Kârını 'toprağa yatıran' şirket
Her yıl kazandığı parayı ortaklarına 'kar payı' olarak dağıtmayıp yatırıma dönüştüren Afyon Yem Sanayii A.Ş.'nin tarımsal üretim tesislerinde AB Onaylı süt üretimi yapılıyor. Tarımsal faaliyetlerin bilimsel ve teknolojik şekilde sürdürüldüğü tesislerde milyonlarca liralık ekipman yatırımı var. Toprak ıslah çalışmaları ile Menderes Ovası'nın verim düzeyine ulaştırılan topraklardan yılda 2 ürün alınabiliyor. Afyon Yem'in başındaki isim Mustafa [&hellip]
Her yıl kazandığı parayı ortaklarına “kar payı” olarak dağıtmayıp yatırıma dönüştüren Afyon Yem Sanayii A.Ş.’nin tarımsal üretim tesislerinde AB Onaylı süt üretimi yapılıyor. Tarımsal faaliyetlerin bilimsel ve teknolojik şekilde sürdürüldüğü tesislerde milyonlarca liralık ekipman yatırımı var. Toprak ıslah çalışmaları ile Menderes Ovası’nın verim düzeyine ulaştırılan topraklardan yılda 2 ürün alınabiliyor. Afyon Yem’in başındaki isim Mustafa Çelikten ülkemizin tarımsal politikalarının ve desteklemelerinin yeniden düzenlenmesi halinde tarımsal üretim tesislerinin çok daha büyük ve verimli hale gelebileceğine işaret ediyor
Afyon Yem Sanayii A.Ş. Afyonkarahisar’ın çok ortaklı ve en eski şirketlerinden bir tanesi. Afyon Yem Sanayii’nin tarımsal faaliyetleri Ümranova markası altında sürdürülüyor. Afyon Yem’in Genel Müdürü Mustafa Çelikten ile şirket yapısı ve Türk Tarımı üzerine sohbet ettik.
Afyon Yem Sanayii A.Ş.’nin büyük ortağı Afyonkarahisarlı işinsanı hemşehrimiz Orhan Yavuz. Afyon Yem’in 86 ortağı var ve son 10 yılda ortaklık yapısında bir değişim olmamış. Ortakların hepsi 80 ile 96 yaş aralığında bulunuyor. 1986 yılında Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni bölümünden mezun olan ve aslen Akşehirli olmasına rağmen uzun 1989’dan bu yana yaşadığı Afyonkarahisar’ı memleketi olarak benimseyen Şirket Genel Müdürü Mustafa Çelikten hayvan beslemesi, hayvan refahı ve hayvan ıslahı konularında uzman bir isim.
“ÖNCE ŞİRKET
ANAYASASI BELİRLEDİK”
1991 yılında işe başlarken o zamanki şirket yetkilisinin kendisine yönelik “Emekliliğime şurada 2 yıl kaldı, Ben emekli olayım da sonrası ne olur bilmem” sözlerinin şirket ve kendisi üzerinde büyük etkisi olduğunu belirterek sözlerine başlayan Mustafa Çelikten, “O zaman bizden sonra çocuklarımızı dahi çalışabileceği bir şirket yapısı oluşturma hayaline kapıldım. Şükür ki bugün kızım da bu şirkette çalışıyor. Biz işe kurumsal anayasamızı belirleyerek, şirketimizin kültür ve fikriyatını düzenleyerek başladık. Bunun da çok faydasını gördük.” diyor.
Şirket anayasasını belirlemedeki ana unsurun şirket çalışanlarının başka bir ticari faaliyette bulunmaması ve şirket ortaklarının çocukları dahi olsa çalışanlara arasında torpilin değil, liyakatin esas alınması olduğunu belirten Afyon Yem A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Çelikten, “Bizim şirketimizde çalışan birisi, sisteme katkı sağlıyorsa kalır, onun haricinde çalışan kabul etmeyiz. Kapıdan giren herkesin sigortası, yasal yükümlülükleri yerine getirilir, çalışanlara başlangıçta 3 bin TL gibi bir maaş belirlenir. Ondan sonrası tamamen performasına ve mesaiye bağlıdır. Çok çalışan çok maaş alır. Meyve verecek dallara fırsat vermeye çalışıyoruz. Ben kendime hiç mesai yazdırmam. 40’ı bordrolu, 10-15 de taşeronlar vasıtasıyla çalışanımız var.” dedi.
“TÜRKİYE’NİN TARIMI TEKNOLOJİYİ KULLANARAK GELİŞEBİLİR. DEVLET ÖZEL SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇMALI”
Türkiye’nin tarımsal faaliyetler bakımından büyük bir zenginliğe sahip olduğu gibi aksayan yönlerinin de bulunduğuna dikkat çeken Afyon Yem. AŞ. Genel Müdürü Çelikten, “Tarım Bakanlığı’nın, ve üniversitelerimizin yapmadıklarını biz tesislerimizde yapıyoruz. Türkiye’nin tarım maliyetleri dünya ortalamasının altına indi. Bundan sonra devlet bizlerin önünü açarsa dünya piyasasına çıkabiliriz. Rekabete başlayabiliriz. Tarım Kredi Kooperatiflerini yaşatmak doğru bir yaklaşım. Ama bunlar vasıtasıyla özel sektör baskı altına alınmamalı. Onlar görev zararı yazabilirken özel sektörün böyle bir imkanı yok. Sonra biz zarar edince bize deniliyor ki sektör zarar etmemiş sen nasıl zarar ettin, getir bakalım vergiyi deniliyor. Bu böyle olmamalı. Tarım İl Müdürlüğü ve bankalarda bizim hazırladığımız dosyaları okuyup anlayacak, yapılan projeleri okuyacak yeterli bilgili kişi yok. Türkiye’nin tarımı teknik ve teknolojiyi kullanarak gelişebilir. Ama bizim bu teknik ve teknolojiyi kullanacak eleman yetiştirmemiz lazım. Eskiden Sanat Okulu mezunlarının olduğu gibi bir arızayı tespit edebilecek, küçük müdahaleler yapabilecek, bir kablo bağlayabilecek elemanlara ihtiyaç var. Üniversite ve MYO mezunları bu ara eleman ihtiyacına cevap vermiyor, subay çok, asker yok. Bu devletin sağılabilir ineğe, ekilebilir toprağa bu işleri yapacak yetişkin elemanlara ihtiyacı var.” diyerek sektörün genel problemlerine işaret ediyor.
“TARIM ALANINDA BÜYÜK İŞLETMELER DESTEKLENMELİ”
Tarımsal faaliyetlerin desteklenmesi konusunda devletin yeni kurulacak işletmelerden daha çok oturmuş, sistemini kurmuş, bu işi layıkıyla yapmaya çalışan şirketlere alan açması gerektiğini vurgulayan Mustafa Çelikten, “Afyon Yem’in süt hayvanı kapasitesi 650 baş. Kapasitemizin yarısındayız. Devlet 2000 baş hayvanı 200 kişiye 10’ar 10’ar dağıtıp gelecek yıl bunların yarısını ortada göremiyorsa düşünmeli. Bunun yerine sistemi oturmuş şirketlerin tam kapasiteye çıkmasına yönelinmeli. Büyük işletmeler desteklenip büyütülmeli. Aksine büyük işletmeler küçülüyor. Afyon’da Korel ve Avşar Çiftlikleri bu işten vaz geçti. Biz de çekilirsek Afyon’da bu iş yapılamıyormuş denilecek. Biz yapmak zorundayız. Ümranova Tarım ve hayvancılık işletmemizde 2 veteriner hekim, 3 veteriner sağlık teknisyeni, 1 ziraat mühendisi olmak üzere 21 çalışanımız var burada. Hayvancılığa destek diye beton binalara destek verilmemeli. Biz bu binalarımızı 2010 yılında yaptık ve bir daha çivi çakmadık. Çünkü mevsimsel yağış ortalamasından deprem riskine kadar herşeyi raporlayıp projelerimizi ona göre hazırladık. Çelik konstrüksüyon kullandık. Ama görüyoruz son yapılan binalara tadilat üstüne tadilat yapılıyor.” diyerek sıkıntıları özetledi.
“ARAZİLERİMİZİ MENDERES OVASI VERİMLİLİĞİNE ULAŞTIRDIK”
“Ümran” isminin teknik inşaat alanında kullanılırsa imar etmek, üretim alanında kullanılırsa bereket anlamına geldiğini, Afyon Yem’in tarımsal faaliyetlerinde isim olarak o nedenle “Ümranova” markasını belirlediklerini belirten Afyon Yem A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Çelikten, “Ümranova Şirketimizin geçmişinde emeği olanların isimlerini tesislerimizdeki farklı bölümlerde yaşatıyoruz. Agah Kösem Tesisleri, Şehit Okan Canpolat köprüsü gibi. Tamamı Çay ilçesinin Kadıköy yakınında bulunan 3300 dekar toplam arazimiz var. Bu arazilerin yaklaşık 2000 dekarı sonradan bizim toplayarak ilave ettiğimiz araziler. Devletten alınan tek bir metrekare yok. Hepsi vatandaştan gönül rızası ile bedeli karşılığı alınan arazilerdir. Yüzlerce kişiden alındı. 2005’de almaya başladık. Bu toprakları kendi imkanlarımızla birleştirdik, düzelttik, gübreledik. Bu toprakları Menderes Ovası’nın verimlilik seviyesine ulaştırdık. Senede 2 ürün alabiliyoruz. Hayvanlarımızdan elde ettiğimiz gübreyi sıvı ve katı olarak ayrıştırıyoruz. Sıvı gübre bizim toprağı beslemede en büyük yardımcımız. Katı gübre de organik madde miktarını artıran bitki dostu. Bu ayrıştırmayı yapınca çevrede sinek de olmuyor.” dedi.
“TARIMSAL TEKNOLOJİYE
YATIRIM YAPIYORUZ”
Çay Kadıköy ve Çay-Aktaş arasındaki arazilerinde 3 ayrı mısır ekimi yaptıklarını, son mısır ekimini tarladaki arpayı hasat ettikten sonra 1 Ağustos’ta yaptıklarını anlatan Mustafa Çelikten, “Geleneksel sulama sistemleri ile mısır sulandığında kimi yeri kısa, kimi uzun oluyor. Verim düşük kalıyor. Bizim pivot dediğimiz sistemle sulama yapıyoruz. Böylece her bölgeye aynı oranda su verilebiliyor. Pivot sistemi kuyudan aldığı suyu gerekli sıvı gübreleri de kendisi karıştırarak bitkiye veriyor. Tekerlekli bir sistem. Son kurulan 575 metre yarı çapında. Elektronik sistem sayesinde arazinin üzerinde dönerek sulamayı gerçekleştiriyor. Aynı su miktarıyla başkası 50 dekar sulayabilirken biz aynı miktardaki suyla 1 kişi çalıştırarak 250 dekar suluyoruz. 4 ayrı pivot sistemimiz var. Birisinin maliyeti yaklaşık 1 milyon TL. Bir traktörümüzün bedeli 125 bin avro, onun kare balya yapma makinasının bedeli 75 bin avro. 2 adet Porsche araba bedelini biz makine sistemine bağladık. Sadece 40 milyonluk makine ekipmanımız var.” dedi.
“KAR PAYI DAĞITMIYOR, YATIRIM YAPIYORUZ. ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ
İLE RİSKLERİ AZALTIYORUZ”
Her yıl kendilerine göre adeta bir bilimsel kurul oluşturduklarını, davet ettikleri akademisyenlerden işletmeyi incelemelerini istediklerini anlatan Afyon Yem A.Ş. Genel Müdürü Çelikten, gelen önerilere göre düzenlemeler yaptıklarını anlattı. Afyon Yem A.Ş.’nin ürün çeşitliliğine yönelerek piyasa risklerini azaltmayı hedeflediğini belirten Çelikten şirket politikaları ile ilgili olarak şu bilgileri aktardı:
“Ürün çeşitliliğine giderek riskimizi yaydık. Yem, yumurta ve süt. 1969’da yem üretimine başlandı. 1994’den itibaren yumurta üretimimiz var. Yumurtada geçen yılın zararını geçen 6 ay içinde eritemedik. Yumurtada büyük oyuncu olmadık. Çünkü ürün çeşitliliğine gittik. Yumurta zarar ettiğinde sütten kazanıp orayı kapattık. Süt zarar edince yemden kazanıp orayı kapattık. Herkes kapasite büyütmek için kümes yaparken biz bu tarımsal üretim tesislerini yapıyorduk. Bizimle birlikte 150 bin tavuk varlığı olanlar tavuk kapasitesini artırırken biz buraları yapıyorduk. Bugün biz sektörde varız ama tavukçuluk alanında hesapsız büyüyenler yok. 2010 yılından itibaren tarımsal üretim ve 2010’dan itibaren de süt üretimi var. Kar payı dağıtmıyoruz. Biz bu faaliyetlerden elde ettiğimiz karı tamamen yatırıma dönüştürüyoruz. Kendi finansmanımızla çeviriyoruz. 3300 dekar arazimizin 1500 dekarı öz sermayeden. Geri kalanını hep çalışıp, kazanıp, aldık. Senede 1 milyon kazandıysak bunu yatırıma dönüştürüyoruz. Bu kadar yatırım ve emeğe rağmen devletin üvey evladıyız. “Bu topraklar dedelerimizden miras kalmadı, biz torunlarımızdan ödünç aldığımıza inanıyor” ve o ruh ile su ve toprağı korumak ve gelecek nesillere çevreye duyarlı iyi tarım uygulamaları ile faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.”
“AB ONAYLI SÜT ÜRETİMİ
YAPIYORUZ: BÜYÜMEK İSTİYORUZ AMA BÜYÜYEMİYORUZ”
Ümranova Tarım ve Hayvancılık İşletmesi’nin süt üretimi yapılan tesislerinin ismi: Orhan Yavuz Süt Çiftliği. Bu süt üretim tesisi “AB onaylı ve hastalıklardan ari” bir tesis. Bunun ne anlama geldiğini anlatan Afyon Yem A.Ş. Genel Müdürü Çelikten, “Yani süt ihraç edilecek olsa bugün için herşeyiyle hazır olan tesis biziz. AB normlarına uygun hastalıktan ari süt üretimi yapıyoruz. Günlük 1250 baş sağma kapasitesine sahip tesisimiz var. Şu an 650 hayvan var ve 300’ü sağılıyor. 4 kat büyüyebiliriz ama büyüyemiyoruz. Çünkü para kazanamıyoruz. Şu an 2 saat sağım yapılıyor oysa burada 18 saat sağım yapılması lazım. Desteklemeler olmazsa süt başabaş ancak çıkıyor. Hayvanların ayaklarında çip takılı. Hepsi sağıma giriş çıkışta tartılıyor. Süt verimi ölçülüyor. 2014’de süt işine başladık. Bu yıl itibariyle yatırım kredilerimizi ödedik. Ayda 250-275 ton süt üretiyoruz. Sütün fiyatı başabaş yada maliyetlerin altında, ama diğer girdilerimiz hep artıyor.” dedi. >> Sezer KÜÇÜKKURT’un Haberi