Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İSLÂM ÜLKESİ SAYILMAYAN YERLERDE CUMA NAMAZI KILINIR MI?

Cuma namazı hicretten önce Mekke’de farz kılındığı halde orada kılınmayıp Medine’de kılınmaya başladığını delil kabul edip İslâm ülkesi olmayan yerde cuma namazı kılınmaz iddiasında bulunanlar vardır. Hâlbuki Cumanın Mekke’de farz kılındığı rivayeti kuvvetli değildir. Öyle olsa bile Cumanın ilk kılındığı mahal Medine’ye birkaç km kala yolda iken kılınmıştır. Kılındığında Medine henüz İslâm diyarı sayılabilecek durumda değildi. Onun için bu iddia tutarlı değildir.
İslâm âlimlerinin ortak fikrine göre; İslâm ülkresi olmayan yerlerde cuma namazı kılınabilmesi için müslümanların serbestçe bir araya gelip toplanmaları; Toplandıkları bu yerde, kendi aralarında seçmiş oldukları imamın hutbede o anda müslümanları en çok ilgilendiren meseleleri açıkca anlatabilmesi ve bundan dolayı ne müslümanlara ne de imama bir eziyet gelmemesi gerekir. Bu iki şartın gerçekleşmesi halinde İslâm ülkesi olmayan yerlerde de cuma namazı kılınabilir.
D- Aynı Camide İkinci Defa Cuma Namazı Kılınabilir mi?
Asıl olan, cuma namazının bir camide bir defa kılınmasıdır. Dolayısıyla meşru bir mazeret veya zorunluluk yok iken aynı camide Cuma namazının tekrarlanması uygun değildir.
Ancak, yer darlığı ve benzeri meşru bir mazeretin bulunması halinde başka bir imamla birlikte aynı camide ikinci defa Cuma namazı kılınabilir (bkz. Kâsânî, Bedaiu’s-Sanâi‘, I, 260; İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 277-278; İbn Nüceym, el-Bahru’r-râık, I, 367)
E- Cuma Hutbesi:
Cuma namazının sahih olmasının şartlarından birisi de namazdan önce hutbe okunmasıdır. Fakihler Cuma namazında hutbenin şart olduğu ve hutbesiz cumanın sahih olmayacağı hususunda ittifak etmişlerdir. Çünkü Allahu Teâlâ “Allah’ı zikretmeye koşun” buyuruyor. Zikir hutbedir. Hz. Peygamber (as) hutbesiz bir Cuma namazı kıldırmamıştır. Hz. Ömer (ra) ve Hz. Aişe (R. Anha)’nın “Cuma namazı hutbeden dolayı kısaltılmıştır” dedikleri rivayet edilmiştir.
Hutbe ittifakla Cuma namazından önce okunur ve iki tanedir. İki hutbe arasını üç ayet okuyacak kadarlık bir oturuşla ayrılır. İkinci hutbe birinciye göre biraz daha alçak sesle okunur. Hatip hutbeyi ayakta ve insanlara karşı dönerek okumalıdır.
Hutbenin rüknü Cenâb-ı Hakk’ı halis zikirden ibarettir. Arapçaya kudreti varken başka bir dil ile mev’ize kısmını anlatması caizdir.
Her iki hutbede hamdü senayı, teşehhüdü ve salâvatı kapsar. Birinci hutbede ayet okunup vaaz ve öğüt verilir. İkinci hutbede vaaza bedel mü’minler için dua edilir.
Cuma vakti hatip hutbedeyken mescide giren kimse Hanefî ve Mâlikîler’e göre tahiyyetü’l-mescid kılamaz. Şâfıîler’e ve Hanbelîler’e göre ise uzatmamak ve iki rek’atı geçmemek şartıyla bu durumda tahiyyetü’l-mescid kılınır.
Hutbenin Rüknü
Ebû Hanîfe’ye göre hutbenin rüknü yani temel unsuru Allah’ı zikretmekten ibaret olduğu için, hutbe niyetiyle “elhamdülillah” veya “sübhânallâh” veya “lâ ilâhe illallah” demek suretiyle hutbe yerine getirilmiş olur. Fakat bu kadarla yetinilmesi mekruhtur. Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre ise hutbenin rüknü, hutbe denilecek miktarda bir zikirden ibarettir ki, bu zikrin uzunluğunun da en az teşehhüd miktarı kadar yani Tahiyyât duası kadar olması gerekir.
İmâm Mâlik’e göre hutbenin rüknü, müminlere hitaben müjdeli veya sakındırıcı ifade taşımasıdır.
İmâm Şâfiî’ye göre ise hutbenin beş rüknü vardır. Bu rükünler şunlardır:
1. Her iki hutbede (hutbenin her iki bölümünde) Allah’a hamdetmek.
2. Her iki hutbede Peygamberimiz’e salâvat getirmek.
3. Her iki hutbede takvâyı tavsiye etmek.
4. Hutbelerden birinde bir âyet okumak (âyetin birinci hutbede okunması efdaldir).
5. İkinci hutbede müminlere dua etmek. Hanbelîler’e göre ise hutbenin rükünleri, sonuncu hariç, Şâfiîler’deki ile aynıdır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER