“İstiklal Marşı cephede okunmak için yazıldı”

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Mehmet Akif Ersoy Düşünce Topluluğu tarafından düzenlenen konferansta İstiklal Marşı Derneği Konya Şube Başkanı Başkanı Durmuş Küçükşakalak İstiklal Marşı’nı değerlendirdi

Konferansın açılış konuşmasını yapan Mehmet Akif Ersoy Düşünce Topluluğu Başkanı Mustafa Yavuz Turna, “Davası büyük olanın düşmanı da yaman olur. Osmanlı da bunun en canlı örneğiydi. Cihan devleti olarak gittiği her yere huzur, barış, hak ve adaleti götürdü. Dünyaya nizam verdi. Fakat her yükselişin bir inişi, her devletin bir ömrü vardır. Osmanlı hızla inişe geçti. Emperyalist odaklar Osmanlı’yı yıkmaya karar verdiler ve koskoca bir ümmet yok olma sürecine sokuldu” dedi.
AKİF, MEHMETÇİYE DİK DURMA
KARARLILIĞINI ÖĞRETTİ
Turna, tam da böyle bir ortamda vatanın korunarak sahip çıkılması gerektiğini söyleyen kişinin Mehmet Akif Ersoy olduğunu belirterek, “İşte ülkemizin varlık yokluk tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı yıllarda vatanın korunması, ona sahip çıkılması gerektiğinin farkına varan, milletine ümit verip çıkış yolunu gösteren öncü bir şahsiyet vardı. O da Mehmet Akif’ten başkası değildi. Akif’in samimi ve gür sesi, toplum nazarında büyük yankı uyandırmış, yaşadığı büyük çalkantılara rağmen milletimiz ümit ve azmini yitirmemiştir. O hep ‘cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz’ diyerek halka ve Mehmetçiğe dik durma kararlılığını öğretmiştir” diye konuştu.
DEVLET YOKKEN İSTİKLAL MARŞI VARDI
Daha sonra söz alan İstiklal Marşı Derneği Konya Şube Başkanı Durmuş Küçükşakalak ise İstiklal Marşı’nın törenlerde veya programlarda okunmak üzere yazılmış bir marş olmadığını söyledi. Küçükşakalak, “Eğer bir devlet marşından, bir milli marştan bahsediyorsak bu ne için yazılır diye baktığımızda devlet kurulur ve birileri yazar, bestelenir ve bu milli marş olur. İstiklal Marşı, dünyada böyle olmayan tek marştır. Çünkü İstiklal Marşı, 12 Mart 1921’de kabul edilmiştir. Cumhuriyet ise 29 Ekim 1923’te ilan edilmiştir. Yani ortada henüz bir devlet yokken İstiklal Marşı vardı. İstiklal Marşı resmi törenlerde okunmak için yazılmadı. Cephede okunmak için yazıldı. Sıradan bir marş değil, şanlı Türk tarihini anlatan bir marştır İstiklal Marşı. Bizim dernek olarak ana hedefimiz bu düşünceyi topluma yaymaktır” diye konuştu.
İSTİKLAL MARŞI LATİN
HARFLERİYLE YAZILAMAZDI
İstiklal Marşı üzerine birçok yanlış anlaşılmalar olduğunu kaydeden Küçükşakalak, “Mesela bunlardan bir tanesi İstiklal Marşının latin harfleriyle yazıldığının sanılması. İstiklal Marşı, Kuran harfleriyle yazıldı. Ona Osmanlıca denmez, Türkçe denir. O harfleri adlandıracaksak da bunlar Kuran harfleridir. Latin harfleriyle İstiklal Marşı yazılamazdı. Ne kafiye düzeni, ne aruz ölçüsü, ne seslerin ahengi, ne de tınısı, Kuran harfleri olmasaydı tutturulamazdı” ifadelerini kullandı.
2 GÜNDE YAZILDI
Küçükşakalak şunları söyledi: “İstiklal Marşı ile ilgili medyada dolanan bir iddiaya göre İstiklal Marşı 571 kelimeden ve bin 453 heceden oluşuyormuş. Bu külliyen uydurmadır. Güya 571 Peygamber Efendimizin doğum tarihine, 1453 ise İstanbul’un fethine denk geliyormuş. Bu doğru değil. İstiklal Marşının cephede okunmak için yazılmış olması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm varlığını İstiklal Marşı’na borçlu olduğunu gösterir. İstiklal Marşı’nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bir borcu yoktur. Mehmet Akif bu marşı önce yazmaya yanaşmamış olsa da daha sonra Hamdullah Suphi’nin çabalarıyla yazmaya razı oldu.” Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’nı 2 günde yazdığını da ifade eden Küçükşakalak, İstiklal Marşı gibi bir eserin normal şartlar altında 2 günde yazılmasının mümkün olmayacağını söyledi.
İKİ ÖZNELİ BİR
YAPI SÖZ KONUSU
İstiklal Marşı’nı dikkatli okunması halinde öznenin sürekli değiştiğinin görülebileceğini ifade eden Küçükşakalak, “Tek bir özne üzerinden gitmez. İstiklal Marşı��nda şizofrenik bir hal vardır. Ben ve sen olarak her iki kıtada bir özne değişir. ‘Korkma’ der. Orada gizli özne sensindir. İki kıta böyle devam eder. Sonra ‘ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım’ der ve özne ben olur. Her iki kıtada bir özne değişir. Burada en az iki ağız var demektir. Bu durumun nedeni Mehmet Akif marşı yazmayı kabul ettiğinde o gün Meclis’te kimseyle konuşmaz. Ne yapacağını bilmez. Ertesi günün sabahında Konya Mebusu Vehbi Efendi’nin söylediğine göre Vehbi Efendi, Akif’in Tacettin Dergâhındaki odasına girdiğinde duvardan mahcubiyetle bir dörtlüğü sildiğini görür. Buradan yola çıkarak İstiklal Marşı, Mehmet Akif’in rüyasında şehitlerle yaptığı bir diyalogdur” diye konuştu.
İLK SÖZÜ ALAN ŞEHİTLERDİR
Küçükşakalak şunları belirtti: “İstiklal Marşı’nda ilk sözü alan şehitlerdir. ‘Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’ lafı korkan bir adama söyleniyor. Mehmet Akif ya da Ankara’da bulunan zevat niye korkuyor? Yunan ordusu Polatlı’ya kadar gelmiştir. Meclisi Konya’ya mı yoksa Sivas’a mı taşısak diye tartışılan bir ortamda İstiklal Marşı’nı yazmıştır. İlk iki kıta şehitlere ait bir ibaredir. Bundan cesaret alan Mehmet Akif ‘ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım’ diyerek devam eder. Özne değişir. Sonra tekrar sözü alır ve ‘arkadaş yurdumu alçaklara uğratma sakın, siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın’ diyerek devam eder. İstiklal Marşı şehitlerle şehit oğulları arasında bir mukabeledir.”
AKÜ öğretim elemanı ve öğrencilerinin katıldığı konferans, katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından sona erdi. (Kocatepe Haber Merkezi)