• Haberler
  • Genel
  • İstanbul'un Unutulmuş Tarihinin Tanığı Arap Cami

İstanbul'un Unutulmuş Tarihinin Tanığı Arap Cami

İstanbul, tarih boyunca farklı kültürlerin ve medeniyetlerin izlerini taşıyan yapılarıyla benzersiz bir mirasa sahiptir.

Bu yapılar arasında, kökeni ve hikâyesiyle dikkat çeken Arap Camii, İstanbul’un en ilginç ibadethanelerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Beyoğlu ilçesine bağlı Galata semtinde yer alan bu cami, geçmişten günümüze farklı dinî kimliklere ev sahipliği yapmış ve değişen mimari anlayışlarla yeniden şekillenmiştir.

ARAP CAMİİ’NİN KÖKENİ VE TARİHİ DÖNÜŞÜMÜ

Arap Camii’nin yapılışı hakkında iki farklı rivayet bulunmaktadır. İlk rivayete göre, bu yapı İstanbul’daki ilk cami olma özelliğini taşımaktadır. 717 yılında, Emevi komutanlarından Mesleme bin Abdülmelik tarafından Bizans kuşatması sırasında inşa edilmiştir. O dönemde Konstantinopolis’i fethetmeyi amaçlayan Müslüman ordular, Galata’yı ele geçirerek burada bir mescit inşa etmişlerdir. Ancak, Bizans ile yapılan bir anlaşma sonucu, Müslüman orduların geri çekilmesiyle yapı yeniden kiliseye dönüştürülmüştür.

İstanbul'un Unutulmuş Tarihinin Tanığı Arap Cami

İkinci rivayete göre ise Arap Camii, aslında Orta Çağ Avrupası’nda sıkça rastlanan Gotik tarzdaki kiliselerden biriydi. 1200’lü yıllarda, Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Kudüs yerine Konstantinopolis’i ele geçiren Katolikler, Galata bölgesinde Aziz Pavlus’a adanmış bir kilise ve yanında Dominikan Tarikatı’na ait bir manastır inşa ettiler. Bu yapı daha sonra San Paolo ve San Domeniko isimleriyle anılmaya başlandı.

İstanbul’un 1453 yılında Osmanlı egemenliğine geçmesiyle, Fatih Sultan Mehmet bu kiliseyi camiye çevirdi. 1475 yılında, İspanya’dan sürgün edilen Endülüs Arapları’nın bölgeye yerleştirilmesiyle cami “Arap Camii” olarak anılmaya başladı. Caminin Araplarla özdeşleşmesinin nedenlerinden biri de, minareye dönüştürülen çan kulesinin, Şam’daki ünlü Emeviye Camii’nin özgün minaresine benzer bir yapıya sahip olmasıdır.

İstanbul'un Unutulmuş Tarihinin Tanığı Arap Cami

MİMARİ YAPISI VE ZAMAN İÇİNDE GEÇİRDİĞİ DEĞİŞİMLER

Arap Camii, İstanbul’un fetih öncesinden kalan tek Gotik kilise yapısı olma özelliğini taşımaktadır. Yüksek ve sivri külahlı kare planlı minaresiyle dikkat çeken cami, etrafını saran modern beton binalar arasında bile fark edilebilmektedir. Gotik mimari unsurların bazıları zaman içinde değişime uğrasa da, dikkatli bir göz, geçmişin izlerini yapı üzerinde hala görebilir.

Osmanlı döneminde, camiye eklemeler ve onarımlar yapılmıştır. III. Mehmed, I. Mahmud’un annesi Saliha Sultan ve II. Mahmud’un kızı Adile Sultan caminin bakımına büyük önem vermiştir. Bu dönemde hünkar mahfili, sebil, çeşme ve şadırvan gibi yapılar eklenmiştir. Özellikle Saliha Sultan’ın yaptırdığı onarım sonrasında, caminin iç düzeni büyük ölçüde değişmiş, mihrabı ve mahfilleri barok ahşap tasarımlarla yenilenmiştir.
1913-1919 yılları arasında gerçekleştirilen kapsamlı restorasyon çalışmalarıyla cami büyük bir değişim geçirmiştir. Bu dönemde avlu duvarı yıkılarak caminin genişletilmesi sağlanmış, yeni bir son cemaat mahalli eklenmiş ve zemin altında kalan yüzü aşkın Latin soylusunun mezar taşları İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne taşınmıştır. Ayrıca, mihrabın yanında yer alan "Mesleme’nin Çilehanesi", "Arap Baba Merkadi" ve çevrede bulunan sahabelere ait olduğu iddia edilen bazı mezarlar, caminin İslami kimliğini daha da güçlendirmiştir.

İstanbul'un Unutulmuş Tarihinin Tanığı Arap Cami

ARAP CAMİİ’NİN GÜNÜMÜZDEKİ ÖNEMİ

Bugün Arap Camii, hem tarihi hem de mimari özellikleriyle İstanbul’un en ilgi çekici ibadethanelerinden biri olmaya devam etmektedir. Yüzyıllar boyunca farklı inanç topluluklarına hizmet etmiş olan bu yapı, geçmişin izlerini taşıyan bir tarihî belge niteliğindedir. İster Bizans dönemi kilisesi, ister Osmanlı dönemi camisi olarak değerlendirilsin, Arap Camii İstanbul’un kültürel zenginliğinin en önemli örneklerinden biridir.
Günümüzde ibadete açık olan cami, özellikle tarihi mirasla ilgilenen ziyaretçilerin ve araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Arap Camii, İstanbul’un çok kültürlü geçmişini anlamak ve şehrin farklı dönemlerde nasıl bir değişim geçirdiğini görmek açısından büyük bir önem taşımaktadır.

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme