Kardeşin kardeşine duası zafer kazandırır

AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Araştırma Görevlisi Emin Uz, “Ramazan ve Kardeşlik” başlıklı konuşmasında bir Müslüman kardeşin bir diğer Müslüman kardeşine yapacağı menfaatsiz duanın kabul olacağını hatırlattı ve ekledi: “Nasıl Çanakkale’de atamız Hindistanlı bir Müslüman’ın duası ile zafer kazandıysa bugün niçin Afyon’daki birisinin duası ile Suriye’de ki, Filistin’de ki, Afganistan’da ki kardeşimiz zafer kazanmasın?” Ramazan’da İkindi [&hellip]

Kardeşin kardeşine duası zafer kazandırır

AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Araştırma Görevlisi Emin Uz, “Ramazan ve Kardeşlik” başlıklı konuşmasında bir Müslüman kardeşin bir diğer Müslüman kardeşine yapacağı menfaatsiz duanın kabul olacağını hatırlattı ve ekledi: “Nasıl Çanakkale’de atamız Hindistanlı bir Müslüman’ın duası ile zafer kazandıysa bugün niçin Afyon’daki birisinin duası ile Suriye’de ki, Filistin’de ki, Afganistan’da ki kardeşimiz zafer kazanmasın?”

Ramazan’da İkindi Sohbetlerinin 26. gün konuşmacı konuğu AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Araştırma Görevlisi Emin Uz oldu. Uz, “Ramazan ve Kardeşlik” başlığında sunum yaptı. Sunum öncesi Süleyman Bircan tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulunuldu.
RAHMET SIFATI ÇOCUĞUN MENŞEİNDE
AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Araştırma Görevlisi Emin Uz, “Ramazan ve Kardeşlik” adlı sohbette kardeşliğin çok geniş bir kavram olarak ana rahminden başlayıp, mezardan sonra da devam ettiğini söyledi. Kardeşliğin sonsuz bir kavram olduğunu kaydeden Uz; “Anne rahmi çocuğun anneye fiziken bağlı olduğu bir mekandır. Çocuk ana rahminden ayrılıp dünyaya teşrif edince ana rahmi ile çocuğu birleştiren fiziki kordon dediğimiz kordon kopar. Ülfet dediğimiz manevi kordon devam eder. Dolayısıyla kardeşlik başta anne rahmi ile yani kan bağı ile alakalıdır. Bizler insanın menşeine rahim deriz. Öyle güzel kültürümüz var ki bizim, Allah’ın rahmet sıfatını çocuğun menşeine vermişiz. Öyle güzel kültürümüz var ki bizim Allah’ın ismini anne karnına vermişiz.” dedi.
İNANANLARIN KARDEŞLİĞİ PLANLIDIR
Kardeşliğin İslam literatüründe uhuvet ya da muafat kelimesi ile ifade edildiğine dikkat çeken Emin Uz, bu ikisi arasında da fark bulunduğunu belirtti. Bu açıklamayı detaycılıktan yapmadığını söyleyen Uz; “Kur’an-ı Kerim de hiçbir harf ve hareke yoktur ki boşa konulmuş olmasın. Eğer Allah-u Teala bir kelimenin yerine başka bir kelimeyi icra etti ve Kur’an-ı Kerim de koydu ise mutlaka o iki kelime arasında bir fark vardır. Onun için de ihve kelimesi de kullanılır, muafat kelimesi de kullanılır. Fakat ihvetun kelimesi alelade bir kardeşliktir. Çok planlı değildir. Ama muafat kelimesi planlı bir kardeşliği, kardeşlik müessesesini temsil eder. Onun için de Hz. Peygamberin (SAV) Ensar ile Muhacir arasında gerçekleştirmiş olduğu kardeşliğe İslam literatürü ihve dememiş, muafa demiştir. Yani bizim aramızda ki kardeşlik planlı bir kardeşliktir.” diye konuştu.
TÜM İNSANLAR KARDEŞTİR!
Müslümanlar arasında ki kardeşliğin alelade bir kardeşlik olmadığını kaydeden AKÜ İslami İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Emin Uz, bu kardeşliğin Hz. Muhammed’in (SAV) tesis ettiği muafat olduğunu dile getirdi. Kur’an-ı Kerimin üç türlü kardeşlikten söz ettiğini belirten Uz; “Bunlardan birisi insani beşeri kardeşliktir. Bu kavram bütün insanların kardeş olduğunu ifade eder. İkincisi anne rahmi ile birleşen kordon ile tesis edilen kan kardeşliği veya süt kardeşliğidir. Üçüncüsü de bizim asıl konumuz olan iman kardeşliğidir. Hiçbir fiziki bağ yok iken arada kurulan kardeşlik iman kardeşliğidir. Aynı atadan yani aynı anne ve babadan gelenler kardeş sayıldığına göre öyle ise hepimiz Adem’in nesli isek Hz. Adem’in neslinden gelen tüm insanlar kardeştirler. Bunların birbirlerine karşı sorumlulukları vardır. Kur’an-ı Kerim de Allah insanlara ‘Ey Adem oğulları.’ diye seslenir. Öyle ise tüm insanların kardeşliğine vurgu vardır.” şeklinde konuştu.
RESULULLAH İLE
KARDEŞLİK TAZELENDİ
Halk şairi Yunus Emre’nin bir insanın başka bir insana kin besleme lüksü olmadığın�� dizelerine yansıttığını kaydeden Emin Uz, zaman zaman kardeşliğin kesintiye uğradığını belirtti. Uz şunları söyledi: “İnsan insana insan gözü ile değil madde gözü ile bakar olmuş. İşte bu evrelerde Allah Celle Celalüh kitaplar göndermiş, peygamberler göndererek ıslah çabasında bulunmuştur. Hz. İsa’dan sonra böyle bir inkıta gerçekleşmiş, insanlar insan olduklarını unutmuşlar. Fakat Hz. Peygamber (SAV) ve İslamiyet sayesinde kardeşlik tekrar tazelenmiş insanlığa tekrar hatırlatılmıştır. Allah Resulü bütün hadisi şeriflerinde ortak bir payda gayreti gözetir. Çünkü Allah Resulü (SAV) psikologların en yücesidir, en güzelidir. Karşısına bir muhatap geldiğinde mutlaka o muhatapla bir fayda oluşturmak ister. Karşıda ki iman etmiş ise önce imandan başlar. İman etmediyse ona yakın olan ehli kitapla bir bağ kurmak ister. Yok o da kendisinde yoksa komşusundan bahseder mesela. Mekan birlikteliğinden bahseder. O da yoksa yaştan, akrandan bahseder.”
ÜLFETSİZ BAĞDA
HUZUR ARANMAZ
Beşeri kardeşliğin en üst şemsiye olduğunu onun altında kan veya süt kardeşliğinin bulunduğunu kaydeden Emin Uz, Hz. Adem’den gelen bütün insanların genel anlamda kardeş sayılmakla birlikte kan bağıyla perçinlenen kardeşliğin daha sıcak hale geldiğini ifade etti. Kan bağının maddi bir bağ olmadığını belirten Uz şöyle konuştu: “O kanın içerisinde ülfet yok ise o insan için zulümden öteye geçmez. Ülfetten ayrı bir bağ insana huzurdan daha çok eziyet verir. Manası olmayan her madde toz yığını olamayacak bütünsüzlük içerisindedir. Toz yığını bile olamazlar. Dağlara bakın aslı tozdur. Okyanusa bakın aslı katredir yani damladır. Ülfet ile dağ olur.”
GIYAPLARINDA
MÜSLÜMANLARA
DUA EDİLMELİ
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) “İman etmedikçe cennete giremezsiniz.” hadisini şerifini hatırlatan Emin Uz sözlerine şöyle devam etti: “Bir başka hadiste ‘Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız.’ denilmektedir. ‘Aranızda selamı yayın ki yarın huzuru mahşerde Allah’ın gölgesinde gölgelenecek yedi sınıf insandan bir tanesi olabilesiniz.’ buyurulmuştur. ‘Müminin mümin üzerinde hakkı vardır. Ayıbı araştırmaz, Allah’a karşı her türlü zandan kaçar ve kaçınır. Müminlerin yardımlaşmaları gerekir. Kötülük ve düşmanlıkta birbirinizle yardımlaşmayın.’ nidaları bugünün Müslümanlarının kulağına küpe olmalıdır. Mümin kendisine kardeş arıyorsa dua etmelidir. Bugünün Müslümanının en çok ihmal ettiği hasletlerinden bir tanesi budur. Geri çevrilmeyecek dualar menfaat güdülmeden yapılan dualardır. Nasıl Çanakkale’de Hindistanlı bir Müslüman’ın duası ile atamız zafer kazandıysa bugün niçin Afyon’daki birisinin duası ile Suriye’de ki, Filistin’de ki, Afganistan’da ki kardeşimiz zafer kazanmasın. Kendimizi küçük görmeyelim, bizim duamızdan ne olur demeyelim ve hatırlayalım. Ne olursunuz gıyabında Müslüman kardeşlerimize dua edelim. Bize ister Muhacirlik düşsün ister Ensarlık bunu bir ibadet anlayışı ile yerine getirirsek ki her insan hayatında hem Ensar hem de Muhacirdir; İşte o zaman hayat gül olur.”
>> Burcu AYDIN’ın haberi

Bakmadan Geçme