“İyi insan olmadan iyi hakim ve savcı olamazsınız”
AKÜ İbrahim Küçükkurt konferans salonunda gerçekleştirilen etkinliğe Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fatih Serdar Köken, Afyonkarahisar Barosu Başkanı Av. Turgay Şahin, AKÜ Hukuk Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Hasan Hüseyin Bayraklı ile birlikte öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.“GÜLÜMSEMEK BEDAVA”Hukuk Zirvesinde ilk konuşmayı yapan Afyonkarahisar [&hellip]
AKÜ İbrahim Küçükkurt konferans salonunda gerçekleştirilen etkinliğe Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fatih Serdar Köken, Afyonkarahisar Barosu Başkanı Av. Turgay Şahin, AKÜ Hukuk Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Hasan Hüseyin Bayraklı ile birlikte öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
“GÜLÜMSEMEK BEDAVA”
Hukuk Zirvesinde ilk konuşmayı yapan Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, öğrencilere tavsiyelerde bulundu. Hayata atıldıktan sonra araştırma ve okumaya çok fırsatın olmadığını ve bu yüzden imkan oldukça öğrencilere kendilerini geliştirmelerini tavsiye eden Çelenk, şöyle konuştu:
“Hayat sizi rutinin içerisinde sürükleyip götürüyor. Bu dönemde hayata kendinizi hazırlama anlamında yapmak istediğiniz tercihlerinizi hızlıca hayata geçirmeye çalışın. Okulu bitirdikten sonra gerçekten kendinizi yetiştirmeniz ve hayatınıza yeni şeyler katmanız çok kolay değil. Tam bir hayat koşuşturmasının ortasına düşüyorsunuz. Bir işi en iyi yapmak ve o işin en iyisi olmak önemli şeyler tabii ama bunları yapmak için de iyi insan olmanız gerek. İyi insan olmadan, iyi karakterli olmadan iyi hoca olamazsınız, iyi hâkim ya da savcı olamazsınız, iyi tüccar olamazsınız. Her şeyden önce iyi insan olmak, güzel ve ahlaklı insan olmak, iyi bir donanımla hayata atılmak önemli şeyler diye düşünüyorum. Adil olmak kadar adil görünmek de önemlidir derler, sizin sınav kâğıtlarınızı okuyan hocalarınızın adil olmadığını düşünüyor iseniz ve sizlerde böyle bir intiba bıraktıysa o hocanın kendi alanında ne kadar iyi hoca olduğunun sizin için bir önemi olmaz. Bu da iyi insan olmaktan, kendisini iyi yetiştirmekten geçiyor. Kendinizi iyi insan olma noktasında yetiştirin, kaybedecekseniz de öyle kaybedin. Tarsus’a başsavcı olarak atandıktan sonra öğretmenevinde kalıyordum. Çıkışta öğretmenevinin müdürü tanışmak için geldi, konuştuk. ‘Siz başsavcı olarak atanmışsınız ama siz gülüyorsunuz. Başsavcı ya da hâkim gülmez ki’ dedi. Bu gülümsemek, tebessüm etmek bedava. Sadaka gibi. Cebinizden para çıkmadan sadaka sevabı aldığımız bir şey, niye kimseden sakınayım dedim.”
“KALPLERE DOKUNUN”
Vatandaşa adaleti hissettirmenin önemine değinen Çelenk, mesleğe ilk başladığı dönemde yaşamış olduğu anısını öğrenciler ile paylaştı.
Çelenk şunları kaydetti: “Bir gün bir davada hakime hanım vatandaşa sesini yükseltti. Vatandaşın boynunun yere düştüğünü gördüm. Ben de fırsat kollamaya başladım, diğer tarafa bağıracağım. Bugün olsa yapar mıydım bilmiyorum, belki haddimi aştım, mesleğimin başlarıydı. O fırsat da geldi ve ben de karşı tarafa çıkıştım ve o vatandaşın başının düştüğü yerden kalktığını gördüm. Ertesi gün mesaiye geldiğimde o vatandaşın beni ziyarete geldiğini gördüm. Kendini tanıttıktan sonra ‘Hakime hanım bana bağırdığında bu mahkemenin ayarlanmış olduğunu düşündüm. Beni burada aşağılıyorlar, rencide ediyorlar, kararı da karşı tarafın lehine verecekler diye düşündüm. Ama siz karşı tarafa çıkışınca bu mahkemenin adil bir mahkeme olduğunu anladım’ dedi. Yaptığımız iş ne olursa olsun, insan faktörü, insana doğru hitap etme, onun kalbine dokunma işi olduğunu unutmamalıyız. Ben böyle bakıyorum ve mesleğimi de böyle icra etmeye çalışıyorum.”
“HUKUK TOPLUMA UYARLANMALI”
Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fatih Serdar Köken ise Türkiye’de binlerce hukukçu olmasına rağmen günümüzde yürürlükte olan kanunların ve yargılama maddelerinin yurtdışından alınmış olması ile ilgili sorulan soruyu cevapladı. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, bir savaşın içerisinden çıkıldığına dikkat çeken Köken, “Hayatımızın her alanında bir sistem oturtulmaya çalışılıyordu o dönemde. Yeni bir şey kurmak da kolay değil, bir düzen oturtulması gerekiyor. Batı medeniyetine de daha yakınlaşmak adına, çevredeki güzel örnekler alınarak kendi toplumumuza ve sistemimize uydurmak istenmiştir. Aslında amaç ve niyet çok güzel ancak uygulamada bir takım sıkıntılar yaşanıyor. Mercedes araçlarda Renault’un dizel motoru kullanılmıştır. Çünkü Renault çok güzel bir motor yapmıştır, Mercedes de yeni bir motor yapmakla uğraşmak yerine bunu kendi arabasına daha uygun halde, daha sesiz ve verimli noktaya getirerek onu dizayn etmiştir. Bizler de İtalya’dan, İsviçre’den çeşitli hukuk sistemlerini almışız ancak bunları kendi toplumsal sistemimize tam olarak uyarlayamamışız.” diye konuştu.
Etkinlik öğrencilerin sorularının cevaplanmasının ardından Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fatih Serdar Köken ve Afyonkarahisar Barosu Başkanı Av. Turgay Şahin’e plaket takdim edilmesi ile sona erdi.
“HUKUK FAKÜLTELERİNDE KALİTE DÜŞTÜ”
Hukuk fakültesi sayısının fazlalaşması ile birlikte mesleğe başlayan hukukçuların hepsinin çok iyi donanımda olmadığını ve kalitenin azaldığını da kaydeden Köken, “Hukuk fakültesi sayısının fazla olması; hâkim, savcı ve hukukçu sayısının fazla olması bizlerin de kendi içimizde tartıştığımız bir nokta. Maalesef birçok ilde üniversite olması ve her yerde hukuk fakültesi olması kaliteyi arttırmıyor. Kaliteyi arttırmak için de insan odaklı gidilmesi lazım, bunun için de iyi hukukçuların yetiştirilmesi lazım. Herkesin kendisini mesleki anlamda yetiştirmesi lazım. Bunlar olmadığı için de sayı artıyor ancak verimlilik artmıyor” dedi.
“İNSANLARIN ÖNÜNDEKİ BARAJLAR KALKTI”
Afyonkarahisar Barosu Başkanı Av. Turgay Şahin ise ideal toplum düzeni için herkesin uzlaşma içinde yaşaması gerektiğini belirtti. Eskiden insanların mahkemelere gitmeden önce olayları kanaat önderleri ya da mahalle büyükleri vasıtasıyla çözdüğünün altını çizen Şahin, “Burada avukatlar, savcılar, davalılar, davacılar hâkimlerin karşısında eteğimizdeki taşları döküyoruz. Silahların eşitliği uyarınca da hareket ediyoruz, hükmü adil olan hâkimden bekliyoruz. Mahkemeler, yargılamalar çok fazla ideal bir şey değil. Bizim ütopya dediğimiz toplumda hastalıklar yok, çatışmalar yok, kavgalar yok, mahkemeler de yok. İnsanlar çatışmıyor ve haklarına razılar, adı üstünde ütopya bu. Yeryüzünde buna ulaşmak için çaba gösteriyoruz ama dolayısıyla mümkün değil” dedi. Şahin, “Mahkemelere gelen dosya sayısı her geçen gün artıyor. İnsanların önündeki barajlar kalktı artık. Eskilerden kanaat önderleri, mahalle büyükleri aralara girer ve büyümesini engellerdi olayların. İnşallah bu düzeni tekrar inşa ederiz, toplumsal doku kendini tamir eder, bize iş düşmeyen ve ütopyada hayal edilen, kimsenin kimseyle kavgasının olmadığı bir ortam olur.” ifadelerini kullandı.