Kamu kaynakları eşit paylaşılmalı – Kocatepe Gazetesi
Eğitim-İş Sendikasının Afyonkarahisar'da ki toplantısına katılan Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, Kocatepe Gazetesi muhabirine eğitim ve sendikal süreci değerlendirdi.Burcu Aydın: Öncelikle sizi tanıyalım Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Sayın Mehmet Balık kimdir? Afyonkarahisar'ın sendikal durumu nedir?Mehmet Balık: Sınıf Öğretmeniyim. Sendika yöneticiliğine 2006 yılında Antalya'da Şube Yöneticisi olarak başladım. 2009 yılında Şube Başkanı olarak 7 yıl [&hellip]
Eğitim-İş Sendikasının Afyonkarahisar’da ki toplantısına katılan Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, Kocatepe Gazetesi muhabirine eğitim ve sendikal süreci değerlendirdi.
Burcu Aydın: Öncelikle sizi tanıyalım Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Sayın Mehmet Balık kimdir? Afyonkarahisar’ın sendikal durumu nedir?
Mehmet Balık: Sınıf Öğretmeniyim. Sendika yöneticiliğine 2006 yılında Antalya’da Şube Yöneticisi olarak başladım. 2009 yılında Şube Başkanı olarak 7 yıl süren bir görevim oldu. 2017 yılı itibariyle bir yıl Eğitim-İş Sendikasının Genel Başkanlığını yaptıktan sonra akabinde de 8 aydır Konfederasyon Başkanı olarak Ankara’da görevime devam ediyorum. Antalya Şube Başkanlığım döneminde de Afyon ve ilçelerine zaman zaman gelerek eğitim için sendikal çalışmalar yürütüyorduk. Bu noktada örgüt çalışmalarını yürütürüz. Ortak bir dil oluşturabilmeyi amaçlarız. Dolayısıyla ben Afyon’a uzun süredir gelip gidiyorum. Bu çalışmaları birlikte yürütüyor en azından ortak bir dil oluşturabilmek adına birlikte gayret gösteriyoruz. Dolayısıyla ben Afyon’a uzun süredir gelip gidiyorum.
Burcu Aydın: Uzun süredir gelip gittiğiniz Afyonkarahisar için neler söylemek istersiniz?
Mehmet Balık: Afyon Cumhuriyetin önemli bir kentidir. Milli mücadelenin kazanıldığı kenttir. Afyon bu açıdan benim için son derece önemli bir yerdir. Eğitim-İş Sendikamızın Afyon İl Temsilciliğinin çeşitli etkinliklerine de zaman zaman katılmaktan ayrı bir keyif alıyorum.
Burcu Aydın: İki ana başlık altında Eğitim-İş Sendikası eğitime ve sendikal mücadeleye nasıl bakıyor?
Mehmet Balık: Bir defa eğitime Atatürk’ün ve Cumhuriyetin kuruluş ilkeleriyle bakıyoruz. En temel duruşumuz budur. Cumhuriyetin temel kazanımları, temel ilkeleri ve Cumhuriyetin kuruluş ilkesine bağlı olarak bakıyoruz. Bizler ülkemizin çağdaş, bilimsel, laik, demokratik eğitimi savunan yegâne sendikayız. Bizler ülkeye eğitime ırk temelinde, din temelinde, milliyet temelinde bakmıyoruz. Cumhuriyet ilkeleri temelinde bakıyoruz. Çağdaş bilimsel eğitimi savunuyoruz. Çağdaş, bilimsel, laik eğitim bizim olmazsa olmazımızdır. Hür iradesiyle düşünüp, sorgulayabilen nesiller yetiştirebilmek temel hedefimizdir. Milletimizin bütünlüğü, vatanımızın birliğinden, bayrağımızdan, milli marşımızdan asla taviz vermeyen bir anlayışı savunuyoruz. Tüm bunların yanında sendikal haklarımızı da savunabilmek için mücadele ediyoruz.
Burcu Aydın: Sendikal haklardan kastınız nelerdir?
Mehmet Balık: Sendikal haklar derken; Biz ülkede olmayanı değil olanı eşit paylaşma tarafındayız. Yani ülke kaynaklarının eşit paylaşılmasında kamu ve eğitim çalışanlarının o kaynaktan payına düşeni almasını talep ediyoruz. Günümüz Türkiyesi’nde memur sıfatı taşıyan birçok arkadaş 14-15 bin TL maaşlar alırken bir tarafta da bin 600, bin 700 TL’ye çalışanlar memurlarımız var. Tüm kamu çalışanlarının yoksulluk sınırı üzerinde maaş almaları gerektiğini savunuyoruz. TUİK’in açıkladığı bu sınır rakamı 5 bin 600 TL civarındadır. Tüm kamu çalışanları tüm işçilerin 5 bin 600 TL’nin altında maaş almaları gerekiyor. Biz sendika olarak bunun mücadelesini veriyoruz.
Burcu Aydın: İyileştirmelerden yararlanılmasına nasıl bakıyorsunuz?
Mehmet Balık: Seçim öncesi Cumhurbaşkanı adaylarının eğitim çalışanlarına, emniyet çalışanlarına, sağlık ve din görevlileri olmak üzere hepsine ek gösterge sözü vermişti. O sözün yerine getirilmesi için mücadele edeceğiz. Sadece bu saydığımız 4 grubun maaşlarında ek göstergeli iyileştirme yapmak yetmez. Tüm çalışanların da ek göstergelerinin yükseltilmesi gerekiyor. Kitlesel olarak fazla olan memur grubunun durumunu iyileştirip de sayıları daha az olan memur grubunun durumunu iyileştirmemeyi de doğru bulmuyoruz. Eğer bir iyileştirilme yapılacaksa tüm kamu çalışanların yararlanması gerekir. Tüm kamu çalışanlarının yoksulluk sınırında ücret alması gerekiyor. Şu anda açlık sınırında bile değiliz. Açlık sınırı 2 bin160 TL’dir. Konfederasyonumuz her ay düzenli araştırma yaptırıyor. Asgari ücret bin 610 TL’dir. Tüm çalışanların insani ölçekte yaşamı için en az yoksulluk sınırında ücret almaları şarttır. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı