İstiklâl Harbi’nin karargâhı, gözümüzün önünde
Afyonkarahisar, Zafer Haftası’nın haklı gururunu yaşıyor. Zafere ulaşan stratejilerin belirlendiği binası ise, gözümüzün önünde duruyor Cumhuriyet’in kazanıldığı topraklar olan Afyonkarahisar, Milli Mücadele’nin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün savaş karargâhına ev sahipliği yapıyor. Bugün ismi Zafer Müzesi olarak belirlenen tarihi bina, Atatürk’ün yanı sıra İsmet İnönü, Fevzi Çakmak ve Tevfik Bıyıklıoğlu’nu ağırladı. AFYON’UN İLK BELEDİYE BİNASI1913-1915 [&hellip]
Afyonkarahisar, Zafer Haftası’nın haklı gururunu yaşıyor. Zafere ulaşan stratejilerin belirlendiği binası ise, gözümüzün önünde duruyor
Cumhuriyet’in kazanıldığı topraklar olan Afyonkarahisar, Milli Mücadele’nin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün savaş karargâhına ev sahipliği yapıyor. Bugün ismi Zafer Müzesi olarak belirlenen tarihi bina, Atatürk’ün yanı sıra İsmet İnönü, Fevzi Çakmak ve Tevfik Bıyıklıoğlu’nu ağırladı.
AFYON’UN İLK BELEDİYE BİNASI
1913-1915 yılları arasında Saitoğlu Mehmet Sait Efendi tarafından Ermeni ustalara yaptırılan bina, Afyon’un ilk Belediye binası olma özelliğini de taşıyor. Bina, Anadolu işgal edildiğinde İngiliz, Fransız ve İtalyan işgal kuvvetlerinin komutanlarına, ayrı ayrı zamanlarda karargah oldu. Afyonkarahisar’ın 27 Ağustos 1922 günü saat 17:30’da 8’inci tümen 189’ncu alay tarafından alınmasından sonra, Mustafa Kemal Atatürk’ün Kocatepe`den inerek, arabasıyla Afyonkarahisar’a geldiği ve bu binada kaldığı ve bu binanın Garp Cephesi karagahı ilan edildiği biliniyor. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönü kendilerine ayrılan ayrı ayrı odalarda bu binada kaldılar ve kaldıkları bu odalar kendi adlarına ayrılarak düzenlendi. Zafer Müzesi, 30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Muharebesi’nin planlarının yapıldığı ve taarruz emrinin verildiği bina olarak kayda geçti. (Kocatepe)
TÜRK’ÜN HAKİKİ HALAS GÜNEŞİ, TULÛ EDECEKTİR
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, eski belediye binası olan Zafer Müzesi’nde kaldığını şöyle anlatır: 29-30 Ağustos gecesi sabaha karşı garp cephesi Hareket Şubesi Müdürü Tevfik Bey bermutat o saate kadar muhtelif karargâhlardan ve her taraftan gelen raporlara göre harita üzerinde tespit ve işaret ettiği vaziyeti umumiye yi cephe kumandanı İsmet Paşa’ya göstermiş ve o da derhal Paşaya göster emri ile Tevfik Bey’i yanına göndermişti. Karahisar’da Belediye dairesinde bana tahsis olunan odada yatmakta idim. Beni uyandıran Tevfik beyin gösterdiği haritaya baktım. Hemen yataktan fırladım. Arkadaşlar Haritada gördüğüm şey şu idi ki: Ordularımız düşman kuvayı mühimmesini şimalden, Cenupten, garpten ihataya müsait bir vaziyet olmuş bulunuyordu. Şu halde tasavvur ettiğimiz ve azami netayiç temin edeceğini ümit ettiğimiz vaziyetler tahakkuk ediyordu. Derhal Fevzi ve İsmet Paşaları çağırınız dedim, üçümüz toplandık vaziyeti bir daha mutelâa ettik, ve katiyetle hükmettik ki Türk’ün hakiki halas güneşi 30 Ağustos sabahı ufuktan bütün şa’şaasiyle tulû edecektir.