Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ramazan Balkan
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

İZMİR; GAVUR VE FAŞİST-II – Kocatepe Gazetesi

Ramazan Balkan 23 Mart 2010 Salı 02:00:00
  Batı Anadolu’ya Rum Göçü.
Batı Anadolu’daki Türk nüfus üstünlüğünün sarsılması hatta ortadan kalkması, nüfus üstünlüğünün Rumlar lehine değişmesi, Rum nüfusun kıyıdaki şehirlerden içeriye doğru artması, Tanzimat Fermanı ve ardından yayınlanan Islahat Fermanı ile başlayan sürecin sonudur. “3 Kasım 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ve 28 Şubat 1856’da ilan edilen Islahat Fermanı’nın hazırlanmasında Avrupa’nın özellikle İngiltere’nin etkisi oldu. Her ikisinde de öncelikle Osmanlı Hıristiyanları (Rum ve Ermeni) ve Avrupa’nın çıkarları göz önünde tutuldu.
Bu fermanlarla “Hıristiyanlar yararına” genel iyileşme başlamış, o güne kadar Türklerin elinde bulunan tarım sektörü giderek Hıristiyanların eline geçmeye başlamıştır. Osmanlı ülkesinde Hıristiyanlar savaşlarda askere alınmadığından Hıristiyan nüfus artarken, dışarıdan Anadolu’ya Hıristiyan göçmenler doluşmaya başlamıştır.”
“Buna karşılık Anadolu’daki Türk nüfusu giderek azalıyor, Türk gençleri birbirini izleyen savaşlarda eriyordu. Türklerin elindeki çiftlikler, tarlalar verimden düşüyor, Türk çiftçisi giderek geriliyordu. Askerlik hizmeti çok uzun sürüyordu, 1839’da beş yıllık mecburi askerlik hizmeti konmuştu, bu beş yıllık süre savaşlar devam edince daha uzuyordu. Çocukları askere alınan Türk ailelerin toprakları işletilmeden kalıyordu. Yıllar sonra terhis olup köyüne dönen Türk gençleri; bozulmuş çiftlikler, ekilemeyip boş kalmış tarlalar, yoksullaşmış ve borca gömülmüş aileler buluyorlardı.
Bir daha eski düzenini kuramayan Türkler, babadan dededen kalma topraklarını üçe-beşe bakmadan elden çıkarmak durumunda kalıyorlardı. İngiltere’nin İzmir Konsolosu Charles BLUNT hükümetine sunduğu 28 Temmuz 1860 tarihli raporunda; “Elden çıkarılan Türk topraklarının alıcıları her zaman ya Rumlar ya da Ermeniler oluyor” demektedir. Hemen belirtelim ki; Türk köylüsünü eriten askerlik hizmetinden Hıristiyan tebaa muaftı.
Konsolos Charles BLUNT rakamlarda veriyor: 1830-1860 yılları arasında İzmir şehrinin Türk nüfusu 80.000’den 41.000’ne düşmüştü. Buna karşılık aynı dönemde İzmir’in Rum nüfusu 20.000’den 75.000’ne yükselmişti. Kıyı bölgeleri hızla Hıristiyanların eline geçerken, yayılma bölgelerini içerilere doğru genişletiyorlardı.”
Batı Anadolu’nun kalbi sayılan İzmir örneğinde olduğu gibi 1839 tarihinden itibaren Batı Anadolu sistemli bir Rum göçüne uğramış, 1860’lardan sonra nüfus üstünlüğü Rumlara geçmiştir. Tanzimat ve Islahat Fermanı sayesinde Hıristiyanlar; memuriyete alınma başka devletlerin koruyuculuğuna girme vb haklar elde ederek Osmanlı toplumunda ayrıcalıklı ve üstün konuma geçmişlerdi. Hıristiyanların arazi alımlarına kolaylıklar getirilmesi ile de Ege Adalarından, Mora’dan, Teselya’dan hatta Rusya’dan bile akın akın gelen Rum göçmenler Batı Anadolu’ya doluşmuştur.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER