• Haberler
  • Genel
  • İslamiyet sömürgecilikle yok edilmeye çalışılıyor

İslamiyet sömürgecilikle yok edilmeye çalışılıyor

“İslamcılık ve İslami Hareketler” başlıklı seminerde konuşan Araştırma Görevlisi Abdülkadir Macit, siyasi ve askeri olarak batının sömürgecilik faaliyetleri ile İslamiyet’i yok etme çalışmalarını günümüzde de devam ettirdiğini söyledi Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İslami İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Abdülkadir Macit tarafından hanımlara mahsus olarak “İslamcılık ve İslami Hareketler” başlıklı seminer verildi. Seminerde İslam anlayışı ve bu [&hellip]

İslamiyet sömürgecilikle yok edilmeye çalışılıyor

“İslamcılık ve İslami Hareketler” başlıklı seminerde konuşan Araştırma Görevlisi Abdülkadir Macit, siyasi ve askeri olarak batının sömürgecilik faaliyetleri ile İslamiyet’i yok etme çalışmalarını günümüzde de devam ettirdiğini söyledi

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İslami İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Abdülkadir Macit tarafından hanımlara mahsus olarak “İslamcılık ve İslami Hareketler” başlıklı seminer verildi. Seminerde İslam anlayışı ve bu doğrultuda ki tarihi süreç mercek altına alındı.
MÜSLÜMANLIK SORUMLU OLMAKTIR
AKÜ İslami İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Abdülkadir Macit, Peygamber Efendimiz (SAV) Hz. Muhammed’in “Unutmayın yediğiniz nimetin de üzerinize yüklediği bir sorumluluk vardır. Unutmayın yediğinizden de, altında gölgelendiğiniz vakitten de hesaba çekileceğiz.” sözlerini örnek vererek konuşmasına başladı. Macit, Resulullah’ın bu ifadesi ile günümüz insanının içinde bulunduğu şartların kıyas edildiğinde hamd ve şükür edilerek kişilerin üzerinde ki sorumluluğu hissedecekleri pek çok nimet içerisinde bulunulduğunu kaydetti. Macit, düzenlenen etkinlikler, dersler ve birlikteliklerin kişilerin birbirine karşı olan sorumluluklarını hatırlatma noktasında bir anlam kazanması gerektiğine işaret etti.
TARİHSEL SÜRECİ İYİ BİLMEK GEREK
“İslamcılık ve İslami Hareketler” konusunun yoğun içerikli olması nedeniyle konuyu genel hatlarıyla anlatacağını belirten Abdülkadir Macit, incelenecek hareketin, fikriyatın ya da insanın öncelikle belli başlı özelliklerinin bilinmesi gerektiğini hatırlattı. Macit; “İslamcılık denildiğinde tarihsel durumu bilmek zorundayız. İslamcılar, İslami Hareket Önderleri olarak tarif ettiğimiz kişileri ortaya çıkaran tarihsel durum ne idi? Bunu bilmek konuyu anlama noktasında bizler için önemlidir. Bu insanların beslendikleri fikri kaynaklar ne idi? Hangi kaynaklardan beslenerek fikirlerini ve mücadelelerini ortaya koydular? O dönemin entellektüel, politik veya aktivist hareketlerinin ortalama profilleri ne idi? Bunu bilmek durumundayız. Bu insanların amaçları ve mücadele sebeplerinin neler olduğunu bilmek durumundayız.” dedi.
YAYILMA HIZLI VE
GENİŞ ALANA
Araştırma Görevlisi Abdülkadir Macit, İslamiyetin Peygamber Efendimiz (SAV) merkez olmak üzere günümüze kadar altı zirve dönem geçirdiğini belirtti. Bunlardan üçünün bölge itibariyle Araplar’ın ortaya koyduğu devletler olan Emeviler, Abbasiler, Endülüs Emevi Devleti olduğunu aktaran Macit; “Bakınız Efendimizden (SAV) sonra o kadar hızlı ve geniş bir yayılma sağlanmıştır ki biz Kanuni ile beraber Fransa’nın kuşatılarak feth edilme teşebbüsünün olduğunu biliyoruz. Ama esasen Fransa daha Hulefa-i Raşidin döneminde, Hz. Osman’ın döneminde bugünkü Afrika coğrafyası dediğimiz Mısır, Etüyopya, Cezayir o bölgenin fethinden sonra Cebelitarık’ın geçilerek İspanya’nın feth edilmesi Emeviler dönemine denk gelmektedir. Oralarda kurulan Endülüs Emevi Devleti ile daha Efendimizden bir asır geçmeden Fransa’ya yüz kilometreye yakın bir feth hareketi olduğunu görüyoruz.” diye konuştu.
BİRİ YIKILIR DİĞERİ
YÜRÜYÜŞÜ SÜRDÜRÜR
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Anadolu coğrafyasından Batı’ya Balkanlar üzerinden yürünmesi ile İslamiyetin hızlı bir yayılma sürecine girdiğini belirten Macit, İslamın günümüze kadar Emeviler, Abbasiler ve Endülüs Emeviler’i ile birlikte zirve dönemini yaşadığını söyledi. Abbasiler’in çözülmesi ile beraber Türkler’in öncülük yapmış olduğu üç zirve medeniyeti inşaa edecek Müslümanlar’ın varlığına dikkat çeken Macit; “Memlüklüler Moğallar’ı durduran İslam dünyasının içerisinde bulunduğu kabusu tekrar müreffeh bir ortama dönüştüren konum icra edeceklerdir. Daha sonra Selçuklular’la İslam ve Müslümanlar yücelecek, en son Osmanlılarla beraber Müslümanlar Efendimizden (SAV) beri ortaya koymuş oldukları en yüce devletlerini inşaa edeceklerdir. Bu sıralamaya baktığımız zaman Emevi yıkılmıştır ama Abbasi olarak hemen kurulup yürüyüşünü kaybetmemiştir. Abbasi çözülmüştür ama Endülüs Emevi Devleti İspanya coğrafyasında devam etmiştir.” şeklinde konuştu.
ŞU ANKİ DÖNEM
DAHA SANCILI
Memlüklü Devleti tarih sahnesinden çekildiğinde Selçuklular’ın daha ileriye ulaşan bir hareketi çıkardıklarını söyleyen Abdülkadir Macit, Selçuklular’ın tarih sahnesinden silindiklerinde Osmanlı ile beraber Müslümanlar’ın tekrar zirve dönemi geçirdiklerini ifade etti. Macit; “Ancak Osmanlı’nın yıkılması ile beraber İslam dünyası hala şoklarını yaşamaya devam ettiğimiz işgalin, sömürünün, kendi arasında ki savaşların dozajını arttıracak düzeyde devam eden bir yapı içerisinde olduğunu görüyoruz. O yüzden daha sancılı geçiyor şu anki dönem. İslam tarihi boyunca Müslümanlar bu altı zirve dönemi oluştururken kendi dışında üç temel kendi dışında ki nimetler ve medeniyetlerle karşılaşmıştır. Sezai Karakoç’un ‘Yitik Cennet’ kitabı okunmalıdır. Orada Karakoç der ki; ‘İnsanın bir nefis ve şeytanla mücadelesi vardır. Şüphesiz ki devletler de insanlardan müteşekkül olan yapılardır. Elbette devletlerin de şeytanları olacaktır. Devletlerin de düşmanları olacaktır.’ Dolayısıyla İslam’ın insanların biraraya getirdiği bir yapı olarak mücale verdiği 3 büyük rakip olmuştur İslam tarihi boyunca. Bunu ilk Abbasiler döneminde başlangıç itibariyle Efendimiz (SAV) hayatında Roma ve Sasani ile olan mücadele de görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
İLMİ KARŞILAŞMAYA GAZALİ AYARI
Bizans’ın can damarına ulaşan bir hareketin ardından İstanbul’u kuşatan bir hareket sonucu Bizans’ın da tarih sayfalarından çekileceği bir noktada işlediğini aktaran Macit; “Abbasiler döneminde Müslümanlar’ın karşısına çıkan en önemli karşılaşma eski Roma-Yunan geleneğinin ilmi, felsefi karşılaşmadır. Müslümanlar eski Yunan ve Roma ile karşılaştıklarında bir sendeleme geçirmişlerdir. Ancak üzerlerine bastıkları inanç, ibadet, din sağlam muhkem olduğu için bu karşılaşmada ki durumu aşarak çıkmışlardır. Eski Yunan-Grek geleneği ile ilgili tercüme faaliyetleri yapmışlardır. Onların yalnışlıklarını dile getirmişler, doğrularını almışlardır. Endülüs daha da önemlisi Abbasiler dönemi Yunan ve Roma dönemine ilmi bir karşılamşa olmuştur. Gerek savaşlarda gerekse siyaseten Müslümanlar üstündür. Sürekli bir futahat hareketini görüyoruz. Ama ilmi karşılaşma da 7. asırda İslam dünyası bu tartışmalardan felsefi ve kelami tartışmalarla çıkmıştır. Bugün itibariyle bu karşılaşmadan İslam dünyasında felsefe, kelam bu tartışmaların ortaya çıktığnı görüyoruz. Bu tartışmaların İslam’a ve Müslümanlar’a verdiği zararı karşımıza en önemli şahsiyet olarak İmam Gazali ile o felsefe geleneğinin bizim sahih İslam geleneğine, ilim geleneğine verdiği zararı İmam Gazali ortaya koyduğu eseri İhya-yu Ulumiddin ve diğer eserleriyle ilmi karşılaşmayı bir noktada durdurmuştur. İslami ilimlerin ihyasını sağlamıştır.” ifadelerine yer verdi.
YOK ETME SİLAHI SÖMÜRGECİLİK
Abdülkadir Macit, Avrupa’nın 18. asıra gelmeden Osmanlı’nın toprakları olan özellikle Hint, Ortadoğu ve Balkanlar coğrafyasından başlayarak Osmanlı’yı gün ve gün sıkıştıran bir hareketin içinde oluduğunu belirtti. Macit şöyle konuştu: “Mısır’ın, Cezayir’in, Tunus’un, Süveyş kanalının, Hint coğrafyasının dikkat edilirse 18. asırda başlayan bu işgaller, 19. asır ortasına gelindiğinde İslamiyet’in Osmanlı’nın üzerinde durduğu en önemli şehirlerin işgali ile birlikte devam eden bir süreci görüyoruz. Bu durum 1914 yılına gelindiğinde koca Osmanlı’nın üzerinde 20 milyon kilometrekareye hükümettiği Osmanlı’nın işgali ile neticelenir. Batı ile olan karşılaşma bütün alanlarda olan karşılaşmadır. Siyasi ve askeri olarak batı sömürgecilik faaliyetleri üzerinden İslamiyet’i yok etmeye çalışmıştır. Bugün de devam ettiği üzere.” >> Burcu AYDIN’ın haberi

Bakmadan Geçme