Karaaslan depremi ne ilk ne de son!
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Afyonkarahisar Temsilcisi Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Yusuf Ulutürk, Kocatepe Gazetesi muhabirine verdiği röportajda deprem hareketliliğini anlattı.Burcu Aydın: En son 25 Eylül tarihinde merkez üssü Karaaslan köyü olan bir deprem yaşanmıştı. 1 Ekim 1995 tarihinde meydana gelen Dinar depreminin 22. yıldönümünü idrak ettik. 3 Şubat Sultandağı depremi de hafızalarda tazeliğini koruyor. 17 [&hellip]
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Afyonkarahisar Temsilcisi Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Yusuf Ulutürk, Kocatepe Gazetesi muhabirine verdiği röportajda deprem hareketliliğini anlattı.
Burcu Aydın: En son 25 Eylül tarihinde merkez üssü Karaaslan köyü olan bir deprem yaşanmıştı. 1 Ekim 1995 tarihinde meydana gelen Dinar depreminin 22. yıldönümünü idrak ettik. 3 Şubat Sultandağı depremi de hafızalarda tazeliğini koruyor. 17 Ağustos Marmara depremi de malum. Her depremin yıldönümünde deprem gerçeğini hatırlıyoruz. Deprem gerçeğine karşı nasıl hareket etmeliyiz?
Yusuf Ulutürk: Ülkemiz yapı olarak bir deprem kuşağında yer alıyor. Özelikle aktif fayların yer aldığı Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu fayı ile ölü deniz fayı gibi fayların birlikte sıralandığı bir coğrafya içerisindeyiz. Bu depremlerin olması bizim açımızdan doğal. Özellikle Kuzey Anadolu fayına yakın olan illerimiz İstanbul, Adapazarı, Düzce gibi yerlere gidildiğinde Muş-Varto’dan başlayarak batıya doğru gittiğinizde Kuzey Anadolu fayı üzerinde ki bütün illerimizde deprem bekleyebiliriz. Buradaki faylar dik atımlı faylar ve etkileri de yüksektir. Özellikle 1999 yılında ki depremi hatırlarsanız yaklaşık 100 bine yakın insanımızın zarar gördüğü büyük bir felaketti.
Burcu Aydın: Kendi şehrimizin yani Afyonkarahisar’ın özeline gelirsek neler anlatırsınız?
Yusuf Ulutürk: Kendi şehrimizin özeline gelirsek tabii Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fayına sıkışıp genişleme tektonu içerisinde bunlara paralel olarak eğim atımlı fayların sıraladığı hem Dinar fayı üzerinde hem de Sultandağı fayı üzerinde böyle bir kırık yapısı var. Özellikle bilindiği üzere 3 Şubat 2002’de en son hasarlı ve yıkıcı bir faaliyet göstermiştir. Tabii bu fay zaman zaman enerji boşalımına devam ediyor. Bizim Jeoloji Mühendisleri Odası olarak hem harita üzerinde hem de genel yapı üzerinde yaptığımız çalışmalar özellikle Doğanhisar’dan başlayıp Sultandağı ve Çobanlailçesive üzerinden Karaaslan köyü dediğimiz ona paralel faylarla beraber bu fayların Gediz fayı ile birlikte hareketinin devam edecektir. Bu arada kalan Kütahya-Gediz’de Afyon’la arasındaki Sultandağı fayının kırılmayan kesiminin de kırılacağını ön görüyoruz.
Burcu Aydın: Bu öngörünüzün kaynağı nedir?
Yusuf Ulutürk: Çünkü bunlar yapı ve şekil olarak birbirine benzer yapılar. Eğim atımlı normal faylar ve 6,5 ile 7 şiddetinde deprem üreten faylardır. Özellikle 2002 yılında kırılan Çobanlar’a kadar kırılan Sultandağı fayının Kütahya-Gediz’e kadar olan kısmında ki kırılmamış kısımda önümüzdeki 5-10 yıl veya 50 yıllık zaman içerisinde bu hareketlerin dağılacağını düşünüyoruz.
Burcu Aydın: Deprem hayat gerçeği yer kabuk hareket halinde. Peki, nasıl bir bilince sahip olmak gerekiyor?
Yusuf Ulutürk: Biz Jeoloji Mühendisleri Odası olarak her zaman savunduğumuz şey; dikine yapılardan ziyade daha çok yatay yapılaşma daha doğru olduğudur. Çünkü özellikle bu kırılmamış fay üzerinde ki yerleşim yerlerinde, yeni imara açılan yerlerde çok yüksek katlı binalar yerine yatay binaların yapılması yapılaşma açısından daha güvenli ve sağlıklı olacaktır. Her ne kadar etüt ve zemin iyileştirmeler yapılsa da sonuçta yükü yüklemeye çalıştığınız yapı ile ilgili problemlerin tamamını çözmüş olmuyorsunuz. Zemin özelliklerinden dolayı önerilen kat ve bina yüksekliklerine dikkat edilirse daha az hasarların olacağını düşünüyoruz.
Burcu Aydın: Deprem gerçeğine karşı bir deprem çantası fortmante içinde olması gerekmiyor mu?
Yusuf Ulutürk: Tabii ki hazırda bir deprem çantası olmalı. Bununla ilgili AFAD çeşitli zamanlarda uygulamalar ve tatbikatlar yapıyor. Vatandaşların neleri bulundurup hangi önlemleri almaları gerektiği bunlar çok önemli. Ama büyüklere düşen de yapılan yapılar içinde güvenli yapıları oluşturmak. Güvenli yapılarla bu tür önlemleri almak. En son gerçekleşen Karaaslan depremi son olmayacak. Bundan sonra da şiddeti 3 ile 5 arasında depremler devam edecek.
Burcu Aydın: 10 ile 50 yıllık zaman diliminde kırılacağı ön görülen fayın dışında bir sürpriz olabilir mi?
Yusuf Ulutürk: Fay jeolojisinde veya jeoloji bilim dalında kırık yapılarla ilgili istatistiksel bilgiler var. Doğru atımlı fayların hasarlarıyla bizim burada etkin olan eğim atımlı fayların oluşturduğu bir hasat tespiti var. Eğitim atımlı fayların olması maksimum 6 ile 6,5 arasında değerler üreten depremler oluşturabiliyor. Bunlarda çok büyük hasarlar yaratmıyor. Şu ana kadar elimizdeki istatistiklere göre. Eğer biz yapıları da düzgün yaparsak bunu çok küçük hasarlarla da atlatabiliriz. Bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Karaaslan köyünde yaşanan sarsıntı son olmayacak. Bundan sonra da farklı zamanlarda Türkiye tektonu içerisinde devam edecek. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı