Hâfız Osman Nûri Kimdir?

HAYATINI MUSHAF YAZMAKLA GEÇİRDİ

Hâfız Osman Nûri, hattatlık sanatına adanmış bir hayat sürmüştür. Özellikle mushaf yazımı, onun en önemli uğraşlarından biriydi. Yüzyılın sonlarına doğru, Hâfız Osman’ın kaleminden çıkan mushaflar, Osmanlı hattatlık geleneğinde önemli bir yere sahiptir. Mushaf yazarken, hem estetik hem de işlevsellik açısından büyük bir özen göstermiştir. Kayışzâde Hâfız Osman, 106. mushafını yazarken Yûsuf Sûresi’nin 12. âyetine geldiği 4 Ramazan 1311 (11 Mart 1894) tarihinde, teravih namazını kıldırırken rükûda vefat etmiştir. Bu olay, hattatın hayatındaki anlamlı ve trajik bir dönüm noktasıydı. Merkezefendi Kabristanı’na defnedilmiş olan Kayışzâde’nin kaybolan mezar taşı kitâbesi, onun seçkin talebesi Muhsinzâde Abdullah tarafından yazılmıştır.

Kayışzâde Hâfız Osman Nûri Kimdir?

SANATINI GELİŞTİRDİĞİ EKOL VE YÜZYILIN İSLAM DÜNYASINDAKİ ETKİSİ

Kayışzâde Hâfız Osman, Kazasker Mustafa İzzet Efendi ekolünün önde gelen hattatlarından biridir. Hattatlık sanatında özellikle mushaf yazımı ve nesih hat üzerinde büyük bir hüner sergilemiştir. Onun yazdığı mushaflar, hem estetik hem de işlevsel açıdan büyük bir değer taşımaktadır. XIX. yüzyılın sonlarından itibaren, Hâfız Osman’ın yazdığı mushaflar, özellikle âyet-berkenar tertibiyle İslam dünyasında geniş bir kabul görmüştür. Bu tür mushaflar, Kur’an ezberlemek isteyenler için kolaylık sağlaması, yazısının açık ve okunaklı olması nedeniyle halk arasında büyük bir rağbet görmüştür. Hâfız Osman’ın yazdığı mushaflar, yalnızca Osmanlı İmparatorluğu’nda değil, İslam dünyasında da büyük ilgiyle kullanılmış ve basılmıştır.

Kayışzâde Hâfız Osman’ın yazdığı mushaflar, genellikle "Mushaf-ı huffâz" olarak bilinir. Bu mushafların özel bir özelliği, yazılarının okunaklı ve güzel olmasıdır. Özellikle nesih hat tarzında yazılan bu mushaflar, Kur’an ezberleyenler için büyük bir kolaylık sağlamış, yazılarının netliği sayesinde halk arasında çok tercih edilmiştir.

ESERLERİ VE GÜNÜMÜZE ULAŞAN MUSHAFLAR

Hâfız Osman’ın eserleri, sanat dünyasında büyük takdir toplamış ve pek çok müze, kütüphane ve özel koleksiyonda yer almıştır. Onun kaleminden çıkan pek çok mushaf, hâlâ günümüzde değerli koleksiyon parçaları olarak korunmaktadır. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan bir mushaf, 1313 (1895-96) yılında yazılmış ve ketebelemiştir. Bu mushaf, 23 × 15 cm. boyutlarında olup her sayfada on bir satır nesih hatla yazılmıştır. Cildi vişne çürüğü deri olup, miklebli yekşah tezhiplidir. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki bir başka mushaf ise, 36,5 × 25 cm. ebadında olup, 1306 (1888-89) yılında yazılmıştır. 1309 yılında Ali Nazmi tarafından tezhip edilmiştir.

Bunun dışında, Amerika Birleşik Devletleri’nin Michigan Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan mushaftan birisi 1305 (1888) yılında yazılmış ve Bahâeddin b. Tevfîk tarafından tezhip edilmiştir. Diğer bir mushaf ise 1301 (1884) yılında yazılmış olup, Hacı Ahmed tarafından tezhip edilmiştir. İstanbul’da özel koleksiyonlarda yer alan eserler de, onun sanatını yansıtan önemli örneklerdir. Bu eserler, hem estetik açıdan hem de işlevsel olarak büyük bir değere sahiptir.

Kayışzâde Hâfız Osman Nûri Kimdir?

KAYIŞZÂDE HÂFIZ OSMAN VE ÖĞRENCİLERİ

Kayışzâde Hâfız Osman, yalnızca eserleriyle değil, aynı zamanda yetiştirdiği talebeleriyle de tanınmıştır. Pek çok talebe yetiştiren Hâfız Osman’ın en bilinen öğrencisi Burdurlu Mustafa Efendi’dir. Osmanlı hattatlık geleneğini yaşatan ve geliştiren Hâfız Osman, özellikle mushaf yazımındaki ustalığı ve nesih hatındaki başarılarıyla, sanat dünyasında önemli bir yer edinmiştir.

OLARAK HÂFIZ OSMAN’IN MİRASI

Kayışzâde Hâfız Osman Nûri, Osmanlı hattatlık sanatında önemli bir figür olarak tarihe geçmiştir. Eserleri, hem sanatsal hem de dini anlamda büyük bir değer taşımaktadır. Mushaf yazma konusundaki ustalığı ve nesih hat sanatındaki başarısı, onu Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde en saygın hattatlardan biri yapmıştır.

Bugün bile eserleri, yalnızca sanat dünyasında değil, İslam dünyasında da derin bir saygıyla anılmaktadır. Hâfız Osman’ın sanatını ve mirasını yaşatmak, onun İslam kültürüne katkılarını takdir etmek, gelecek nesiller için önemli bir kültürel miras bırakmak anlamına gelmektedir.

Bakmadan Geçme