İstifa edilmesi de denetim de şart

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Burcu Köksal ve Parti Meclisi Üyesi Gülizar İçeri Karaca düzenledikleri basın toplantısında, tecavüz faciası sonrası Aile Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, ve ismi geçen vakıf yöneticilerinin istifa tasarrufunda bulunmalarına yönelik düşüncelerini açıkladılar.
İSTİFA ERDEMLERİN EN BÜYÜĞÜ
CHP Parti Meclisi Üyesi Gülizar İçeri Karaca, başta Aile Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu olmak üzere vakıf yöneticilerinin istifalarının hem erdem göstermek hem de yapılana karşı duydukları rahatsızlığın göstergesi olacağını söyledi. Lüzumu halinde istifanın erdemlerin en büyüğü olduğuna değinen Karaca şöyle konuştu: “İstifa aynı zamanda sorumluluğu üstlenmek ve görevini yerine getirememiş olmaktan dolayı halktan dilenen özür anlamına gelir. Sayın Bakanın istifa etmeyi bir kenara bırakın koltuğunu sağlamlaştırmak için bir mücadele verdiğini görüyoruz. Ensar Vakfı’nın arkasında bu kadar büyük bir güç varken yöneticilerinin istifa etmeleri iyi niyetli bir bekleyiş olur. Hem vakıf yöneticilerinin hem de o vakfı korumak, kollamak adına 45 çocuğun tecavüzüne göz yumup, görmezden gelen Sayın Bakan’ın istifası toplumda bu anlamda ciddi bir karşılık bulacaktır. Elbette istifa etmelerini bekliyoruz. Ama açıkça ifade ediyorum ki, bunu beklemek iyi niyetli bir bekleyişten öteye geçmeyecek. Sayın Bakan’ın konuşmalarının çarptırıldığı iddialarına bizler ve insanlarımız gülüp geçti. Çünkü Sayın Bakan 78 milyonun izlediği bir televizyon kanalında açıkça ifade de bulundu. Sayın Bakan açık ve net şekilde, ‘Bir defa bu olayın olması hizmetleri ile öne çıkmış bu vakfı karalamanın bahanesi olamaz.’ demiştir.”
VAKIF İSMİNİN İLK KARIŞTIĞI OLAY DEĞİL
CHP Milletvekili Burcu Köksal, Ensar Vakfı’nın Türkiye’de bu olayın ortaya çıktığı bir örnek olduğunu dile getirdi. Bu tür olayların yaşandığı evler ve yurtların sayıca 10 binin bulunduğu tahmininin yürütüldüğü aktaran Köksal şunları söyledi: “Çorum’da 2008 yılında benzeri bir olay yaşanmış. Rize Ensar Vakfı Şube Başkanı da böylesi bir olay nedeniyle tutuklandı. Vakıf ve dernek evi yurtlarının hiçbir denetimi yok. Esasen bunların bir denetimden geçmesi lazım. İlköğretim çağındaki çocukların okutulması, yetiştirilmesi görevi Milli Eğitim Müdürlüğüne aittir. Özellikle yoksul ailelerin çocukları bu tür vakıf ve yurtlar tarafından alınıp yetiştiriliyor. Vakıf, dernek ya da yurtların böyle bir şeyi yapmaya yetkileri yok. Ailelerinden alınan çocuklarımız hangi mevzuata, hangi yasaya göre yetiştiriliyor? Milli Eğitim Bakanlığı ne işe yaramaktadır? Ben bunu sorguluyorum. Ensar Vakfı’nda bu yaşanmış ama bu tür olayların yaşandığı ev ve yurdun sayısı 10 binin üzerindedir. Hepsi kayıt dışıdır. Hiçbir denetime tabii değildir. O yurtlarda neler yaşandığını, çocuklarımızın nelere maruz kaldıklarını hiçbirimiz bilmiyoruz. Ancak bir böyle ortaya çıkarsa öğrenebiliyoruz. Ortaya çıktığında da kimse bunu kabullenmek istemiyor.” Haber Burcu Aydın