Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İSLAM’DA İHLAS-SALİH AMEL VE RİYA

Muharrem Günay 24 Mayıs 2010 Pazartesi 03:00:00
  Yine hemen hemen her devirde Saltanat sahipleri ve padişahlar dini ve din alimlerini kullanmışlar, kendi işlerine yarayacak şekilde fetvalar verdirmişlerdir. Bu fetvaları vermeyen, Sultanlara ve Padişahlara alet olmayan nice İslam alimleri hapishanelerde çürümüşlerdir. Mesala “En büyük İmam“ diye ün salan İmamı Azam hapishanelerde sırf sultanların emrine girmediği için çile çekmiştir.
Cumhuriyet döneminde de din hemen her devirde siyasi ve maddi çıkarlar için kullanılmıştır. Hatta “kendi partisine oy vermeyenleri patetes dininden olmakla suçlayan, zekatı falan partiye vereceksin, vermezsen zekatın kabul olmaz” diyen siyasi partiler çıkmıştır. Yine yıllardır “Başörtüsü Meselesi” ni istismar ederek, bu meseleyi samimi olarak çözmek yerine, çözümsüz kalmasına neden olup bu yönden siyaseten beslenen ve dini siyasi çıkar vesilesi yapıp bundan siyasi çıkar sağlayan partiler olmuştur. Yine bazı finans kuruluşu ve şirketlerin Avrupa’da ve Türkiye’de halkın dini duygularını istismar ederek para topladığı ve halkımızı dolandırdığı bilinmektedir. Sözgelişi bunlar Avrupalı işçilerimizi .”Yarın torunlarınız :” Dedelerimiz bu fabrikaları bizim için kurmuşlar“ diyerek sizlerle iftihar edecekler” diyerek kandırmışlardır.
Bu gruplar ve bu anlayışa sahip siyasetçiler bir taraftan halkı bu şekilde kandırırken kendileri lüks ve israf içinde bir yaşantı sürmekte, versaceden giyinip, üçyüz-beşyüz milyarlık mersedeslere binmektedirler. Onların İslam’a aykırı olan bu tutum ve yaşantıları çok yazı ve eleştiri konusu olmaktadır.
Yine bu siyasiler ve cemaatler dinin asılından ve özünden uzaklaşarak İslamı görünüşe ve şekle indirgeyerek bir “ŞEKİL VE GÖSTERİŞ MÜSLÜMANLIĞI”nın türemesine neden olmuşlardır. Hâlbuki Sevgili Peygamberimiz bu konuda da “Muhakkak ki ,Cenab-ı Hak, sizin suret ve mallarınıza değil, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar” buyurmuştur. (Ahmed, Müslim ve İbni Mace’den nakil, İhyau Ulumi’d-Din cilt:4, sayfa:625) (Son)
Amel-İ Gayrı Salih-Salih Olmayan Amel
Adamın biri Hazret-i Peygambere gelerek:
-Ey Allah’ın Peygamberi! Yarın kurtuluş nice olacaktır? Diye sordu. Resululah (A.S.) ona şu ce-vabı verdi:
-Amelinde Allah’a karşı hile yapmadığın takdirde..
Adam:
-Allaha karşı nasıl hile yapabiliriz?
-Resulullah(a.s.)
-Allah’ın emrettiği ile amel edip Ondan başkasının övgü ve hoşnutluğunu arzu etmen. Allaha karşı hile düşünmendir.
Resululullah (a.s.) devamla:
-Şirkten (Allah’a eş ortak koşmak) sakının. Çünkü riya da bir çeşit şirktir. Riyakar kimse kıyamet günü bütün mahlukatın önünde şu dört sıfatla çağrılacaktır: Ey inkarcı, ey ahdini bozan, ey zararda kalan! Amelin zayi olmuştur. Bu gün sana bir nasip yoktur. Amelini kimin için yaptınsa karşılığını da ondan iste ey hileci!
Hadisi rivayet eden Cebele diyor ki : “ O sahabiye sordum:
-Allah için söyleyin, siz bu hadisi bizzat Hazreti Peygamberden mi duydunuz?”
-Evet, Allah’a yemin ederim ki bizzat ondan duydum “
Yapılan ibadetler, Allah rızasını kazanmaktan uzaklaşır, gösterişe ve riyaya kaçarsa, Allah’ın rızasına uygun olmayan bu türlü söz, fiil ve davranışlara “amel-i gayri salih” salih olmayan amel denir. Yüce Allah bu tür amelleri kabul etmeyeceği gibi, Allah korusun bu tür ameller Allah’ın gazabını vesile olur.
Ebubekir El Vasiti Diyorki:
-İbadet u taati korumak onu işlemekten çok daha zordur. İbadet cam gibidir, çabuk kırılabilir. Amel de böyledir, içine riya kırışınca hemen kırılıverir. İmanın gereği olarak, Allah rızasını kazanmaya yönelik, Kur’an ve sünnete uygun olarak yapılan her amel salih ameldir. İman edip salih amel işleyen kimseye “Salih kişi” denilir.
“İman eden ve Salih amel işleyen kimseleri sa-lihler arasına dahil edeceğiz.” (Ankebut/9) ayeti ke-rimesinde de belirtildiği gibi Allah’ın salih kulları Cennette birlikte olacaklardır.”
Egemenlik Va’di
Cenâb-ı Hak, iman edip Salih amel işleyenlere, imanları ve Salih amellerinin karşılığı olarak yeryüzüne mutlaka egemen kılacağını vaad etmekte bir ayette şöyle buyurmaktadır: “Allah, içinizden iman edip salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi, onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için ho��nut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaade bulunmuştur.” (Nur 24/55)
Sohbetimizi bir âyet meali ile bitirelim:
“Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecekmisiniz? “( En’am/32 ) Ömür üç günlük bir zaman dilimidir. Dün, bu gün ve yarın. Dün geçmiştir, yarın meçhuldür öyleyse ömür bir gündür o da bu gündür. Bu günün kıymetini bilmek gerekir. Allah (CC) cümlemize salih ameller işlemeyi ve salihlerle beraber olmayı nasip etsin.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti