• Haberler
  • Genel
  • İYİ Parti halk tarafından teveccühle karşılandı

İYİ Parti halk tarafından teveccühle karşılandı

Gazeteciler Mehmet Emin Güzbey, Sezer Küçükkurt, Ertuğrul Sevim ve Ömer Mazi'nin konuğu olan İYİ Parti Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun'a herkesin merak ettiği sorulara tek tek cevap verdi. 14 Mayıs tarihinde yapılacak seçimlerde İYİ Parti olarak Afyonkarahisar'da büyük bir başarıya imza atacaklarına inandıklarını söyleyen Avukat Olgun, 'İYİ Parti halk tarafından teveccühle karşılandı. Biz herkese hitap [&hellip]

Gazeteciler Mehmet Emin Güzbey, Sezer Küçükkurt, Ertuğrul Sevim ve Ömer Mazi’nin konuğu olan İYİ Parti Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun’a herkesin merak ettiği sorulara tek tek cevap verdi. 14 Mayıs tarihinde yapılacak seçimlerde İYİ Parti olarak Afyonkarahisar’da büyük bir başarıya imza atacaklarına inandıklarını söyleyen Avukat Olgun, “İYİ Parti halk tarafından teveccühle karşılandı. Biz herkese hitap ediyoruz”

Haber

Haber

Kocatepe, Türkeli, Odak ve Anahaber gazetelerinde aynı anda yayınlanan Seçime Doğu röportajlarının ilk konuğu olan Av Hakan Şeref Olgun gazeteciler Mehmet Emin Güzbey, Sezer Küçükkurt, Ertuğrul Sevim ve Ömer Mazi’nin sorularını yanıtladı. Olgun hakkında merak edilen tüm sorular soruldu. Her ne kadar bazılarında top çevirse de genelde tüm sorular cevaplandı.

Mehmet Emiz Güzbey: Siz depremden sonra 3 kez deprem bölgesine gittiğinizi söylediniz. Elbette televizyondan seyretmekle yerinde görmek aynı değil. Kayseri’ye geldim depremden sonra 3 gün uyuyamadım diyorsunuz. Deprem bölgesini gezerken sizden birisi bir talepte bulunmuş nedir bu talep?

Hakan Şeref Olgun: Depremin beşinci günü biz Hatay’a gittiğimizde bir avukat hanımın daha önce Ankara’da bir davada görüşmüştük. Aklıma o geldi. Dedim bir arayayım bakalım. Telefonu açtı, yeğenlerini kaybetmiş, abisini, eşini kaybetmiş, dayısını, yengesini kaybetmiş. Yapabileceğim bir şey var mı? Dedim. Birçok yakınını kaybetmiş, biz yaşıyoruz ama nasıl yaşıyoruz bilmiyorum bir köye sığındık ama başımızı sokacak bir yerimiz yok. Bize bir konteynır lazım bulabilirseniz seviniriz dedi. 24 kilometre çok yakın görünüyor ama saat olarak 4-5 saat gösteriyor. Yollar göçmüş ulaşmamız imkansız. Derhal bir çözüm bulmak için sormaya başladık. Benim bir müvekkilim vardı onu aradım İskenderun’da birisi var gidin selamımı söyleyin dedi. Muhammet Mısırlıoğlu başkanımla derhal oradan temin ettik ve ertesi gün gidip teslim ettik. O an var ya anlatamam çok mutlu oldum.

Ertuğrul Sevim: İyi Partiyi bir merkez partisi olarak konumladınız. İYİ Parti, MHP’den ayrılan Ülkücü hareketin önde gelen isimleri tarafından kurulmuş bir parti. AK Parti’yi İYİ Partinin yeneceğini söylüyorsunuz.

Hakan Şeref Olgun: Ben Ülkücülüğün hiçbir siyasi partinin tekelinde olduğuna inanmıyorum. Ülkücülük, ülkücülüğün gerekli esasları, normalde görüş olarak dünya görüşü olarak yatkın her insanın takip ettiği ilkelerdir. Başbuğumuzun söylediği söz herkes için geçerlidir. Ülkücülükte çocukluğumuz da ki eğitim yıllarında herkes hayatında yaşamıştır. Ben daha sonra avukat olduktan sonra Anavatan Partisi’nde de siyaset yaptım. Merkez partisinden kastım Anavatan Partisini neden benimsedim, o zaman dört eğilim iddiası vardı Sayın Özal’ın. Ben toplumdan yana olduğum için kendimi Anavatan Partisini konumlandırdım. Bu sebeple bizim İYİ Partimiz tabi ki MHP’den ayrılan arkadaşlarımızca kurulan bir parti ama geldiğimiz an itibarı ile zaten geçen seçimdeki aldığı oya bakarsanız MHP’nin aldığı oyu ikiye katladı.

Ertuğrul Sevim: Siz kendinizi ülkücü olarak görüyor musunuz?

Hakan Şeref Olgun: Tabi ki ben bu memlekete hizmet edecek milli manevi görüşlerin hepsine sahip bir insanım. Eğer Ülkücüyü bir şeyle konumlandırıyorsanız, istediğiniz Ülkücüyle de tartışırım yani aksi bir görüşü olan varsa. Bunu tek bir şeyle sınıflandırmaya gerek yok. Çünkü bu memlekete hizmet, bu memleketin milli değerleri, manevi değerleri bence her Türk insanın kabul etmesi gereken bir şey.

Mehmet Emin Güzbey: Siz kendinizi ne olarak tanımlıyorsunuz? Ülkücü olarak mı? Kemalist olarak mı?

Hakan Şeref Olgun: Milli, manevi değerlerine bağlı, Atatürkçü, Milliyetçi, Türk insanının milli manevi değerlerini sunan liberal, hukuku Savunan bir insanım.

Sizi Mafyamı finanse ediyor?

Sezer Küçükkurt: Sizinle ilgili eleştiriler geldiğinde en çok öne çıkan konu, müvekkillerinizle ilgili, ya da meslek hayatınızla ilgili. Sizinle ilgili mafya avukatı tabiri kullanılıyor. Mafyayla temasınız var mı? Hakan Şeref Olgun: Şimdi ben size şöyle izah edeyim. Bir doktora, bir hasta gittiğinde, doktor onun milliyetini yaşını, hırsız mı uğursuz mu ne bileyim PKK’lı mı, terörist mi, insan mı diye sorma hakkı var mı? Doktorlar Hipokrat yemini eder, Avukatlar olarak bizde baroda ruhsat verilmeden yemin ederiz. Biz hukuka, adalete bağlı kalıp sadece işin hukuki yönünü biliriz. Ülkemizde de mevcut kanunlara göre her insanın hukuk önünde adalet önünde savunma hakkı vardır. Avukat deyince suçluyu da alıp suçsuz yapacak hali yok. Bunu genel anlamda anlattım. Benim şahsıma bakarsanız ben bu mafyadan ne kast edildiğini bilmiyorum ancak benim çalışma sistemim itibariyle şuan ki ofislerimde ki, departmanlarda işlerimin % 80’i, % 90’ı ticari davalar. Ben şirkette müşavirlik yapıyorum. Ceza davası var mı ceza davam da var. Ben avukatım, işime bakarım alırım anlaşırsam. Mafyadan ne kast edildiğini anlamıyorum.

Sezer Küçükkurt: Suça bulaşmış isimler.

Hakan Şeref Olgun: Zaten suçsuz adamın avukatla ne işi var, hiçbir suçu işlememişiz

Sezer Küçükkurt: Masum bir insan beni bu davadan kurtar diye de gelebilir?

Hakan Şeref Olgun: Hayır suça bulaşmış diyorsunuz da, masum bir insanın suça bulaşıp bulaşmadığını o davanın sonunda mahkeme verecek. O derdini anlatacak, savcı derdini anlatacak hakim karar verecek. Hakim kararını verdikten sonra zaten gene avukata gerek yok. var.

Ömer Mazi: Tecavüzcüsü de olsa avukata ihtiyaç var o yasal bir şey. Peki sizin seçim çalışmalarınız finans eden o tarz suç örgütünde ki kişiler olabilir mi? Konunun bir taraftan öyle bir finans ettiği konusunda iddialar var?

Bu iddiaları rakip görenler çıkartıyor

Hakan Şeref Olgun: O suç örgütü insanı ne yapacak yani. Arkadaşlar ben şimdi bu Afyonkarahisar’a geldim siyasete girdim, bu sözler şunları itiraf edeyim bu lafı çıkaran benim kendi partimde ki aday adaylığını düşünüp de beni kendisine rakip olarak gören bir abimizin çıkardığını biliyorum ben. Ben daha bugüne kadar bunu kendisine dahi söylemedim. Allah razı olsun çok iyi reklamımı yaptı beni tanıyana da tanımayana da tanıttı. Bu yönden bana katkısı oldu

Ertuğrul Sevim: Sizin hakkınızda bu suçu isnat eden kişi genel başkana da şikayet eden kişi sizi bu şekilde tanıtmış oldu.

Hakan Şeref Olgun:  Kendisine teşekkür ediyorum, seçimden sonra davet ederseniz ben onunla da görüşmek isterim.

Ömer Mazi: Kim bu abi?

Hakan Şeref Olgun:  Seçimden sonra söyleyeyim, çağırın teşekkür edeyim.

Ömer Mazi: Ama hiçbir isim söylemediniz ki zaten. Daha öncede de isimler sorduk. Güzbey’in dediği gibi ortada top çevirip duruyorsunuz.

Hakan Şeref Olgun:  Ben kendisini fazla öven bir insan değilim, benim çok merak ederler vergi dairesinden benim yıllık vergimi çıkarırlarsa hiç kimseye ihtiyacım olmadığını görürler.

Oflu Ahmet Kim?

Ömer Mazi: Mesela Oflu Ahmet diye birisi varmış. Kim bu şahıs?

Hakan Şeref Olgun: Oflu Ahmet kimmiş abi ne iş yapıyormuş.

Ömer Mazi: İstanbul’da suç örgütü deniliyor.

Hakan Şeref Olgun: Şimdi Oflu Ahmet dediğimiz arkadaş biz kuruluş yıldönümü yaptık Afyon’da. Cengiz Kurtoğlu benim müvekkilimdi. 20 yıllık müvekkilim. Ben onun çok hukuki konularını yapmışımdır. Ben siyasete girince oda sağ olsun dedi ki Hakan ben biliyorsun Reisle yakınım ama ben sana bir vefa borcum var, sen dostumsun bana ihtiyacın olduğu her an yanındayım dedi. Bizim arkadaşlar dediler ki biz partiye bir kuruluş yıldönümü yapalım sen bize bir sanatçı bul. Benim aklıma da Cengiz abi geldi. Dedim abi böyle bir şey yapacağız burada yeminle söylüyorum bir kuruş para almamıştır. Benim hatırıma buraya geldi kendisi zaten Artvinli. Oflu Ahmet dediğiniz arkadaşın da İstanbul’da iş yeri var. Kendisi minibüse onu da almış. Gel beraber gidelim. Kaldı ki beni de başka bir yere götürürdü gel Hakan beraber gidelim der. Bu insanın adı İstanbul’da Oflu Ahmet diye geçer. Burada adam bizim bir ilçe yöneticisinin yanına oturmuş tanışmışlar, ben Oflu Ahmet demiş. Oflu adına Of nüfusa kayıtlı herkes suç mu işliyor şuan da. 3 tane bakan Sayın Cumhurbaşkanımızın kurduğu hükümette geçmiş ve mevcut 3 tane bakan Ofluydu.

Ertuğrul Sevim: Yani siz diyorsunuz li ben Oflu Ahmet’in arkadaşı değilim, Cengiz Kurtoğlu’nun arkadaşıyım.

Hakan Şeref Olgun: Bakın benimde arkadaşım, Cengiz abiyle çok eski dostluk var arada. Afyon’da ismini vermeyeceğim başka birileriyle de sürekli gelip gider görüşür Oflu Ahmet ne var bunda. Ailesinin yaptığı iş inşaatçılık. İnşaatçılık yapıyor adamlar. Müteahhitlik yapıyor adamlar.

Sezer Küçükkurt: Onlarca aday adayı var, haliyle siyasette bir insan olarak da dikkat çekiyorsunuz. Birisi Cengiz Kurtoğlu’nu getirebiliyor diyor, Oflu Ahmet ile dostluğu var, İstanbul’da sermayeli adamlarla muhabbeti var diyorlar.

Hakan Şeref Olgun: Avukatım ne yapayım insanlarla muhabbet etmemeyim mi, adam bana vekalet vermiş aman biz seninle konuşmayalım küs duralım. Bizim Afyon’da ki bazı arkadaşlar duyarsa bunu yanlış anlar mı diyeyim. Sen yazını yaz bende sana yazıyla cevap mı vereyim diyeyim. Şimdi benim ofisimde 9- 10 tane avukat çalışıyor, 9-10 tane avukat bir o kadar da yardımcı personel çalışıyor. Belli bir üst gider var şimdi bu insanlar çalışıyor bunu ödemem için benim bu insanların maaşlarını giderini aksatmamam için tabi ki Avukatlık yapacağım.

Benim pasaporta ihtiyacımız yok

Sezer Küçükkurt: Peki yeşil pasaportta dokunulmazlığa ihtiyacınız var mı? Bunun için mi aday oldunuz?

Hakan Şeref Olgun: Yeşil pasaportum var zaten. Ankara anlaşması ile rahmetli Özal’ın zamanında yapılan bir anlaşmadan dolayı İngiltere’de oturum kartım var. Pasaporta gerek yok ben kimlik kartıyla giren çıkan bir insanım. Ben ne yapacağım pasaportu bende 3 tane pasaport var.

Ömer Mazi: Pasaporttan ziyade dokunulmazlık.

Hakan Şeref Olgun: Benim dokunulmazlığa neden ihtiyacım olsun? Ben bu yaşa gelmişim. 32 yıllık avukatım 12-13 yılı Afyon Barosundaydım geri kalanı İstanbul Barosundayım. Hayatımda soruşturma dahi geçirmeyen bir avukatım. Benim dosyamı burada ki arkadaşlar da açabilir, İstanbul’da ki arkadaşlar da isterseniz vekalet veririm gider bakarlar. Ben barolarda hakkında bir tane soruşturmam yoktur.

Sezer Küçükkurt: İstanbul’da ki dostlarız demişler ki Hakan bey dokunulmazlığı kazandı bizim işlerimizde lazım olacak demişler böyle bir şey var mı?

Hakan Şeref Olgun: Benim hiçbir dostum öyle bir şey söylemez. Benim zaten öyle hiçbir dostum da yok dokunulmazlığa ihtiyacı olan. Öyle bir İnsan da benim dostum olamaz. Bakın Afyon’da beni eleştirmek isteyen, beni yıpratmak isteyenler oturup hırsız diyemiyorlar, hain diyemiyorlar, PKK’lı diyemiyorlar. Ancak böyle şeyler üretiyorlar. Bugünden diyorum ki meslek hayatını bile artık çocuklara bırakıp da niye milletvekili aday adayı niye oldum? Afyon’a hizmet etmek için oldum. Ben bugüne kadar da hiçbir illegal işim olmaz. Bakın ben avukatım ben aklıma yatan davayı alırım, hukuk adamıyım hukuken buyum. Bizim partimizin genel merkezinde çok sevdiğim dostum ismini vermeyim şuanda başka bir divandadır. Bir gün sohbet ederken dedi ki o arkadaş benim dışımda üç kişiyi karıştırmış bakın Ertuğrul bey biliyor bazı şeyleri. Bizim öyle bir mesleğimiz var ki dedi çamurun ortasına atsan tertemiz çıkarsın biz avukatız bizim işimiz avukatlık dedi.

Bugüne kadar ne kadar harcadınız?

Sezer Küçükkurt: Bugüne kadar hesap tuttunuz mu? Ne kadar harcama yaptınız?

Hakan Şeref Olgun:  Tabi ki ben sınırsız para sahibi bir insan değilim. Siyaset için elbette bir bütçe düşündüm. Parayla milletvekilliği olsa dördünüzün de vicdanına sunuyorum şu Afyon’da bana kalır mı milletvekilliği. Parayı verdik milletvekilliği fırsatı verilse bana kalır mı?

Hakan Şeref Olgun: Soruyorum Afyon’da yaşıyorsunuz. Yani sadece parayı verdik milletvekilliği olunacak. Ben bir Afyonlu olarak ben çıktığım her işe şüpheyle gitmem, ben kafama koyduysam sonuna kadar gitmem lazım. Hayat felsefem bu, hiçbir şekilde ben sözümü lafımı sakınmam. Benim anladığım Afyon’da ki gelenek şu. Bakın benim birinci amacım İYİ Parti’yi 1. Parti yapmak. Sayın genel başkanımızın da başbakan olmasını sağlamak. İki sene önce üye olduğumda ertesi günden itibaren yarın seçim olacak gibi çalıştım, benim yaptığım bu ben başka bir şey yapmadım arkadaşlar.

Siyasette ne gerekiyorsa yapıyorum

Ertuğrul Sevim: 3-4 milyon TL harcadınız galiba diye sorulduğunda bu para ne ki İstanbul’da 1+1 daire bile etmez dediğiniz doğru mu?

Hakan Şeref Olgun: O konuşmadan 15 gün önce arkadaşım dedi ki: “Orada bir proje başlamış, gel şuraya bakalım da şartlar uygun olursa yatırım amaçlı. Bende biraz geri kalmışım olaylardan çünkü hep Afyon’da olduğum için İstanbul fiyatlar uçmuş. Gittik 1+1 daire alacağız kadın dedi ki “Nasıl 1+1” bizde en ucuzu olduğunu söyledik. “Bizim fiyatlar 13 milyondan başlıyor” diye cevap verdi. Bende orada onu anlatmaya çalıştım. Her şeyi bu kadar büyütüyoruz ama olan yerde para var. 1+1’in en küçüğü 13 milyon, geçen gün sordum 20 milyon dediler. Yani elbette bir para harcıyoruz. Siyaset yapıyoruz bunun için ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyorum. Cemiyette 2 saat beni soru yağmuruna tuttular. En son şöyle bir soru geldi. Seçim stratejiniz ne? Bende söyleyemem dedim. O biraz bozulur gibi yaptı. Şu kadar söyleyeyim seçim başladığında adaylar belli olduğunda nasip olur bende milletvekili adayı olursam diğer adaylar beni takip edeceğim derken seçim bitecek dedim.

Mustafa Enis Arabacı bize güç verdi

Mehmet Emin Güzbey: Arabacı ile ilgili ben bir şey söyleyeyim. Ben köşe yazımda Ronaldo dedim. O yazının içerisinde de İYİ Parti İl Başkanı yanında bir İYİ Partiliyle birlikte restoranta geldi. Ben ilk defa Milletvekili aday adayı olan biri İl Başkanıyla başka birini vekil adayı yapmak için gittiğini görüyorum.

Hakan Şeref Olgun: İl Başkanımız bana 3 ay önce Mustafa Beyle görüşüyorum. Partiye katılmaya niyeti var. Bende süper partiye güç verecek kim varsa alalım. Daha sonra dedi ki senle görüşelim, tanışalım denildi. Seve seve gittim. Mustafa Enis Arabacı ile samimiyetim yoktu ama mesleğinde başarılı bir kişidir. Kendisine de sordum. Biz ancak sizin partiye gelmenizden güç alırız, mutlu oluruz dedim. Çokta memnunum. Rozeti takıldı. Particilik böyledir. Mustafa Enis Bey’in haberinden sonra 50 kişi aradı. Seninle uğraşır dediler. Bende benimle neden uğraşsın dedim. Önce biz parti olarak ekip olacağız. Konu budur. Partimize geçmesinden çok mutluyum.

Sezer Küçükkurt: Muhammet Beyin İl Başkanı olmasında katkınız oldu mu? Partide Çay-Bolvadin ekibi var mı?

Hakan Şeref Olgun: İYİ Parti’de Çay-Bolvadin ekibi diye bir şey yok. Afyonkarahisar ekibi var. Ben Muhammet Başkanı da çok severim. Bir gün Çay’da bayramın 3’üncü günü Muhammet Başkan aday olmuş. Kendisine baskı yapıyorlarmış. Bana “Abi aday olacağım” dedi. Bende kendisine, “Senin için ne yapabilirim” dedim. Ben şöyle bir insanım, dostum için inandığım şekilde her şeyi yaparım. Paçalarımı sıvadım, bana verilen isimler ile tek tek görüştüm, rica ettim.

Bayramlaşmaya gitmesi doğru değil.

Mehmet Emin Güzbey: Çay’da bir bayramlaşma var siz ona tepki gösterdiniz nedir olay?

Hakan Şeref Olgun: Ben geçmişte siyaset yapan bir insan olarak devletin valisi ilçelerde bayramlaşma düzenleyip oraya iktidar partisinin milletvekillerini alarak gidilmesi doğru bulmuyorum. Partilerin bayramlaşma hakkıdır. Milletvekilleri gider parti binalarında ilçenin tespit edeceği kahvehanelerde bayramlaşabilirler. Ama bir bayramda resmi programla kaymakamın, emniyetin, jandarmasının önlemiyle karşılanması bana ters geldiği için doğru değil.

Sezer Küçükkurt: Eğer nasip olursa sizin döneminizde böyle mi olacak? Yani Vali ile birlikte bayramlaşmaya gider misiniz?

Hakan Şeref Olgun: Sayın Vali devletimizin temsilcisidir. Giderim Sayın Valimizin bayramını kutlarım daha sonra Vali ile işim olmaz. Gider teşkilatım ile halkımla bayramlaşırım. Biz geçmişte de böyle gördük. Böyle bir şey yok. Adalet ve Kalkınma Partisi devlet partisi diye bu yüzden diyorlar.

Mehmet Emin Güzbey: Karşınızdaki listelerde, partilerde kimlerin rakibiniz olmasını istersiniz?

Hakan Şeref Olgun: Mehmet Bey, ben siyasi stratejimde karşı partinin adayının A-B veya C olmasında gördüğüm bir şey yok. Benim bir planım yok. Ben Afyonkarahisar’a bakıyorum. Hiçbir zaman geriye bakmıyorum. Ben diğer adaylar ne yapmış? Daha öncede Gazeteciler Cemiyeti ziyaretimde söyledim. Ben o adayları takip edeceğime onlar beni takip etsin. Ben diğer adaylarını düşünürsem kendi planlarımı hayata geçiremem.

Tüm İlçelerde 1. Olacağız

Ertuğrul Sevim: Sahayı dolaşıyorsunuz İYİ Partinin İl Başkanı ve siz Afyon’da çok milletvekili çıkaracağınızı söylüyorsunuz. İYİ Parti’nin 1’inci olduğu ilçe var mı?

Hakan Şeref Olgun: İYİ Parti’nin 18 İlçede 1’inci parti çıkacağını iddia ediyoruz. Bizim hedefimiz odur. Önceki seçimleri hatırlıyor musunuz? Hiç inanan var mıydı Adalet ve Kalkınma Partisinin 6 milletvekili çıkacağına, ben o seçimleri çok iyi hatırlıyorum. ANAP’ın 1983 olduğu gibi. 1999 MHP, DSP seçimi, 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisinin seçimi. Bakın ben bu seçimde böyle bir sonuç bekliyorum. Çünkü DİP dalgayı biliyorum, insanların aklındaki düşünceyi biliyorum, benim inancım 2023 yılı seçimlerinde İYİ Parti aynı şekilde olacak. Bu sözümde iddialıyım. Seçimden sonra tekrar sizinle görüşürüz inşallah. 18 ilçede 1’inci olacak ilçeyi gösteriyorsunuz ama 18 ilçede 1’inci parti olacağız.

Sezer Küçükkurt: Sizin çizdiğiniz bu tabloya göre 3 milletvekilliğinden daha fazla olacak iyi partiden 18 ilçeden birinci çıkarsa?

Hakan Şeref Olgun: Ben bir sayı belirtmeyeyim sonuçla beni de yanıltabilir belki biz hepsinde kazanabiliriz. O yüzden biz bir sayı belirtmeyelim seçimden sonra. Yüksel ihtimalle diyorum. Çünkü yeni bir siyasi vizyon yeni bir lider. İyi parti halk tarafından teveccühle bulundu. Herkese hitap ediyor. Bunu herkes dillendiriyor yalnızca ben değil.

Sezer Küçükkurt:  İYİ Parti’nin İttifaktan ayrıldığı süreçte geri dönmesinin iyi partiye faydası olmuş mudur? Zararı mı oldu?

Hakan Şeref Olgun:  İYİ Parti ittifaktan hiçbir zaman ayrılmadı. Masadan ayrılması istendi. Yani masadan kaldırıldı. 6 kişiden 5 lider başlangıçta bir anlaşma olduğu, ittifak ile adayının belirleneceği, ittifak demek ne demek? 6 kişiden bir kişi bile istemezse o karar çıkmayacak demektir. Zaten genel başkanımız orada kimse adına blok koymamıştır. Kendisi de söyledi dedi ki; “bakın arkadaşlar Türkiye’yi geziyorum. Halktan ismi çıkına bir iki kişi daha var. Gelin bir anket yaptıralım onun sonucunda karar verelim.” Tabi oradaki diğer 5 siyasi lider yanaşmayınca bu ne demektir? Sen kalk git demektir.

Ömer Mazi: 13 defa toplanılmış, 1 yılı aşkın bir süredir bekledikleri tek şey var. Cumhurbaşkanı adayının kim olduğu. 6 partinin ortak evet diyeceği bir isim bulmak mucize gibi bir şey. O nedenle 6 liderin altısının da evet deme şansı var mı?

Hakan Şeref Olgun:  Sayın Genel Başkanımızda hayır dememiş ki zaten. Kendisi açıkladı, 2 tane büyükşehir belediye başkanı var. Bunların isimlerini ben her gittiğim yerde duyuyorum. Bir anket yapalım yalnızca 1 hafta sürer ona göre karar verelim.” Demiş.

Sezer Küçükkurt: Sohbetin başında da dediğiniz gibi parlementer sisteme geçtiğimizde de bunları yaşayacak mıyız? 1 adayı 13 ayda 13 toplantıda mı belirleyeceğiz?

Hakan Şeref Olgun: Kesinlikle hayır. Bizim parlamenter sistemle yönetildiğimiz zamanlarda onda da aksaklıklar vardı. Bu sisteme neden geçildi? Daha hızlı çalışılsın ve daha kolay karar alınsın diye. Bu sistem gördü ki daha zor işledi. Bizim ülkemiz daha önce de parlamenter sistemi yaşadığı için onun tüm aksaklıklarını giderecek şekilde şuan anayasa metinlerinin çalışmasının taslakları hazır.

PROJEMİZ, TASLAĞIMIZ HAZIR DİYORUZ

Sezer Küçükkurt: Yeni cumhurbaşkanlığı sistemi referandumda ve sandıktan çıkıp geldi. Şimdi ittifak diyor ki biz parlamenter sisteme geçeceğiz, bununla ilgili yeni bir referandum mu olacak yoksa bu seçim referandum sonucu olarak mı kabul edilecek?

Hakan Şeref Olgun: Şimdi şöyle anayasada nasıl değişim yapılacağı bellidir. Belirli bir çoğunluğa ulaştığınızda TBMM’ye gerek yok. O günkü şartlarda Adalet ve Kalkınma Partisinin ve Milliyetçi Hareket Partisinin referandumsuz değiştirme imkanı olmadığı için o şekilde çıktı ve referanduma gitti.

Ömer Mazi: Şimdi şöyle bir şey var. Hükümet demek devlet demek değil. Biz yeniden devletin fabrika ayarlarına dönmesini sağlamalıyız. Son yaşanan o masandan kalkma olayı zaten yaşanabilecek en büyük sorun oydu. Bununda hepsini kendisine bir ders çıkarttığına inanıyorum. Bundan sonra sıkıntı olacağını kendi adıma düşünmüyorum en azından. Bu konuda sizin yaklaşımınız nedir?

Hakan Şeref Olgun: Bu konuda size katılıyorum. Hani deniyor ya 6’lı masa bu kadar toplantıyı niye yaptı diye. Hiç birşey konuşmayıp sadece aday konusu olsaydı asıl kriz orada çıkardı. Millet ittifakı seçimi kazandı, bir gün sonra TBMM göreve başladı tüm hazırlıklarını tamamladı şuan da metinlerinde anlaşma sağladı. Duymayacağız ondan sonra sormayacağız şu kanun gidiyor siz destekleyecek misiniz? Önergeler millet ittifakının tamamıyla ittifakı ile veriliyor. Dolayısıyla geçmiş 12 toplantıda bunlar yapıldı. Bunlar görmezden gelinmedi. En son adaylığa geldiğinde kriz yaşandı o da çözüldü. Başka bir şey yok.

Mehmet Emin Güzbey: Aslında şimdi kamuoyunda, diğer televizyon kanallarında da aynı konu var bizde de konu buraya geldi. O zaman şöyle bir şey mi olmuş oluyor, bu ittifak iktidara geldi de, Başkan Yardımcılarının hukuki pozisyonunu sorgular hale geldik. Önce seçim bitsin.

Hakan Şeref Olgun: Millet ittifakı neden yola çıktı? Bu seçimi kazanmak ve bu takdirde de neler yapabileceğini anlattı. Millet ittifakı başarılı olamazsa tüm bunların bir anlamı kalmaz. Ama biz diyoruz ki, millet ittifakı çoğunluğu sağladığı anda planımız, projemiz, taslağımız hazır diyoruz. Ondan sonra oturup bir çalışma yapacağız demiyoruz.

Bakmadan Geçme