Nöbetçi Eczaneler
26 Temmuz 2010 Pazartesi 03:00:00 İl Emniyet Müdürü İsmail Türkmenli, dün Polisevinde görevde 6. ayını doldurması nedeniyle genel bir değerlendirme yaptı. Bu basın toplantısı ile üç maksat hasıl oldu. Sayın Müdürümüz görev başlangıcından günümüze kadar ki işleyişi anlatma imkanı bulurken, meslektaşlarımızın röportaj taleplerini de karşılamış oldu. Üçüncüsü de 24 Temmuz Basın Bayramının akabinde basın çalışanlarına verdiği kahvaltı ile bir jest yaptı. Kendisine, yakın çalışma arkadaşlarına astından üstüne tüm ilgililere bir Pazar gününü aileleri ile geçirmek yerine bizlere vakit ayırdıkları için, kaliteli ev sahiplikleri ve güler yüzlü nazik yaklaşımları için teşekkür ediyorum.
Sayın Türkmenli Afyonkarahisar görevinin 6. ayını tamamladı. Emniyet Müdürlüğümüzün tüm birimleriyle asayişten trafiğe kadar verdiği tüm hizmetlere bakış açısı personelin pozisyonu yapılacak yatırım ve çalışmaları Sayın Müdürümüz samimi ve detaylı şekilde anlattı. Sütunlarımızda da geniş yer verdiğimiz bu görüşmede İsmail Türkmenli, tespitlerini, yaptıklarını, yapmayı planladıklarını tüm çıplaklığıyla anlattı, konuklarının sorularını cevaplandırdı.
Konu yazılı ve görsel basının yani medyanın trafik kazası, asayiş olaylarında bilgi kirliliği oluşmadan net ve doğru bilgi edinerek kamuoyunu bilgilendireceği haberi hazırlamak için bilgi edinmede son dönemde sıkıntı yaşandığına geldi. Meslektaşlarımız özellikle ajans muhabirleri bu konudaki sıkıntılarını ilettiler.
Emniyet Müdürümüz özellikle cinsel istismar ve çocuk mağdurların bulunduğu konular başta olmak üzere bu tür olaylar hakkında bilgi edinilmesinde kamu menfaati görmediklerini belirtti. Sayın Türkmenli, “Bunları bizim kamuoyu ile paylaşmamızın hiçbir faydası yok. Bizim böyle bir mecburiyetimiz de yok. Biz yapı-yoruz adliyeden bulursanız bulun. Sizin gazetecilik şeyiniz o. Bizim böyle bir mecburiyetimiz yok. Size verdiğimiz bilgilerle vatandaş kendisini korusun polise itimat etsin. Devletine güvensini amaçlıyoruz. Sizlere verdiğimiz bilgilerle bunları hedefliyoruz yoksa yasal olarak böyle bir bilgilendirme mecburiyetimiz yok. Elbette sizde bir kamu hizmeti yapıyorsunuz ama o da sizin işiniz nasıl bulacaksanız bulun. Biz bunu çok makul görmüyoruz.” açıklamasında bulundu.
Cinsel taciz, tecavüz, namus ve kişilik haklarını direk ve en direk ilgilendiren hiçbir özel konunun kamuoyu menfaati taşımadığı konusunda hem fikiriz. Zaten şehirde faaliyet gösteren gazeteler ve ajans muhabirlerinin izledikleri yayın politikasında da bu hassasiyet kendini hissettirmektedir. Ancak yaygın medya temsilcileri, ajans muhabirlerinden genel merkezleri tarafından kişilerin kimlikleri ve özel hayatları deşifre edilememek kaydıyla örneğin bir trafik kazası, bir hırsızlık ve yaralama gibi olaylarda gerektiği ölçüde bilgi akışı zorunlu tutulmaktadır. Özel yaşamın ve kişilik haklarının deşifre edilmesi, kişiler ve ailelerinin aşağılanıp rencide edilmesi hele hele başlarına gelen mağduriyetlerle damgalanmaları asla amaç edinilmemektedir.
Polislik ve muhabirlik işini yapanlar meslek paralelinde yaşam şartları büyük ölçüde benzerlik gösteren kişilerdir. Her iki meslekte de mesai kavramı yoktur. Her iki meslekte insanlarla uğraşılan ve onlara hizmet verilen işleri kapsar. Her iki meslekte de zamanla yarışılır çoğu zaman. Her iki meslekte de çok fazla hata yapma lüksünüz yoktur. Her ikisi de yıpratıcıdır. Her ikisi meslekte birbiri ile dirsek teması gerektirir. Karşılıklı menfaat yani işin yürümesi, haberin hazırlanmasından öte kolluk kuvvetlerine yardım sorumlu vatandaşlık ödevidir ilkesiyle hareket eden bizlere mesai paylaştığımız emniyet men-suplarının bilgi edinmede olması gerekenin üzerindeki hassasiyet işin rengini maalesef değiştirmektedir.
Suiistimaller toplumun her kesiminde ve her meslek grubunda vardır. İstismar ve suç işlemek nasıl evrensel bir kavram ve insanla direk ilgili ise bizim meslekte de polislik mesleğinde de olumsuzluklar hem Afyonkarahisar’da hem de başka yerlerde yaşanabiliyor. Ama bu olumsuz-luklardan genel yargılar üretmek sadece işleri ve hayatı biraz daha zorlaştırmaktan başka işe yaramıyor. İnsanları afişe etmeden isim adres vermeden başa gelen şeyleri cinsel istismarlar hariç anlatarak da vatandaşın kendisini koruyacak tedbirleri alması gerektiğini anlatmak basın organlarına düşen bir görev. Ayrıca herkesin kendi başına polislik yapamayacağını her suç ve yanlışın devletin asayişi tesis etmekle görevlendirdiği birim ve kişilerce düzeltilebileceği, polise yardım ve güven noktasında halkla polis arasında köprü olmada da basın organlarına büyük görev düştüğü malumdur.
Sözün özü karşılıklı olarak anlamak istediğimizi değil de empatik hareket ederek bizlerinde haber merkezlerine, hiyerarşik yapılanmada üstlerimize karşı ve en önemlisi toplumu bilgi kirliliğinden uzak net bilgilendirme de sorumluluğumuz olduğu gerçeğinden hareket edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Karşılıklı saptırmamak en güzeli öyle değil mi?
