'İstanbul'a Kesintisiz Su Vermek İçin Akıllı Bir İşletme Elzemdir'
Orman ve Su İşleri eski Bakanı Veysel Eroğlu, 22 Mart Dünya Su Gününü kutladı. Eroğlu, bakanlık görevleri öncesinde ve sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıyla birlikte susuzluktan Kerbela'ya dönen İstanbul'un susuzlukla mücadelesinde başarılı olduklarını belirtti. Eroğlu, 'Kadim İstanbul'umuza kesintisiz su vermek için bilgi, tecrübe, şevk ve heyecan ile akıllı bir işletme elzemdir.' dedi.
60’ncı Hükümet Çevre ve Orman Bakanı, 61. 62. 63. 64. ve 65. Hükümet Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle “Aziz İstanbul’umuzun Susuzluktan Kurtuluşunun Destanı” konulu açıklama yaptı.
“1994 ÖNCESİ İSTANBUL’A ÇEVRE FACİASI YAŞATTILAR”
“Bütün aziz İstanbullu’ların 22 Mart Dünya Su Günü’nü gönülden kutluyorum.
Su gibi aziz olunuz.” diyen Eroğlu, “İstanbul daima suyla yoğrulmuş bir şehirdir. Ancak tarih boyunca şehre su temini hep önemli bir mes’ele olmuştur. Kısacası İstanbul, tarih boyunca suya hasret kalmıştır. İmparatorlar ve padişahlar İstanbul’un su mes’elesiyle bizzat ilgilenmişlerdir. Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul’un su mes’elesini çözmesi için Mimar Sinan’ı bizzat vazifelendirmiştir. Dolayısıyla İstanbul’un su mes’elesini günümüz esasında değil, geçmişle birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. Yani insan hafızası unutkandır. Özellikle 30 yaşının altındaki İstanbulluların daha iyi bilmesi için 1994 öncesini hatırlamakta fayda vardır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; Büyükşehir Belediye Başkanı olmadan yani 1994 öncesinde şehri çevreleyen çöp dağları ve açıktan akan lağım suları yüzünden İstanbul kirlilikten geçemiyordu. En kalabalık caddelerde bile çöp dağları oluşmuştu. Haliç adeta bir lağım çukuruydu. Hiçbir canlı yaşamıyordu. İstanbul; susuzluk, kanalizasyon sularının doğrudan sokaklardan ve derelerden akması, çöp dağları ve Haliç’in lağıma dönmüş durumu yüzünden yaşanamaz bir şehir haline gelmişti. Şehri bu hale getiren malum zihniyetin bugün çıkıp konunun uzmanıymış gibi konuşması şaşkınlığa sebep olmaktadır. İstanbul’u çevre felaketiyle yaşanamaz bir hale getiren malum zihniyet yüzünden, yabancı ülkeler İstanbul’da bulunan Konsoloslarına çevre tazminatı adı altında ödeme yapıyorlardı. Gazeteler, şehrin kirli havası ve pis kokusu sebebiyle promosyon olarak gaz maskesi dağıtıyorlardı.” dedi.
“İSTANBUL’UN SUSUZLUKLA MÜCADELESİ BAŞARIYLA SONUÇLANDI”
Prof. Dr. Veysel Eroğlu, 1994 yılından önce İstanbul nüfusunun 6,5 milyon olduğunu, şehrin nüfusunun yılda takriben 400.000 artarken, buna bağlı olarak içmesuyu ihtiyacının arttığını belirtti. Eroğlu, “Bu duruma rağmen o zamanki idarecilerin su kaynaklarını zamanında geliştirememesinden dolayı mevcut kaynaklar yetersiz kalıyordu. İSKİ Skandalı diye tabir edilen skandal aslında şehri yönetemeyen malum zihniyetin skandalıdır. 1994 öncesi İstanbul’u yönetemeyenler susuzluktan şehri Kerbela’ya çevirmişti. Musluklardan günlerce su akmadığı için vatandaşlar semtler arası mekik dokuyordu. Kadınlar ellerinde bidon ve kovalarla su tankeri yolu gözlüyordu. Mahalle aralarında benzin satar gibi su satış istasyonları kurulmuş, İstanbullular parayla su almak için su satış istasyonları kuyruğuna girmişlerdi. Şehirde su turizmi başlamıştı. İstanbulluların en büyük arzusu ‘Haftada bir gün verilecek suya razıyız ama hangi gün verileceğini bilmek.’ idi.” ifadelerine yer verdi.
“SAYIN ERDOĞAN’IN BAŞKAN SEÇİLDİ 27 MART 1994 MİLATTIR”
Orman ve Su İşleri eski Bakanı Veysel Eroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 27 Mart 1994 tarihi, İstanbul ve İstanbullular için bir milat olduğunu belirtti. Eroğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilince beni de İSKİ Genel Müdürü olarak vazifelendirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ, malum zihniyetin yaşanılamaz hale getirdiği şehri, Dünya’nın en güzel ve en yaşanılabilir şehri haline getirmiştir.” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL’UN İÇMESUYU MES’ELESİNİ KÖKÜNDEN ÇÖZDÜK”
Eroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “5 Mayıs 1994 Cuma günü İSKİ Genel Müdürü olarak vazifeye başladım. Tecrübem ve yaptığım çalışmalar neticesinde 1 Ocak 1995 saat 8.59’da su kesintisine son vereceğiz dedik ve bunu başardık. 7 Dereden 7 Tepeye suyu ilettik. Istranca derelerinin ilk barajı olan Düzdere Barajının temelini 21 Temmuz 1994 tarihinde yeniden attık. Çünkü ihale edilmiş fakat malum zihniyetin skandalı sebebiyle hiçbir ilerleme kaydedilmemişti. En küçük baraj olan Düzdere’de sadece bir oda büyüklüğünde dolu savak inşa edilmişti. Diğer 6 derenin projesi dahi yoktu. 1995 yılında Istıranca Dereleri Projelerinin 1. Kademesini teşkil eden; Düzdere, Kuzulu Dere ve Büyükdere Barajlarını; 1997 ile 2000 yılları arasında da 2. Kademeyi teşkil eden; Elmalıdere, Sultanbahçedere, Kazandere ve Papuçdere Barajlarını hizmete aldık. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde İSKİ’nin yürüttüğü çalışmalar ile 7 dere 7 tepeyle buluşturulmuş ve yıllık 235 milyon m3 su şehre getirilmiştir. İSKİ ayrıca 1996 yılında Şile Keson kuyularını ve 1998 yılında da Sazlıdere Barajını hizmete alarak yıllık 85 milyon metreküp su daha devreye alınmıştır. 1994 yılından 2019 yılına kadar 25 yılda İstanbul’a muazzam içmesuyu yatırımları yaptık. İSKİ Genel Müdürlüğü olarak 600 adet tesis hizmete aldık. İstanbul’a sürekli su vermek için bütün tesisler mükemmel olsa dahi yetmez. Kadim İstanbul’umuza ve burada yaşayan aziz kardeşlerimize kesintisiz su vermek için bilgi, tecrübe, şevk ve heyecan ile akıllı bir işletme elzemdir. Bu vesileyle bütün vatandaşlarımızın 22 Mart Dünya Su Gününü gönülden tebrik ediyor, Aziz İstanbulluları hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Su gibi aziz olunuz.”