• Haberler
  • Gündem
  • 'Kanla kazanılan zafer ekonomik savaşa kurban edilmedi!'

'Kanla kazanılan zafer ekonomik savaşa kurban edilmedi!'

27 Ağustos Kurtuluş Günü nedeniyle düzenlenen törende günün anlam ve önemine yönelik konuşmayı Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban yaptı.'TÜRKİYE'NİN MÜCADELESİ ÖRNEK'Büyük taarruzun, dünyadaki emperyalist güçlere karşı ezilen milletlerin başkaldırısı olma bakımından çok önemli bir yeri olduğunu söyleyen Çoban, 'Birçok bağımsızlık hareketi, yeni Türkiye'nin yokluklar içinde verdiği inanılmaz mücadeleyi kendilerine örnek almıştır. Verilen askeri mücadelelerle zafer [&hellip]

27 Ağustos Kurtuluş Günü nedeniyle düzenlenen törende günün anlam ve önemine yönelik konuşmayı Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban yaptı.
“TÜRKİYE’NİN MÜCADELESİ ÖRNEK”
Büyük taarruzun, dünyadaki emperyalist güçlere karşı ezilen milletlerin başkaldırısı olma bakımından çok önemli bir yeri olduğunu söyleyen Çoban, “Birçok bağımsızlık hareketi, yeni Türkiye’nin yokluklar içinde verdiği inanılmaz mücadeleyi kendilerine örnek almıştır. Verilen askeri mücadelelerle zafer kazanılmış, ancak sinsi emellerinden vazgeçmeyen emperyalist ülkeler, siyasi araçlarla mücadeleyi sürdürmüşlerdir. Düşmanlarımızın hazımsızlığı Cumhuriyetin kurulduğu günden beri hiç bitmemiştir. Hatay’ın Türkiye’ye katılması Ortadoğu planlarını bozmuş, bu iltihaktan sonra Türkiye’yi yalnızlığa itmişlerdir. Her fırsatta ve sürekli olarak ülkemizi egemenlik ve kalkınma hedeflerinden alıkoymak üzere oyunlar, tuzaklar tertiplemişlerdir. Etnik, mezhepsel, ideolojik her türlü farklılığımızdan terör üretme amacıyla hassasiyetlerimizi on yıllardır kaşımışlar ve ülkemizin siyasal krizlerle boğuşmasına sebep olmuşlardır. Memleketin binlerce gencini sağ-sol davası adı altında birbirine kırdırmışlar, aynı silahla iki tarafı vurmuşlardır. Bölücü terör örgütüne verdikleri desteklerle askerlerimizin şehit olmasına vatandaşlarımızın baba ocağını terk etmesine sebep olmuşlardır. Okul, yol, köprü, hastane yapmak için kullanacağımız kaynakları terörle mücadeleye harcamak zorunda bırakmışlardır.” dedi.
“NE ÖLMEMİZİ NE OLMAMIZI İSTEDİLER”
Emperyalist güçlerin sonuç elde edememeleri sonucu ekonomik savaş başlattıklarını belirten Burhanettin Çoban, dış güçlerin sürekli kendilerine muhtaç olacak ve borçlarını ödeyecek kadar güçlü, ama bağımsız olamayacak kadar da zayıf bir ekonomi planladıklarını kaydetti. Kendilerine bağımlı, yarı kalkınmış bir Türk ekonomisinin işlerine geldiğine değinen Çoban, “Ne ölmemizi ne olmamızı istemişlerdir. Cumhuriyet hükümetlerini verdikleri hibe ve yardımlarla kendilerine bağımlı kılmışlar, akabinde siyasi tavizler koparmışlardır. Geldiğimiz noktada kazandığımız askeri zaferleri, ekonomik zaferlerle taçlandırmadan egemenlik iddiasında bulunmanın zor bir iddia olacağı belli olmuştur.” diye konuştu.
“İLK EKONOMİK SAVAŞ ÖRNEĞİ DE AFYON’DA”
Burhanettin Çoban, 26 Ağustos’un Türkiye Cumhuriyeti’nin varoluş mücadelesi olduğu kadar 27 Ağustosun da, Afyonkarahisar’ın kurtuluşu olması bakımından şehir halkını daha yakından ilgilendirdiğini söyledi. Çoban, “Hatta şunu iddia edebilirim ki; Afyon, bağımsızlığın ne demek olduğunu hem askeri mücadele açısından hem siyasal mücadele açısından hem de ekonomik savaş açısından en yakından bilen, gören, bizzat yaşayan bir şehirdir. Konuşmamı şehrimizin de odağında olduğu tarihi haşhaş krizine değinerek devam ettirmek istiyorum. Bu tarihi anekdot da,  ekonomik bağımsızlığın önemi ve liderlerin kararlılığı üzerine bugün de ibret alacağımız çok dersler var. Başkumandanlık meydan muharebesinin amansız mücadelelerinin yaşandığı harp meydanı olan Afyonumuz, sonraki yıllarda ekonomik bir savaşın tam ortasında kalmıştır. Tarihe ‘Afyon krizi ya da haşhaş krizi’ olarak geçen olaylar zinciri Amerika ile Türkiye arasında başlayan ve Afyon şehrimiz üzerinden sürdürülen ilk ekonomik savaş örneğidir.” diye konuştu.
“DARBECİ HÜKÜMET
ABD DESTEĞİNİ ALIR”
Afyonkarahisar’ın tartışmaların merkezinde olduğu, ekonomik savaş ve ambargo hikâyesini kısaca anlatan Çoban, “Amerikan gençliğinin uyuşturucu bağımlılığının önüne geçmek için giriştiği çabalar, Ermeni lobilerinin etkisiyle faturanın Türkiye’ye kesilmesiyle neticelenmiştir. Yalan yanlış raporlarla Amerika’da tüketilen uyuşturucunun önemli bir kısmının Türkiye’den gittiğine Amerikan hükümet yetkilileri inandırılmıştır. Tabii olarak tepkiler Türkiye’ye yönelmiştir. 1945’te İnönü, ABD’ye haşhaş üretimini kontrol altına alacağını vaat etmesine rağmen başta Afyon olmak üzere 40’tan fazla ilimizde haşhaş üretilmeye devam eder. İnönü Amerika’nın baskısı karşısında ‘Yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de o dünyada yerini alır’ diyerek taviz vermez. Ama iktidarda da kalamaz. Daha sonra DP döneminde Amerika’nın haşhaşla ilgili baskısı devam eder. 1959’da yaşadığımız ekonomik krize kaynak bulmak üzere ABD’ye giden Menderes’ten haşhaş ekiminin tamamen yasaklanması istenir. O da kabul etmez, ancak haşhaş üretimi artık sıkı kontrollere bağlanmaya başlar. Bir darbe ile Menderes de gözden çıkarılır. 1969’a gelindiğinde ABD Başkanı Nixon o senenin bütün haşhaş mahsulünü satın almayı teklif eder. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel’dir O’da direnir. ‘Bizim bütün üretimimiz Amerikan gençliğinin bir haftalık ihtiyacına bile yetmez’ der. ‘Bizim Afyon adlı bir ilimiz var, farkında mısınız’ şeklindeki sözleri Amerika’yı kızdırır, ardından 12 Mart 1971 muhtırası ile Demirel hükümeti devrilir. Darbecilerin kurduğu atanmış hükümet, Amerika’nın desteğini alabilme uğruna aynı yıl içinde haşhaş üretimini tamamen yasaklar. Darbecilerin millet iradesine dayanmayan bu kararı karşılığında, Başkan Nixon, Nihat Erim’i Beyaz Saray’da en üst düzeyde ağırlamıştır.” şeklinde konuştu.
“FETÖ’NÜN TEMELİ
O YILLARDA ATILDI”
1973’te Amerika’nın kurduğu “Uyuşturucuyla Mücadele Dairesinin” Amerika dışında en etkili çalıştığı ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatan Çoban, “Bu kapsamda Türk narkotik birimlerinin kullandığı dinleme cihazları, Amerika tarafından bize verilir. Bu cihazlar sadece uyuşturucu trafiğiyle mücadele için kullanılmaz. Bütün telefonlar dinlenir. Uyuşturucuyla mücadele dairesinin 44 yıllık geçmişinde sadece narkotikle ilgili dinlemeleri değil Türkiye’de yapılmış bütün konuşmalara erişebilen bir yapı uyuşturucu bahanesiyle kurulmuş olur. İlginç bir detay olarak Amerikan elçiliği çalışanı olan ve Fetö’den tutuklu bulunan Metin Topuz’un 24 yıl boyunca Amerikalılar adına emniyetimizle bu yapı adına dinlemelere katıldığını öğrendiğimde hayretler içerisinde kaldım. 35 yıldır Amerikan Başkonsolosluğu görevlisi olan bu şahıs, 24 yıl boyunca ülkemdeki herkesin dinlenmesine imkân sağlayan bu mekanizmada Amerikalılar adına dinleme yapıyordu.” ifadelerini kullandı.
“ASKERİ ZAFERLER
EKONOMİK SAVAŞLA SÜRDÜ”
1974 yılında Bülent Ecevit Başbakanlığında kurulan CHP-MSP hükümetinin haşhaş ekimini yeniden serbest bıraktığını aktaran Çoban, “Kıbrıs Barış harekâtıyla ilgili olarak konulduğu varsayılan askeri ambargoların asıl nedeni de serbest bırakılan haşhaş ekimidir. Amerika bu konuda öyle ileri gitmiştir ki haşhaş ekimi yapılan şehirlerin bombalanması gündeme gelmiş hatta Sultan Ahmet camisinin dahi bombalanmasının konuşulduğu Ecevit’in dilinden gazetecilere aktarılmıştır. Ecevit de önceki liderler gibi egemenlik hakkımızı ihlal eden bu baskılara direnmiş ve İncirlik üssünü Amerikalılara kapatmıştır. Adlarını andığım liderlerden hiçbirisi, Amerika’nın tehdit ve ambargolarına boyun eğmemiştir. İnönü, Menderes, Demirel, Ecevit, Erbakan ve Erdoğan siyasi yelpazede ne kadar lider varsa tamamı bağımsız Türkiye’nin liderlerine yakışır vakar ve duruşu tereddütsüz sergilemişlerdir. Askeri zaferlerle kazandığımız bağımsızlığımızı ekonomik savaşla geri almalarına müsaade etmemişlerdir.” dedi.
“YENİ BİN YILIN LİDERİ TÜRKİYE”
Yaşanılan olayların tarihi gelişim sürecinde Türk Milletinin azmi karşısında ehemmiyetsiz kalacak olay olduğunu vurgulayan Çoban şöyle konuştu:
“Yeni bin yılın lider ülkesi Türkiye olacaktır. Genç ve dinamik nüfusuyla, bereketli topraklarıyla, kahraman ordusuyla, stratejik konumuyla, kendi geliştirdiği harp teknolojisiyle dosta güven düşmana korku salmaktadır.  Büyük yürüyüşümüz başlamıştır. Kendi içimizdeki hainlerden temizlendikçe daha büyük bir ivme ile 21. asrın Türk Asrı olduğunu hep birlikte görmeyi yüce Allah’tan temenni ediyorum. Afyonlular olarak Kocatepe’de, Çiğiltepe’de emperyalizme karşı kanımızla canımızla savaştık. Ekonomik savaşı da haşhaş bahanesiyle belki Türkiye’de ilk yaşayan şehir biz olduk. Teröre verdiği destek nedeniyle kendi kilisesi tarafından dışlanmış bir Pastör üzerinden Türkiye’ye karşı başlatılan ekonomik savaş, mert ve kahraman Afyon halkı için yeni bir durum olmamıştır. Şaşırmadık, korkmadık, dimdik ayaktayız Elhamdülillah. Kullandığı örgütler, maşalar, kişiler işe yaramayınca doğrudan saldırdılar, bizler de millet olarak daha çok kenetlendik, ülkemizin devletimizin, ordumuzun vatanımızın kıymetini daha çok bilir olduk. Her şerde bir hayır vardır sözündeki hikmet bu olsa gerek.”
“ŞÜHEDANIN MİRASINA SAHİP ÇIKIYORUZ”
“Başkumandanlık Meydan Muharebesinde milletin bütün fertleri 96 yıl önce bu dağlarda bağımsızlık mücadelesinde ben de varım dedi” diyen Çoban şunları söyledi:
“Doğu Beyazıtlı Osman Oğlu Ahmet, Ercişli Mustafa Oğlu Emin, Silifkeli Süleyman oğlu Hacı, Hakkârili Ahmet oğlu Hüseyin, Halepli Ahmet oğlu Esat, Dicleli Ali oğlu Ahmet, Bartınlı İsmail oğlu Hatip, Menemenli Emin oğlu Veli, Kastamonulu Hakkı oğlu Kemal hangi ruhla burada şehit olduysa bizler de aynı ruhla eserlerine sahip çıkıyoruz. Üsküp’lü, Selanik’li, Batum’lu, Bakü’lü nice kahramanlara vatan uğruna mezar olan bu toprakların kıymetinin farkındayız. Başta, ömrü cepheden cepheye savaşlarda geçmiş Başkumandanlık Meydan Muharebesinin galibi, kahraman ordumuzun başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı gösterdiğimiz cesaretle şühedanın mirasına sahip çıktığımızı bir daha ifade etmek istiyorum. Cumhuriyetin kazanıldığı toprakların varisleri olarak mücadelenin giderek şiddetlendiği bir dönemde birlik ve beraberlik içinde nice güzel günlere hep birlikte kavuşmayı Yüce Rabbimden diliyorum.”

Bakmadan Geçme