• Haberler
  • Genel
  • İslâm, matematiği geliştirdi – Kocatepe Gazetesi

İslâm, matematiği geliştirdi – Kocatepe Gazetesi

Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Üreyen, matematik biliminin İslâm ile geliştiğini belirtti Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü tarafından 'Osmanlı'da Matematiğe Bakış' konulu bir konferans düzendi. Konferansta konuşan Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Üreyen, Osmanlı'daki ünlü matematikçiler ve matematik bilimine [&hellip]

İslâm, matematiği geliştirdi

Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Üreyen, matematik biliminin İslâm ile geliştiğini belirtti

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü tarafından “Osmanlı’da Matematiğe Bakış” konulu bir konferans düzendi.
Konferansta konuşan Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Üreyen, Osmanlı’daki ünlü matematikçiler ve matematik bilimine olan katkılarına ilişkin bilgiler verdi.
İslam medeniyetinde matematikte çok önemli gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Üreyen, “Abbasiler hâkim olduktan sonra Halife Mansur, Harun Reşit ve Memun çok ilerleme kaybetmiştir. Memun Bağdat’ta Beytül Hikme diye bir ilim merkezi kurar ve bu merkezde çok önemli bilim adamları yetişir. Bu merkezde yaptıkları ilk iş, Yunan dünyasının baskıcı ortamından Anadolu’da bugünkü Harran bölgesine kaçan bilim adamlarında bulunan eski Yunanca ve Sanskritçe tüm eserlerin Arapçaya çevrilmesini sağlamak olmuştur. Örneğin bu dönemde Öklit’in ‘Elamanlar’ı Arapça’ya çevrilmiştir. Eski Yunan’ın tüm eserleri Arapçaya çevrilmiştir” ifadelerini kullandı.
Üreyen şöyle devam etti:
“Bu dönem Orta Çağ dönemidir ve karanlık çağ da denir ama doğu dünyası için parlak ve aydınlık çağdır. Anadolu tarafından Bizans olduğu için İslam âlimleri doğuya yönelmiştir. Semerkant’a Merava’ya, Horasan’a gitmişlerdir. Daha sonra orada yetişen insanlar Anadolu’ya gelmiştir ya da Anadolu’dan bu bölgelere giden insanlar bir şeyler öğrenmiş ve Anadolu’ya özellikle Selçuklu’ya bir şeyler getirmiştir. Onlar vasıtasıyla da Osmanlı’ya bilim gelmiştir. Bu dönemde matematikteki önemli bilim adamlarından biri Harezmî’dir. Harezmî, cebir konusunda dünyada ilk kitabı yazan kişidir. 788 yıllarında Beytül Hikme’de çalışmıştır. Astronomik gözlemleri vardır. Harezmî aynı zamanda matematikteki bilinmeyen kavramını ilk defa kullanmıştır ve bilinmeyene ‘şey’ demiştir. Geometri yardımıyla cebir ikinci derece problemleri çözmüştür.”
CEBİR’İ BİR TÜRK BULDU
Sayılar konusunda bugün kullanılan onluk sistemin ve sıfırın Hindistan’da bulunduğunu ifade eden Üreyen, İngilizce cebir kelimesinin Harezmî’nin kitabından türediğini söyledi.
Üreyen, şöyle dedi: “O konuda Harezmî, ‘Hesabül Hindu’ diye aslı kayıp olan bir kitap yazmıştır. Doğu dünyasında da batı dünyasında da bugün kullandığımız onluk sistemi bu kitaptan öğrenmiştir. İngilizce cebir ‘algebra’ olarak yazılır. Bu kelime Harezmî’nin ‘El Cebr vel Mukabele’ isimli kitabından türetilmiştir. Algoritma Türk bir matematikçidir. Esas ismi de Ebû Ca’fer Muhammed bin Mûsâ el-Hârizmî’dir. Ebu’l-Vefâ el-Bûzcânî isimli bir ilim adamımız daha vardır. Bu ilim adamı çağı açan en büyük geometrici olarak kabul edilir. Trigonetmeri ilk defa Hindistan’da bulunmuştur. Sinüs, kosinüs, tanjant ve kotanjantı Ebu’l-Vefâ’nın bulduğu söylenir. İslam dönemindeki bir başka matematikçi ise Rubaileri ile ünlü Ömer Hayyam’dır. Bu ilim adamı kübik denklemlerin, konikleri ara kesiştikleri noktalar vasıtasıyla çözmüştür. Ömer Hayyam Fars’tır. Bağdatlı Nasrettin Tusi ki dünyada trigonometri konusunda ilk bağımsız kitabı yazan ilim adamıdır. İslam dünyasında yayınlanan matematik kitapları 1100’lerden itibaren Latinceye çevrilmiştir. Harezmî’nin cebiri mesela bu tarihlerde çevrilmiştir. Ancak batı dünyasında matematik alanındaki patlama 1550’de yaşanmıştır. 1550’lerde kübik denklem çözüldükten sonra batı dünyası İslam dünyasına göre matematikte farkı açmaya başlamıştır. O güne kadar da Osmanlı ile batı arasında çok büyük fark yoktur. Hemen hemen aynıdır.”
İLK MEDRESE
İZNİK’TE KURULDU
Osmanlı’nın matematik konusundaki kaynağının Maveraünnehir olduğunu ifade eden Üreyen, Osmanlı’daki ilk medresenin ise 1330 yılında İznik’te kurulduğunu söyledi ve şunları dile getirdi:
“İznik tesadüfen seçilen bir yer değildir; Hıristiyanlık için de önemli bir merkezdir. Bu medresede yetişen âlimlerinden biri Osmanlı’ya tasavvufu getiren Davut El Kayseri’dir. İkinci medresede Bursa’da açılır. Bu medresede yetişen ünlü bir isim vardır ki o da Molla Menari’dir. Mantık kitabı ile ünlüdür. Yıllarca ve asırlarca bu ilim adamının kitabı okutulmuştur. Osmanlı’da matematik dönemi ikiye ayrılır. 1700’lere kadar olan klasik dönem İslam dünyasını takip eden dönemdir. Karlofça Antlaşması’ndan sonra Osmanlı yüzünü batıya çevirmiştir. Osmanlı artık matematik bilen hendese bilen yani mühendislik bilen subay yetiştirmek istemiş ve bunun için okullar açmıştır. Batıdaki kitaplardan istifade edilerek yeni kitaplar yazılmıştır. Batıya öğrenciler gönderilmiştir. Bu şekilde klasik İslam matematiği bitmiş, batı matematiği başlamıştır. Modern dönemin önemli ilim adamlarından ve Mühendishâne-î Berrî-i Hümâyûn’un ilk başhocası olan Hüseyin Rıfkı Tâmanî’dir. Kırım’da doğmuştur. Batıdan esinlenerek bir geometri kitabı yazmıştır. Türev ve integrali Osmanlı’da anlatan ilk kişidir. Başhoca İshak Efendi ki türev ve integralle ilgili ilk kitabı yazan kişidir ki bu isim de Mühendishâne-î Berrî-i Hümâyûn’da baş hocalık yapmıştır. Yine Mehmet Nadir batıda denklemler konusunda eseri yayınlanan 3 matematikçiden birisidir. Batıda Dickson’ın kitabında ismiyle çözümleri yer almıştır.” (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme