Kat sayısı olabildiğince azaltılmalı – Kocatepe Gazetesi

Afyonkarahisar Mimarlar Odası Temsilcisi Süleyman Bircan ve Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Efe, 3 Şubat Çay-Sultandağı depreminin 15. yıldönümünde meslek disiplinlerinden biri olarak yapı ve deprem gerçeğini yorumladı.
HALK BİLİNÇLENDİRİLMELİ
Mimarlar Odası Temsilcisi Süleyman Bircan, deprem kuşağı üzerinde bulunan bir ülke olan Türkiye için depremin hayat gerçeği olduğunu kaydetti. Afyonkarahisar merkezinin ikinci derece deprem bölgesinde bulunduğunu bazı ilçelerin ise birinci derece deprem kuşağında yer aldığını söyleyen Bircan; “Deprem gerçeği ile yaşadığımız için yapılan yapıların depreme karşı uygun olması gerekir. 2011 yılı itibariyle yapı denetim sistemine geçildi. Yapı denetim sistemi 1999 yılında ortaya çıkmıştı. Bazı pilot iller seçilmişti. Fakat 2011 yılında yapı denetimi tüm Türkiye’de uygulamaya başlandı. Binaların depreme karşı dayanıklı olması için kullanılan malzeme ve işçiliğin belirtilen standartlarda olması gerekiyor. Bu yüzden halkımızın bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
DEPREM TÜRKİYE GERÇEĞİ
Kendilerinin meslek kuruluşları olarak birkaç yıl önce AKÜ ve İMO iile birlikte bir çalıştay yaptıklarını dile getiren Bircan; “Birkaç yıl önce üniversitemizle, İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte bir deprem çalıştayı yapmıştık. Bu çalıştay da ülkemiz gerçeği olan depremle yaşamak zorunda olduğumuz gerçeğini anlatılmıştı. Bu çalıştaya özel firmalardan da katılan olmuştu. Bu gerçeğin akıllardan çıkarılmaması gerekiyor. Bunun topluma anlatılması gerekiyor” diye konuştu.
YATAY ŞEHİRLEŞME İHTİYAÇ
Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Efe, deprem konusuna bakıldığında özellikle sivil toplum kuruluşları olarak kendilerinin çözüm sunan birimler olmaları gerektiğini söyledi. Çözümlere baktığımızda bu çözümleri çok uzaktan aramaya gerek olmadığını belirten Efe; “Yakın geçmişe baktığımızda gelenekten aldığımız verilerle birlikte depreme karşı ne kadar dayanıklı yapılar yapılabildiğini görüyoruz. Daha hafif yapılarla depreme uygun ve bu konuda daha efektif çalışabilen yapılar yapılabilmektedir. 27 Ocak 2017 tarihinde ki Şehircilik Toplantısı’nda Sayın Cumhurbaşkanının belirttiği üzere biz Mimarlar Odası olarak yatay şehirleşme konusunda hemfikiriz. Dikey şehirleşme yerine yatay şehirleşme ile kat sayısı olabildiğince azaltıldığı, betonarmenin mümkün olduğunca şehirlerden ve konut yapılarından uzak tutulması gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Çözümün çok uzakta olmadığını, çözümün gelenekte saklı olduğunu dile getiren İsmail Efe sözlerine şöyle devam etti: “Daha yatay şehirlerle iki katlı, tek katlı yapılarla birlikte bu sistem rahatlıkla çözülebilir. Gerçekçi yaklaşımla gelenekte ki örneklerden istifade etmeliyiz.” >> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi